Suikastlar tarihini anlatanlar, yargılanan darbeciler tarihini de okusunlar!
Suikastlar tarihini anlatanlar, yargılanan darbeciler tarihini de okusunlar!
ALİ KARAHASANOĞLU
Bugün 15 Temmuz'un, dokuzuncu yıldönümü.
Sizler de belki, böyle yıldönümlerinde, "Bu kadar etkinliğe, ne gerek var. O yaşanılanlar, 9 yıl önce idi. Artık darbe tehdidi yok" diyerek, rehavete kapılıyorsunuzdur.
Oysa daha önceki dönemlerde de, benzeri rehavete kapılanlar olmuştu..
27 Mayıs darbesi olduktan sonra..
Resmiyette "bayram" olarak kutlanmış, halkın gerçek temsilcileri ise, seçilmiş başbakan Adnan Menderes'in yönetimden indirilmesinin yıldönümlerinde, o meşum günü her lanetlemek istediklerinde, mutlaka içimizden birileri "Ne gerek var. 27 Mayıs geride kaldı. O bir sefer idi. Artık bu ülkede darbe olmaz" diyerek, toplumu yatıştırmayı kendilerine görev görüyorlardı..
27 Mayıs sonrasında 12 Eylül darbesini gördük.
Sonra 28 Şubat postmodern darbesini yaşadık.
Ve son olarak da 15 Temmuz hain darbe girişimine şahit olduk..
Bugün artık, darbeler süreci bitti mi
Bence hayır..
Bittiğini nasıl söyleyebilirsiniz ki.
Hırsızlık yapan adamları, sokak gösterileri ile cezaevinden çıkartmak isteyenlerin, gözümüzün içine baka baka üniversiteli gençleri bile nasıl kandırdıklarının hep birlikte canlı şahitleri değil miyiz
"Baklava kutusu içinde avroları görünce, başımdan aşağıya kaynar sular döküldü" diyenlerin, üç gün sonra, "Baklavacıyı bir ay eğitmişler.. Baklava kutusu içinde avroları alan başkan yardımcımızı kimseye yedirmem" diyerek, rüşvet alan adamlarını cezaevinden kurtarmaya çalışanların konuşmaları, kulağımızda hâlâ yankılanmıyor mu
Fatih Altaylı isimli darbeci, daha iki hafta önce, padişahlara karşı yapılan suikastlara atıf yaparak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a sopa sallamaya kalkışmıyor muydu
Son olarak da CHP Genel Başkanı Özgür Özel, daha bir hafta önce..
Mısır'da 2013 yılında yapılan askeri darbeyi kastederek, "Mısır meydanını izlediğiniz gibi, meydanları televizyonlardan izlersiniz" tehdidinde bulunmamış mıydı
Ki; bu tehditlerin arasında, kimi zaman CHP milletvekilliği ile ödüllendirilen Oktay Ekşi'nin, "Sonun Menderes gibi olur" tehdidini, kimi zaman tiyatrocu Metin Akpınar'ın, "mahzenlerde cesedini bulurlar" tehdidini, kimi zaman da Ataol Behramoğlu'nun, "Kralı asmışlardı" şeklindeki tehdidinin de birebir şahitleriyiz..
Bu çerçevede, kimse "bu ülkede darbeler dönemi bitmiştir" rehavetine kapılmamalı..
Her an, millet olarak uyanık olmalıyız..
Uyanıklığımız, sadece darbeye kalkışıldığında harekete geçmek ve direnmek için değil..
Darbeyi meşrulaştırma girişimlerine soyunulduğunda da, gerekli tepkiyi vermek için de uyanık olmalıyız..
Seçilmiş insanlara karşı yapılan her türlü tehdit, aslında bir darbe tahrikidir..
O darbe tahriklerine, asla sessiz kalınmamalıdır..
Onlar tarihi olayları aktarma numarası ile, padişahların zaman zaman suikasta uğradıklarını mı anlatıyorlar..
Onların gözlerinin içine soka soka, gerçeği haykırmalıyız: "Siz kalkışmadan önce, biz de size tarihi olaylardan örnekler verelim. Padişaha suikasta kalkışanlar bu ülkede darağaçlarında nasıl sallandırılmışlardı, gelin size tane tane anlatalım."
Öyle ya..
Bu ülkede kimi zaman padişaha suikast düzenlenmiş ise, kimi zaman da o suikastlere kalkışanlar, darağaçlarında sallandırılmışlardır..
15 Temmuz, ülkemizin Cumhurbaşkanı'na suikaste kalkışanların, darbe ile seçilmiş insanları yönetimden uzaklaştırmaya kalkışanların, derdest edildikleri gündür..
Bugün 9. yıldönümünde, onların her biri, cezaevinde işledikleri suçun cezasını çekmektedirler..
15 Temmuz akşamı, sokaklarda tankları yürütenler ne kadar suçlu iseler..
Cezaevinde olmayı ne kadar hakketmiş iseler..
Ülkeyi 15 Temmuz'a götüren darbe şakşakçıları da o kadar suçludur..
Aslında darbecilerle birlikte, sürekli darbe tehdidinde bulunan CHP zihniyetinin de, mutlaka hesap vermesi gerekir..
27 Mayıs'ta hukuk cinayeti işlenerek başbakanın idam edildiği o kanlı sürece alkış tutan Oktay Ekşi'leri milletvekili yaparak ödüllendiren CHP zihniyeti..
Metin Akpınar isimli hokkabaz, benzeri bir tehdit söylemine giriştiğinde, ona kalkan olan CHP zihniyeti.
Yakın tarihte Fatih Altaylı'nın, yöneticilere suikasti meşrulaştıran söylemlerine soruşturma açılmasının özgürlükleri kısıtladığı tanımlaması yapan CHP zihniyeti..
Ve Özgür Özel'in ağzından, Mısır'daki darbe üzerinden Türkiye'deki seçilmiş insanları tehdit eden genel başkana sahip CHP zihniyeti..