Tanık da, gizlisi de yok; işte resmi evrakla suçlama
Ali Karahasanoğlu
Peşinen söylemek isterim, suçsuz yere mağdur edilen kişilerden yana olanlar konunun sürekli tartışılmasını isterler. Suçlama yapanların isnatlarının sürekli konuşulmasını, tartışılmasını isterler.
Çünkü savundukları kişilerin suçsuz olduklarına inanırlar ve suçlama yapanlar ne kadar çok konuşurlarsa, iddialarını ne kadar etraflı anlatmaya kalkışırlarsa, gerçeklerin de o kadar net savunulacağına inanırlar.
Yusuf Ziya Gümüşel hocanın suçsuzluğuna inanıyorum. İsterim ki hocamızı suçlayanlar papağan gibi aynı şeyleri tekrarlayacaklarına savunmaların ışığında isnatlarını ispat etsinler. Çok basit bir karşı itirazda bulunmuştuk.
Bir kızını yedi yaşında evlendirdiğini iddia ettiğimiz hocamız, böyle bir bakış içinde ise niçin diğer iki kızını, o yaşta evlenmelerini hiç dillendirmiyor bile, 18 yaşından sonra dahi hemen niye evlendirmemiş.
Bir karşı itirazda daha bulunduk: mağdur olduğu iddia edilen kız, suçlanan hocamızın öz ve öz kızı. Dayısı, amcası, halası, teyzesi aklınıza gelecek en yakın akrabalarından bir tanesine bile göstermeden, bu kızımızın annesine babasına suçlama yaptırıyorsunuz. Bir tane gazeteciye soru sordurmuyorsunuz. İftira mahiyetindeki ilk suçlamaları yaptığında kendisini tahrik eden bir hakim kızı ile ilgili iddiaları cevaplamıyorsunuz. Bu nasıl bir suçlama nasıl bir haksızlık nasıl bir iftira diyoruz. Duvara konuşuyormuşuz gibi sözlerimiz geri dönüyor, ne savcılıktan ne mahkemeden ne istinafdan ne iftiracılardan ne mağdur olduğunu söyleyen kişiden ne de bu işin medyadaki uzantılarından tek bir cevap gelmiyor.
Allah, Yusuf Ziya Gümüşel hocamıza dünya imtihanını sabırla başarmasını nasip etsin.
Cezaevindeki bir hocamızdan, bugünkü aktüel konumuza geçelim.
İstanbul Büyükşehir Belediye eski başkanı Ekrem İmamoğlu Cezaevi'nde.
Taraftarları haksız yere cezaevinde olduğunu iddia ediyorlar, suçlamaların mesnetsiz olduğunu belirtiyorlar.
Son açıklama, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'ten geldi.
Çelik, partisinin İBB iddianamesine ilişkin olarak sahada çalışma başlatacağını açıklayarak; "İddianame somut delillerden, kanıtlardan oluşmuyor, tamamen gizli tanık ifadelerinden oluşuyor. Tamamen cezaevine alınıp sonra da tehdit edilerek itirafçılar oluşturularak bir iddianame yazıldığını, verileriyle beraber İstanbul kamuoyuyla paylaşacağız" demiş.
CHP'li okurlarımızın " başka konu yok mu yazacak" eleştirilerine hazırım. Onlar Ekrem İmamoğlu'nun suçsuz olduğunda samimi olsaydılar, bizim bu konuyu yazmamıza itiraz etmezler tam aksine sevinirlerdi. Ekrem eksenindeki iddialar ne kadar çok konuşulursa gerçekler ortaya çıkar, gerçekler de suçsuzluktan yana olduğuna göre, konunun yazılması bizim lehimize" derlerdi.
Konuşulmamasını istediklerine göre, yazılmamasını istediklerine göre, onlar da Ekrem İmamoğlu'nun suçlarını çok iyi biliyorlar.
Ama oluşturulan algıları sonlandırmak, belki de saf saf hâlâ Ekrem İmamoğlu'nun suçsuzluğuna inanan insanlarımıza da gerçeği göstermek açısından Özgür Çelik'in açıklamasındaki itirazlara da dikkat ederek, konuyu masaya yatıralım.
Özgür Çelik ne diyor
Ekrem bey, "Gizli tanıklarla suçlandı".
O zaman gizli tanıksız suçlamaları Özgür Bey'e aktarıyorum.
Sarıyer sırtlarında iki villaya sahip güllüce AŞ, noter devir anlaşmasıyla, İmamoğlu AŞ'ye satılır.
Güllüce A.Ş. iki villası vardır. Bunlar tapu kayıtlarıyla sabittir.
Dikkat buyrun gizli Tanığın anlatımına göre demiyorum. Cezaevine konulup sonra çıkartılan kişilerin ifadelerine göre demiyorum.
Tapu kayıtları diyorum, noter evrakı diyorum.
Ve devam ediyorum: iki villanın sahibi şirket, Ekrem Bey'in aile şirketine 15 milyon TL'ye satılıyor.
Satıştan iki hafta sonra, villanın sadece bir tanesi, 6 milyon TL yıllık bedel ile bir şirkete kiralanıyor.
Gizli tanığımız yok. Etkin pişmanlıktan yararlanan birisinin ifadeleri yok.
Ekrem Bey'in aile şirketinin yetkilisinin imzaladığı noter belgesi ve yaptığı kira akti ile bunları aktarıyoruz.
Sorumuz şu.. 15 milyon: 2=7.5 milyon TL'ye alınan bir villa, yıllığı 6 milyon TL'ye kiralanabiliyorsa, burada bir anormallik yok mudur
Hele hele bu anormalliği araştırmak üzere baktığımızda, iki villayı satan şirketin sahibi iki ay önce İBB'den pazarlık yoluyla 2,1 milyar liralık inşaat işi almış ise.
Sonrasında bu iki villanın sahibi olduğu şirket Ekrem Bey'in aile şirketine devredilmiş ise.
Yine gizli tanıktan bahsetmiyorum. Etkin pişmanlıktan bahsetmiyorum.
Sadece olaylar silsilesini aktarıyorum. İhalelerden, devredilen şirketlerin noter evraklarından, suçlanan kişilerin imzaladığı kira akitlerinden bahsediyorum.

21