Sevinin gençler, gri listeden çıktık! Ama..

Başlığa bakmayın..

Ortada sevinilecek bir şey yok.

Öyle diyor, soldan çarklı, emperyalizmin ülkemizdeki uşakları..

Mesela Ekonomist unvanı ile demeç veren Mustafa Sönmez diyor ki: "Gri listeye alınan ülkeleri yabancı yatırımcılar bir kere otomatikman üstünü çiziyorlar yatırım yapacaklarsa yapmıyorlar. Şimdi gri listeden çıkarılınca böyle bir bahane ortadan kalkıyor ama bu demek değil ki bundan sonra yabancı sermaye ve sıcak para akışı söz konusu olacak."

Devam ediyor, Sönmez: "Artı olarak herkes biliyor ki bu ülkede yargı yasama büyük ölçüde sarayın denetiminde. Bunlarda yabancı yatırımcılar tarafından değerlendirilme konusu. Bağımsız bir yargı olmadıkça kolay kolay kalkıp gelmiyor."

Sanırsınız ki, Türkiye'ye gelen yabancı şirketler, Türk yargısından şikayetçi olup, patır patır AİHM'e gitmişler, davalar kazanmışlar.

Yok böyle bir şey.

Türkiye'deki hukuktan, yargı bağımsızlığından şikayetçi uluslararası bir tane şirket yok.. FETÖ'cüler bazı şirketlerini, dandik yabancı şirketlere sattılar.. Onlar da boylarının ölçüsünü aldılar.

Bugün Cem Uzan'dan başlayın, FETÖ'cü şirketlere kadar, "Türkiye'deki yargıda hakkım yendi" diyen ciddi bir tane uluslararası arenada aleyhimize verilmiş karar yok..

Neyi kastediyor Sönmez

Şimdilik FETÖ'cü generalleri yüzleri tutup, "haksız yere cezaevinde" diyemiyorlar ama. Gezi isyanından cezaevine konulan Osman Kavala'yı kastediyorlar..

O davada da yanlış bir şey yok ama.. Uluslararası şirketleri ilgilendiren bir olumsuzluk yok ama. Tam aksine, "Türkiye'de sokak hareketleri ile hükümet değişmez.. Türkiye'deki sisteme güvenmeliyiz" mesajı tüm dünyaya verilmiş oluyor ama..

Velev ki, Kavala dosyasında bir yanlışlık var..

85 milyonluk Türkiye'de, tek mahkemede davası olan Kavala mı

Yoksa Kavala üzerinden, seçilmişlere sopa mı sallanmak isteniyor..

Mustafa Sönmez, bilimsel unvanı olmayan ekonomisti..

Bir de profesör unvanı ile Başkent Üniversitesi'nde halen ekonomi okutan Şenol Babuşçu var..

O da diyor ki:

"Bu durum artık Türkiye'ye yabancı sermaye akacak büyük bir yatırım gelecek anlamına gelmiyor. Bu karar Türkiye'ye tamamıyla pozitif olmayacak."

İçimizdeki emperyalizmin uzantıları böyle karamsar tablolar çizerler de, elin Amerikası, tabii ki Türkiye'yi gri listeye de alır, kara listeye de alır..

Diyeceksiniz ki, "Neymiş gri liste Niye girmişiz, şimdi niye çıkmışız"

G-7 ülkelerinin kurduğu bir yapı..

Kara paranın aklanması, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı ile mücadelede uluslararası standartları belirleyici bir kuruluş..

Eeee.

Türkiye'nin bu faaliyet alanındaki fiillerle ne ilgisi var ki, 2021 yılında gri listeye alınmış

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan haykırdığında, "dış güçler" dediğinde..

İçimizdeki uşaklar "Ne dış güçleri kardeşim. Üretimin yok ise. Halin budur" diyorlardı..

Şimdi saçlar döküldü, çıktı gerçek ortaya..

Sıkı durun, tarihsel süreci de aktarayım ki, çakallığın boyutunu daha iyi göresiniz..

Bu yapı, birçok ülkeyi olduğu gibi, Türkiye'yi de değişik tarihlerde incelemeye tabi tutuyor..

Uyuşturucu kaçakcılığının seri cinayetlere sebep olduğu, terör örgütü PKK'nın en büyük gelirleri arasında olduğu 1994 ve 1998 başlangıç tarihli incelemelerde, "Aslansın Türkiye.. Çok iyi gidiyorsun" diyen bu yapı..

Hatta 50 milyar doların batırılmış gibi gösterilip, birkaç CHP'li aileye aktarıldığı 2001 yılında dahi, "Gri listeye falan gerek yok. Türkiye kara para ile mücadelede çok iyi" diyen bu yapı..

Tarihe dikkat edin.

Tam da Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş ile birlikte..

Türkiye için dördüncü değerlendirmesine 2018'de başlamış ve 2019'da tamamlamış.. Söz konusu karşılıklı değerlendirme raporu ve sonrasında hazırlanan izleme dönemi sonucunda da, bileti Ekim 2021'de kesmiş: "Artırılmış izlemeye tabi ülkeler"in yer aldığı "gri liste"ye dahil etmiş..

Şimdi söyler misiniz, Erdoğan yanlış mı söylemiş, "Dış güçler" dediğinde..

50 milyar doların devletin kasasından çalındığı dönemde dahi, terör örgütünün uyuşturucu parası ile devletin askerine kurşun sıktığı dönemde dahi gri listeye alınmayan Türkiye, ne olmuş ise, 2018'de başlayan süreç ile, 2021'de yani tam da Biden'ın, 2020 yılı ortasında,