Silahlar ne olacak, Öcalan'a ne olacak, Demirtaş'a ne yapılacak

Silahlar ne olacak, Öcalan'a ne olacak, Demirtaş'a ne yapılacak

ALİ KARAHASANOĞLU

"PKK silah bırakıyor" diye yas tutan, karalar bağlayan, kafalarını duvarlara vuranlar, nefessiz kalacak derecede çırpınışlarla "ne yapsak, ne yapsak da, silah bırakmayı sabote etsek" diye kafa kafaya vermiş, kendilerine bir çıkış yolu bulmaya çalışıyorlar..

Arkadaşlar, sakin olun..

PKK, "Diyarbakır, Bodrum'a uzak değil. Diyarbakır'daki saldırılarımızı, Bodrum'da tatil kentinizde de yaparız" tehdidi yapmıyor..

"Saldırılarımızı kentlere yayma kararı aldık" demiyor..

PKK "silahı bırakıyoruz" diyor..

Niye itiraz ediyorsunuz

Niye dertleniyorsunuz..

Bu vatanın birliğinden, selametinden yana iseniz, sevinmeniz gerekir..

Durduk yerde niye kavga çıkartıyorsunuz..

Hani PKK da az değil..

Bunların malzeme olarak kullanacakları türden, uzun mu uzun bir bildiri ile silah bıraktıklarını açıklıyorlar..

Ki, "Seçmece bunlar.. Kan kırmızısı karpuz" diyerek..

Kemalistler de oturup, "Lozan bu bildiride niye geçiyor" deyip itiraz etsinler..

"Aaaa.. Bu bildiride soykırım kelimesi niye geçiyor" deyip itiraz etsinler..

Adamlar silah bırakma ile paralel olarak, "Türkiye Cumhuriyetinin bölünmez bütünlüğü"ne zorunlu olarak 'kabül'lerini ifade ediyorlar ama.. Çaktırmadan oraya, 'kürdistan' eklemesi de yapıp, bunun coğrafi bir niteleme olduğunun altını çizmeden bırakıyorlar ki, ulusalcılar üzerine çıkıp, tepinsinler..

Ben açık ve netim.

Kürdistan kelimesini, vatan toprağı içinde, bazı noktaların ayrılıp, ayrı bir devleti işaret ediyorsa..

"Bölünmez"lik ile ilgili kabulü nereye koyacağız

Hiç uzatmayalım..

PKK bildirisi ile, feshedilen örgütün yöneticileri akılları sıra "edebiyat yapalım" derken, "terörün tarihini yazalım" derken, istemezükçülere çiğneyecekleri sakızları da vermiş oldular..

Benim için önemli olan, "silahın bırakılması"dır..

Silah bırakılsın, sonrasında her şey hallolur..

Bu ülkede, Barış için akademisyenler bildirisini alın elinize, Türkiye'ye yönelik öyle hakaretler var ki, PKK'nın fesih bildirisindeki yanlış nitelemeleri arar duruma düşersiniz.

Ama o Barış için Akademisyenler Bildirisi'ni, bu ülkede Sözcü de, Cumhuriyet ekibi de, ulusalcılar da, kemalistler de, ayakta alkışladılar..

Tayyip Erdoğan, o akademisyenlere hadlerini bildireceğini hatırlattığında, cumhurbaşkanına saldıranlar, şimdi PKK'nın silah bırakma bildirisine itiraz eden kesim değil miydi

Dün akademisyenlerin, PKK tarafından Güneydoğu'daki bazı ilçelerimizde ilan edilen sözde özerkliğe destek verip, o ilçelerde devletin yaptığı askeri operasyonları 'halkı açlık ve susuzluğa terketme" diyerek yorumlayanlara sahip çıkanlar, şimdi PKK'nın silah bırakmasındaki bildiride yer alan ifadeleri mikroskop altında incelemeye tabi tutuyorlar.

Sözcü önceki gün, "Jandarma'ya emir geldi. PKK'lıları sağ yakalayın" ifadesi üzerinden kurguladıkları haberin başlığını, "PKK'lıları öldürmeyen emri" diye atmıştı..

Barış için akademisyenler bildirisine imza atanlar ne diyordu Gerçeklere aykırı şekilde, "Güneydoğuda halk katliama maruz kalıyor."

İşe bakın.

Dün, devlete, PKK'lıları geçtik.. Halka bile saldırdığı iddiası ile suçlama yapanlar.. O suçlama yapanlara destek verenler..

Şimdi ise, "PKK'lıları sağ yakalama" üzerinden, "niye öldürmüyorsunuz ki.." çıkışı yapıyorlar..

Bu riyakarlıklar karşısında, kafayı tırlatmamak mümkün değil..

En iyisi, PKK'nın silah bırakma gibi sevinçli bir haber üzerine, bu kemalistlerle kafa bulmak..

Bunları makaraya almak.

Biz de öyle yapalım.

Cumhuriyet gazetesi dünkü birinci sayfasında, "CHP bu sorulara cevap arıyor" diye başlık atıp, sıralamış..

Biz de soruları verip, cevaplarını aktaralım.

Soru: "Neden Sadece PKK YPG ne olacak"

Cevap: "YPG mi bize saldıracak. Hah hah ha.. YPG'yi terör örgütü sayarak, siyasi iktidar, hayali bir düşman daha üretti."

Cevabı ben vermedim.. Soruyu yönelten CHP'nin bir önceki genel başkanına verdirdim.. Bir iki kelime ekledim.