SP, GP, DEVA ve İP, Sosyalist Enternasyonale ne zaman katılacak
Ali Karahasanoğlu
Her şeyi Ak Parti'ye fatura eden bizim muhafazakarlar, toplumun büyük kısmında milliyetçilik duyguları eskiye nazaran daha da yaygınlaşırken, çakma ülkücülerin içinden bir-ikisinin sosyalist olmasının da hesabını Tayyip Erdoğan'dan sorarlar mı acaba
Düne kadar üniversitelerde bir tane başörtülü öğrenci yok iken, şimdi nereden baksanız 30 başörtülü öğrenci olduğu halde..
Saadet Partili kardeşlerimiz, "üniversitelerde ateizm yaygınlaşıyor, bunun sorumlusu Ak Parti" diyerek algı yapıyorlar.
Düne kadar cuma namazı saatinde memurlar çalışmaya mecbur oldukları için, isteseler bile camiye gidemiyorlardı. Okulda bırakın öğrencileri, öğretmenler bile, o saatte dersleri olmasa dahi camiye gidemiyorlardı. Şimdi elhamdülillah öğretmeni de öğrencisi de cuma namazı saatinde ders konulmadığı için, istiyorlarsa camiye gidebiliyorlar.
Bunu sosyalistler görüp, itiraz vesilesi yapıyorlar, sosyalizme övgüler düzen Birgün gazetesi tam sayfa haberler yapıp, "okulda din eğitimi" başlıkları atıp, dini konulardaki özgürlükleri eleştiriyorlar.
Ama Saadet Partisi'nin sözcülerine bakıyoruz, yayın organlarına bakıyoruz: memurların içerisinden isteyenlerin cuma namazına gidemediği bir dönemden, şimdi öğrencilerine varıncaya kadar sağlanan özgürlük ortamı karşımızda dururken, bize nanik yapıyorlar, "Memurlar arasında cuma namazına gidenlerin sayısı azalmış, bu gerilemenin müsebbibi Ak Parti'dir" diyorlar.
Kafamız karışıyor.
Birgün gazetesine, Sözcü'ye, Cumhuriyet'e mi inanalım..
Çünkü bunlar, toplumun her kesiminde; kamu kurumlarında, özel teşebbüslerde, dinin görünürlüğünün arttığını söyleyerek, itiraz ediyorlar ve laikliğin tehlikede olduğunu öne sürüyorlar.
Birgün, Sözcü ve Cumhuriyet'le seçim ittifakı yapan Milli Gazete-TV5 ise, laikçilerin tam aksine, toplumun dinden uzaklaştığını öne sürüyor.
Henüz toplumda dindarlığın azaldığı-çoğaldığı konusunda, doğru bir tespit yapamamış iken.
Şimdi bir de çakma ülkücülerin sosyalistlikleri ortaya çıktı.
Mansur Yavaş, Sosyalist Enternasyonal toplantısına katılmış.
İster misiniz; İyi Partililer bir yandan Mansur Yavaş'ın CHP'den aday olmasını desteklerken, bir yandan da şimdi bize, "Ak Parti iktidarında ülkücü söylemler devletten dışlanıyor, bu sebeple de ülkücülük tehdit altında. Ülkücüler kamudan dışlandığı için, sosyalist de oluyorlar" algısı yapsınlar.
İşin gerçeği ne
Ülkücülük solcuların bile artık takdir ettiği bir kavram olmuş.
Ama iki tane çakma ülkücü, bir tane makam peşinde koşan ülkücülük istismarcısı.. CHP'ye payandalık yapmaya başlamış..
CHP ile yatınca da, şimdi Sosyalist Enternasyonale katılmış.
Evet, tahmin ettiğiniz gibi Mansur Yavaş'tan bahsediyoruz.
Sanıyor ki Ekrem İmamoğlu cezaevinde olunca, onun da desteğiyle, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ak Parti'yi yenip kendisi seçilecek.
Aklı sıra milliyetçi tabanı garantiye almış, "solcuların da oylarını alırsam, cumhurbaşkanı seçilirim" diye düşünüyor.
Oysa, seçilmekten de önce omurgalı olmak diye bir derdimiz olması gerekmez mi!
Ülkücüyseniz, şimdi CHP'ye nasıl girersiniz!
CHP'ye girdiniz, CHP'lilerin bile tamamının tasvip etmediği Sosyalist Enternasyonal toplantısına gidip, orada nasıl fotoğraf verirsiniz!
Haydi oraya katılmanızı da, bir anlığına iyi niyetle yorumlayalım.
"Sosyalist Enternasyonal toplantısına katılmış ama, orada soykırımcı İsrail'in aleyhine şu kararın alınmasını sağlamış. Siyonist İsrail'in güdümündeki Amerika'nın, Avrupa'nın riyakarlığını ifşa eden şu net ifadelerin bulunduğu kararın açıklanmasını sağlamış" diyebileceğimiz bir gelişme yaşanmış olur.
"Yine de olumlu yaklaşalım" diyebileceğimiz bir görüntü verilmiş olurdu.
Ama bakıyorsunuz, ülkücü Mansur Yavaş'ın, Sosyalist Enternasyonale katılıp da, onlara ülkü dünyamızdan bir gerçeğe destek verilmesini sağlaması söz konusu değilken.
Toplantıya, hırsızlıktan tutuklu Ekrem İmamoğlu'na