Tarım'da yanmış, bitmiş, kül olmuştuk hani!

Tarım'da yanmış, bitmiş, kül olmuştuk hani!

ALİ KARAHASANOĞLU

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın dünkü basın toplantısı, muhaliflere ders niteliğinde idi.

Yıllardır Sözcü, Cumhuriyet, Milli Gazete manşetlerinde görürüz..

"Türkiye'de çiftçilik bitti."

Yetinmezler, "Şeker fabrikaları peşkeş çekildi. Şeker ithal eder olduk."

Bitirmezler, "Yerli tohumumuz kalmadı, İsrail'den tohum ithal ediyoruz."

Nefes nefese kalırlar, yine iftirayı durdurmazlar: "Yeter, saman ithal eder olduk."

Her birimizin günlük hayatta arkadaşları ile, komşuları ile yaptıkları sohbetlerde, bu söylemler karşımıza çıkmıştır, çoğunda gerçekler değil, algılar hakim olmuş ve tartışma öyle sonuçlanmıştır.

Şimdi sayın bakan, adeta "hodri meydan" demiş oldu..

Madde madde anlattıklarını aktaralım..

Muhatapları da, cevap versinler..

Hemen her gün manşetten yaptıkları saldırılara cevap mahiyetindeki bu tespitlerde bir yanlışlık var ise..

Buyursunlar, iddialarını tekrarlasınlar..

1) 2024 yılı için, doğrudan üretim desteklerinin toplam rakamı 91 milyar lira.

Var mı itiraz eden

Tarıma destek yok, "çiftçi öldü bitti" diyenler..

Her birimizin sofrasına gelen sebzeden meyveye, kişi başına devletin finanse ettiği miktar, 1,070 TL.

"Bu da nereden çıktı" demeyin..

Maalesef devletimiz, özellikle AK Parti iktidarında, çalışıyor, çalışıyor, çalışıyor..

Ama bazı hokkabazlar, "çalışıyor ama, biraz da çalıyor" diye ahlaksızca saldırılar yapıp, kendileri belediyenin araçlarını buharlaştırıyorlar. Utanmıyorlar, SGK primlerini ödemeyip, 500 kişiye verdikleri yemek üzerinden Kent lokantasında 40 TL'ye doyuyorsunuz diyerek, algı yapıyorlar. 500 kişiyi doyurdunuz, peki 15 milyon, 999 bin 500 kişi ne olacak Sen 500 kişi ile şişinip duruyorsun, merkezi yönetim 15.999.500 kişi ile ne etsin

Söylesenize hokkabazlar..

Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı'nın tespitlerini aktaracaktım, yine soytarıların söylemleri aklımıza geldi, klasik yazı üslubuna kaçtık. Bir virgül koyalım, sayın bakanın tespitlerine devam edelim..

2) Şeker pancarıyla ilgili bizim maalesef yerli ve milli tohumumuz yoktu. Ancak 'Türk Şeker 2023' ve 'Türk Şeker 2053' adında iki yerli ve milli tohumu ki hakikaten çok iyi sonuçlar verdi. Bunların da hasadını yapmış olduk. 2025 yılında tohumluk olarak üreticilerimiz bunları kullanmaya başlayacaklar."

Bu tespiti aktardıktan sonra, Milli Gazete'nin tarım muhabiri vıdı-vıdıcı arkadaşa seslenelim..

Bak ne diyor sayın bakan: "Şeker pancarı tohumumuz yoktu. Biz tescilledik. Onunla üretime de başlıyoruz."

Şunu derseniz, kısmen haklısınızdır, oturur konuşuruz: "Niye geciktik."

Ama derseniz ki, "Her şeyi sattılar. Bitirdiler, iflas ettik"..

Derseniz ki, "Yerli tohum kalmadı. İsrail tohumuna bel bağladık."

İşte bunu dediğinizde, "Hop arkadaş, siz şeker pancarında yerli tohumunuz vardı da, AK Parti iktidarının tarım bakanları mı bunları yok etti İşte en yetkili ağızdan size cevap" derim..

Tespitlere devam ediyorum:

3) Avrupa Birliği'nden (AB) geri dönen ürünlere uygulanan resmi kontrole ilişkin değişiklikle, geri dönen ürünlerin iç gümrüklere doğrudan geçişine izin verilmiyor. Uygunsuz ürünler, ülke girişine izin vermeden imha ediliyor..

Bu konuda istismar amaçlı çok haber yapılıyor. "Almanya'nın zehirli ilan ettiği limonlar geri döndü, Türklere yutturulacak." Veya, "Rusya domatesi beğenmedi, geri gönderdi, Türk tüketiciler para verip alacaklar."

Sayın bakan net olarak, işi kaynağında kestiklerini belirtiyor: Yurtdışına giden ürün, ordaki yetkililer tarafından sorunlu olarak tespit edildi ise, o tespit, Türkiye için de geçerli olacak ve ihraç eden kişi o malını geri alamadan, gümrükte imha işlemi yapılacak..