Yüzde 1 oyu olup olmadığı bile belirsiz bir partinin başkan adayının, nereye oturtulduğunun bir önemi yok ki, bunu irdeliyorsun, diyebilirsiniz..
Gençler için Saadet Partisi'nin önemi olmayabilir..
1974 yılında, öğretim yılının ortasında, koalisyon ortağı olur olmaz, İmam Hatip ortaokullarını açarak, dindarların dik duruş sergileyerek siyaseti nasıl yapabileceklerini gösteren Erbakan hocanın, o adımından yararlanan, o tarihte İmam Hatip ortaokulu birinci sınıf öğrencisi Ali İhsan Karahasanoğlu olarak..
"Erbakan hocamızın izindeyiz" diyen herkes, bizim için önemli..
Onun için de..
Yüzde 1 oyu da olsa..
Şimdilerde daha da aşağılara inmiş de olsa..
Onlara uyarı görevimizi yapmamız, bizim boynumuzun borcu..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na kefil olan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, koltuğu bırakmak üzere..
Yerine Mahmut Arıkan'ı uygun gördü..
Dikkat buyrun.. Alnı secdeli Tayyip Erdoğan seçimle cumhurbaşkanı koltuğuna oturduğu halde, onu diktatörlükle suçlayan Temel bey.
Kendi partisi içinde bile, genel başkan olmak için yeterli oyu almasından tereddüt ettiği Mahmut Arıkan'ı, kendi koltuğuna halef olarak seçti..
Onun için de, kongreyi ertelettirdi de ertelettirdi.
O zaman siz diktatör olmuyor musunuz, Temel bey..
Bırakın, SP'yi delegeler kimi seçerse, o genel başkan olsun..
Genel başkanlık aslında hiç önemli değil..Mahmut Arıkan olsa ne olur, farklı bir isim olsa ne olur
Ama Temel beyin CHP'ye vagonluk ezikliği, kendisinden sonra koltuğuna layık gördüğü kişiye de bulaştırmış olmalı ki, Mahmut Arıkan önceki gün, hemen her gün dindarlara küfreden Cumhuriyet gazetesine ziyarette bulunmuş..
İlkelerinizden tavizde bulunmadan, herkesi ziyaret edebilirsiniz. Herkesle görüşebilirsiniz..
Ama ilkelerinizden tavizde bulunuyorsanız..
Riyakarlık yapıyorsanız..
Hele hele, size küfredenlere şirinlik yapıyorsanız..
Bize de "Yazıklar olsun size.. Dindarların yüzkarasısınız" demek düşer..
Bunu hakkediyor mu, Mahmut Arıkan..
Takdir sizin..
Cumhuriyet gazetesini ziyaret etmiş..
Ve şunları söylemiş..
Söylemedi ise, ziyarette bulunduğu gazeteye sitem etsin, bana değil..
"Medyadaki, gazetenizdeki sıkıntıları da biliyorum. İlkelerinizden taviz verdiğinizde çok daha kolay yapılabilir bu iş ama dik durarak bu ilkeleri muhafaza ediyorsunuz."
Bu cümle, Akit gazetesinin yetkilisi karşısında edilmiyor.
Sabahtan akşama kadar dindar insanlara. Milli Gençlik Vakfı'na.. Anadolu Gençlik Derneği'ne küfreden, Ensar Vakfı'nı tecavüzcü, İlim Yayma Cemiyeti'ni gericilerin sığınağı gibi gösteren Cumhuriyet gazetesinin yetkilisi karşısında ediyor, Mahmut Arıkan..
Sormam lazım, "Size küfredilmesinden zevk mi alıyorsunuz"
Sormam lazım..
Erbakan hoca için bir defa değil, on defa değil. Yüz defa, bin defa "dolandırıcı" diye yazan Cumhuriyet gazetesine, bu iltifatınızın sebebi nedir
Biliyorum..
Saadet Partisi'ne toz kondurmayan kardeşlerimiz, "Sen de yıllar öncesinin davasını güdüyorsun" diyerek, kendilerini rahatlatmak isteyecekler.
Hayır..
Ben sadece eski yıllardan, 28 Şubat sürecinden bahsetmiyorum..
Daha bir gün önce, HAMAS'ın üst düzey yetkililerinin, Türkiye'de ikamet etmeleri ihtimali üzerine, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu açıklama yapıyor, Cumhuriyet gazetesi de o açıklamayı destekler tarzda sayfalarına yerleştiriyordu..
Ne diyordu CHP'li başkan yardımcısı:
"Çok sayıda Batı ülkesi Hamas'ı terör örgütü olarak görüyor. Böylesi bir durumda bazı devletlerin terör örgütü PKKYPG'ye ev sahipliği yapmasına emsal gösterileceği olasılık dahilindedir."
Viicdansızlığa bakınız. Hainliğe bakınız. İsrail'in soykırımına destek vermeye bakınız..
HAMAS batı devletlerinde terör örgütü olarak görülüyormuş. Ki, CHP'nin hem eski genel başkanı, hem de yeni genel başkanı da, Hamas için terör örgütüdür demişlerdi. Yani Batılı devletler değil, CHP de, HAMAS'ı böyle görüyor.. Daha acıklısı, Batılı devletler, HAMAS'ı örnek göstererek, PKK'lı teröristleri barındırırlarmış..