Sülün Osman'dan imalı tavsiye: Evlatlarınızı koruyun

Sülün Osman'dan imalı tavsiye: Evlatlarınızı koruyun

ALİ KARAHASANOĞLU

Ekrem İmamoğlu büyüklük göstermiş..

2 villayı, altı aylık peşin ödenecek kira parasına almamış gibi..

Sütten çıkmış ak kaşık imiş gibi..

2023'de cumhurbaşkanı adayı olmamış da. Partisi bile kendisini cumhurbaşkanı adaylığına layık görmemiş, Mansur Yavaş ile birlikte cumhurbaşkanı yardımcısı adaylığına rağmen, bu millet kendilerine teveccüh göstermemiş de..

Üç sene sonra yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçiminde aday adayı imiş.. Onun için gözaltına alınmış gibi, algı yapıp, gerçeği savcılığa anlatan kim var ise..

Engellemek için çabaladı durdu.

Biri itiraf etti.

İkisi itiraf etti..

Şimdi artık, itiraf eden edene..

Sülün Osman yeni bir taktik geliştirdi..

Hani Nasreddin Hoca eşekten düşmüş..

Çocuklar karşısına geçmiş, gülüyorlarmış..

"Hoca, eşekten düştü.. hah hah ha" diyorlarmış.

Hoca, nükteyi patlatmış:

"Düşmeseydim, zaten ben de inecektim."

Hocanınki, espri..

Sülün Osman'ınki gerçek..

Sülün Osman, itiraf eden işadamlarına, bürokratların da ekleneceğinin korkusu ile..

Durumu kurtarmak, itirafları itibarsızlaştırmak için bir açıklama yapmış:

"Onurunuzu, evlatlarınızı koruyun. Önünüze konulan o iftiranameleri düzmece olduğunu bilerek imzalayın. Hiçbirinizin çocuğunun geleceği benim özgürlüğümden daha kıymetsiz değil."

Nasıl algı ama..

Gerçeği söyleyen herkesi, evlatlarını korumak için yalan beyanlara imza atanlar" olarak gösteriyor..

İyi de, çocuklarını korumak için, insanlar yalan beyanlara imza atarlarsa.

Dahası, onların iddialarını doğru kabul edecek olursak.

Ekrem beye iftira atacak olurlarsa..

Evlatlarını korumuş olmazlar ki..

Evlatlarına , kötü bir gelecek bırakmış olurlar.

Hem iftira attıkları için. Hem de, onlar öyle diyor ya.. Ekrem bey cumhurbaşkanı olduğunda, kendisine iftira atanların hepsinin ocağına incir ağacı diker..

Sülün Osman, itirafları engelleyemeyince..

İtirafları, iftira gibi göstererek, biraz daha zaman kazanmayı amaçlıyor..

Yakındır, onun da, "Hastayım. Çok hastayım. Acilen beni tahliye edin" diyeceği günler, iki vakte kadar gelecektir..

Yoksa, seçimlere girip, çatır çatır mitinglerde kamu paralarını harcamaktan çekinmeyen CHP'li belediye başkan adayları, şimdi cezaevine girince hemen hepsi, üç-beş hastalığın son evresinde olduklarını açıklarken, bir yıl önceki para kulelerini dikerken harcadıkları yüksek eforlarını hiç mi hatırlamıyorlar

Hastalık konusu bir kenara..

Ekrem beyin, itirafda bulunacakları, "mazursunuz. yapabilirsiniz. Gücenmem" modundaki açıklamaları bir yana..

Ekrem beye birisi sorsa, acaba ne cevap verecek:

"Ekrem bey, sizin de evlatlarınız var.. Siz de onurunuzu, evlatlarınızı koruyun. Siz de önünüze konulanları imzalayın. Sizin de çocuklarınızın geleceği sizin itirafçı olmanızdan daha kıymetsiz değil. Çocuklarınızı kurtarmak için, siz de itirafçı niye olmuyorsunuz"

Öyle ya..

Ekrem beyin de üç çocuğu var..

Her birinin ayrı ayrı kaldığı, kalacağı villaları var..

Hatta çocuklarından birisi, Türkiye yetmemiş, Hırvatistan'da şirket kurmuş, Türkiye'den para transferinde bulunmuş.

Yok yok.

Öyle birkaç bin TL değil.

Birkaç yüz bin TL, birkaç milyon TL değil.

28 yaşındaki delikanlımız, henüz iş anlamında dikili bir ağacı, "bu benim eserim" diyebilecek bir durumu yok ama..

Bir çırpıda, yaşı kadar milyon TL'yi, yani tesadüf mü desek, yoksa başka bir tanımlama mı yapsak, 28 milyon TL'yi, yurtdışına transfer edivermiş..

Ekrem bey ne diyor:

"Evlatlarınızı koruyun."

Sülün Osman, kendisini örnek vermemiş..

"Bak ben evladımı nasıl koruyorum. 28 milyonu, Hırvatistan'a, oğlumun hesabına nasıl transfer ettirdim" demiyor ama..

Eminim arkadaşları hayıflanıyorlardır..

"Biz niye çocuklarımızın adına, yurtdışına para transferi yapmadık"

Biz böyle işi ayrıntıları ile mercek altına alıyoruz ama..

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan CHP'li Ekrem İmamoğlu hakkındaki MASAK raporunda yer alan, oğul Selim İmamoğlu'nun yurt dışına para aktardığı tespitine çok kızmış..