Şecaat arzederken CHP'li başkan, sirkatin söyler!

CHP'li Burcu Köksal, Afyonkarahisar Belediye Başkanı seçildi..

Her ne kadar Ekrem İmamoğlu, seçim öncesinde, "Kendisine bir başka parti bulsun" diye tehdit etmişse de..

"DEM'lileri belediye binasına almayacağım" diyerek, Afyon'da Kürt düşmanlığı ile seçim kazanan CHP..

İstanbul'da ise PKK sempatizanlığı ile seçim kazanmış ise de..

İstanbul'da seçim kazanmak için, Esenyurt'ta PKK ile ilgili "terör örgütüdür" diyemeyen bir ismi aday göstermiş ise de..

Belki en önemlisi..

PKK'nın başındaki eli kanlı katil Öcalan'ın doğum günü pastasını kesen Elif Gül isimli HDP'li, Sancaktepe'den CHP listesinden belediye meclis üyesi seçtirilmiş ise de..

Bunların hepsini not edelim..

Ama en çok edebiyatı yapılan "israf" ile ilgili de bir yazı kaleme alalım..

Bu kapsamda, Afyon'daki rezalete bakalım.

Ardından da, CHP'nin seçim kazandığı tüm il ve ilçelerde aynı rezaletin yaşanmış olma ihtimalini dikkate alarak, İçişleri Bakanlığı'nı ve savcılıkları göreve davet edelim..

Bir yandan "başkanlık katında jakuzi" diye algı yaparlarken..

Afyon'da suçüstü olduklarını hatırlatalım..

Diğer CHP'nin seçim kazandığı yerlerde de farklı bir durum olduğunu sanmıyorum..

Herbirinde, bir yandan Sözcü-Cumhuriyet-Birgün-Karar-Milli Gazete muhabirleri davet edilip, "Bakın bakın duşakabin yapmışlar. Makam odasında olmayan tek şey jakuzi. Bakın bakın, şu da abdest alma lavabosu" görüntüleri verilirken..

Hemen ardından da, ihaleye bile çıkmadan.. Zira seçimin üzerinden daha iki hafta geçti..

Makam odasının tümü ile yıkılıp, sıfırdan yapılması için yandaşlara işler veriliyor..

Diyeceksiniz ki, "Ali bey, sabahları TV'de Manşetlerin Dili programına çıkıyorsun. 2 saatin orda gidiyor.. Gazetede haberlere bakıyorsun. Köşe yazısı yazıyorsun. Hangi belediyede, hangi makam odası yıkılmış, değiştirilmek istenmiş, sen gazeteden dışarı çıkıyor musun ki, ahkam kesiyorsun"

Anlatayım..

Atalarımız şiirleştirmiş:

"Şecaat arzederken merd-i kıpti.. Sirkatin söyler"

Yani, hırsızlığı hayat felsefesi haline getirmiş kişiler, büyük bir cesaretle kendilerini övmeye kalkarlarken, yapacakları tek anlatım, aslında hırsızlığını anlatmaktır..

Afyon'da olan da tam bu..

Dün soldan çarklı ajansların geçtiği görüntüler eşliğinde, bizim de gazeteden çıkmadan görmemizi sağlayan fotoğraflar sayesinde..

Afyonkarahisar'a gitmeden.

Ordaki çirkinliklerden haberdar olmamız sağlandı..

Diyorki, CHP'li yeni belediye başkanı Burcu Köksal:

"Belediye başkanı seçilip mazbatayı aldıktan sonra makamlarda dinleme cihazlarının olduğu, kameraların olduğu yönünde çok ciddi söylentiler duydum. Hem belediye içinden hem de dışarısından çok ciddi duyumlar aldım. Şüphelenmeye başladım ve bayram boyunca da belediyeye gelip gittik ama şüpheler ciddi bir şekilde artınca bir tarama yapılmasını istedim."

Sonuçta bir gizli çekim kamera yuvası da bulunduğunu söylüyor, Burcu hanım..

Onun takibini yapsınlar.

Gizli çekim yapılacak kamera koyuldu mu, koyulmadı bilmem. Ama koyuldu ise, kim gizli kamera koydu ise, hesabını versin.

Fakaaat.. Bu vesile ile bizim aklımızla alay edercesine verilen görüntüleri de yorumlayalım..

Belediye Başkanı Burcu hanım konuşurken..

Görüntüleri servis eden Anadolu Ajansı olsa.

Hemen itiraz edeceklerdi.

AA değil, kendilerine yakın bir ajans fotoları vermiş...

O fotolar üzerinden, size yapabildiğim kadarı ile olayı tasvir edeyim..

Başkanlık makam odasından ziyade, harabeye dönmüş bir alan..

Alçı tavanlar paramparça edilmiş... Kimsenin "Bunlar milli servet. Başkan hanım A'dan Z'ye her şey değişsin dedi ama. Yıkın, dağıtın demedi. Burdan çıkardığımızı, belki bir yere takarız. Bari kırmadan usulüne uygun çıkartalım" derdi yok..

Resmen parçalanmış.. Dağıtılmış.