Sülün Osman duruşmaları canlı yayınlansın, şov bitsin!
Ali Karahasanoğlu
Ekrem İmamoğlu, üniversite imtihanında 380 puan alıp, iki yıl sonra 500 puanlık fakülteye kaydını yaptırması ile ilgili davada iddialara ne cevap verdi
Ceketini çıkardığı gazetelerde haber olmuş.
Kravatını çıkarıp, CHP İstanbul eski İl Başkanı Özgür Çelik'e fırlattığı, eski il başkanının da sanki sanığın emireri imiş gibi kravatı yakaladığı konuşulmuş...
İzleyicilere dönüp, tek tek selamlaşması yazılıp çizilmiş..
Peki..
Kıbrıs'a gidip, iki yıl orda kayıtlı olup, sonra geldiği fakültenin ismini de yanlış yazdırarak İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçiş ile ilgili Ekrem İmamoğlu ne anlatmış
Duyan var mı
Cumhuriyet'te yok.
Sözcü'de yok.
Birgün'de yok..
Mahkeme hakimini de anlamadım..
Sanki Türkiye'de 150 bini aşkın avukat yokmuş.
Sanki Ekrem İmamoğlu'nun avukatlığını yapmak için, milyonlarca lirasını almak için binlerce avukat sırada beklemiyormuş gibi..
Diploma skandalı ilk gündeme geldiğinde basın toplantısı düzenleyip, "Burda bir üçkağıt yok. Yanımda Adem Sözüer profesör de bana hak verecektir. Biz hakkımızı kullanıp, yatay geçiş yaptık" diye konuyu açıklamaya çalışan önceki avukatı Mehmet Pehlivan'ın Ekrem İmamoğlu'nu savunmasını isteyip istemediğini sormuşlar.
Acaba ne düşünüyordu, hakim bey..
Duruşmaya birden fazla avukat katıldığı halde..
Mehmet Pehlivan'ın savunma avukatı olarak duruşmaya kabul etmezsek, ilerde AİHM'e gidildiğinde, "savunma hakkı kısıtlanmış denilebilir" diye mi düşündü acaba..
150 bini aşkın avukat olan ülkede, cezaevindeki avukatın savunma yapması mümkün mü..
Dünya hukuk tarihinde böyle bir şey var mı
Tam aksine..
"Avukatım tutuklu idi. Cezaevinde yeterince beni savunamadı. Onun için de kendimi savunamadığımdan mahkum oldum" diye, Ekrem İmamoğlu bir tuzak kuruyor.
Maalesef mahkeme de, bu tuzağı görmüyor..
Neyse ki..
Mehmet Pehlivan'ın şecaat arzetmesi ile Merd-i kıptiliğini itiraf etmesi ile konu yarım kalmış.
Pehlivan, "Ben cezaevinden savunma yapmak yerine, gelecek duruşma oraya gelip, cüppemi giyerek savunma yapmak istiyorum" demiş..
Böylece tuzak yarım kalmış..
Olur beyim..
Sana cüppe de giydiririz, hatta kapının önüne kadillak araba da yollarız..
Sen tutuklusun..
Tutuklu iken, avukatlık yapacaksın öyle mi.
Kafayı mı yediniz siz
Bir kişi tutuklu ise, onun cezaevinde olması gerekir..
Ama bunlar öyle şımarıklar ki.
Öyle kibirliler ki.
Mehmet Murat Çalık isimli belediye başkanları, 20 yıl önceki bir hastalığının nüksedebileceğini söyleyip, "Beni hemen hastaneye götürün. Beni cezaevinde tutmayın. Hatta sağlık sebebi ile tahliye edin" diyor..
Avukatları da..
"Ben Ekrem İmamoğlu'nun avukatlığını yapacağım. Beni cezaevinden çıkarın, duruşma salonuna götürün" diyor..
Ne güzel iş bu ya..
Bunların hırsızlıklarının hesabının sorulmasına imkan yok, demek ki..
Bunlara hesap sorma imkanı yok demek ki..
Ben İBB'ye çöken şebekenin gerçek yüzünü aktarmaya çalışıyorum ama..
Bir sitemimi de yapmalıyım..
Biz yaşlandık artık..
Gençlerden bekliyoruz, sitemimdeki yapılmayanları..
Ekrem İmamoğlu'nun yatay geçiş sahtekarlığı ile üniversite diploması almasına ilişkin davaya, ben isterdim ki, onlarca öğrenci derneği, onlarca üniversite öğrencisi, mezunu müdahil olsun..
"Bizim alın terimizi çalan bu adama hakkettiği cezayı vermelisiniz" diyerek, mahkemeden talepde bulunsunlar..
Biliyorum..
Ceza mahkemeleri, bu tür taleplerde biraz cimridir..
"Hayır, siz direkt suçtan zarar görmemişsiniz" diyebilir..
İsterim ki, Ekrem İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı dönemde bir puanla, İşletme Fakültesi'ne giremeyen, hatta bırakın 1 puan düşük alanları, 100 puan düşük aldığı için dahi İşletme Fakültesi'ne kayıt yaptıramayan o dönemin öğrencileri, "Bizim hakkımızı yiyerek, arzu ettiğimiz fakülteye, bizim aldığımız puandan daha düşüğü ile bu adam kayıt olmuş. Ben zarar gördüm"