PKK'yı bitiremeyen ulusalcı emekli subaylar deliriyorlar

PKK'yı bitiremeyen ulusalcı emekli subaylar deliriyorlar

ALİ KARAHASANOĞLU

İmralı'ya gidildi..

Görüşme yapıldı..

Dönüş gerçekleştirildi..

"Batarız, biteriz, mahvoluruz" diyenlerin aksine, Türkiye hiçbir şey kaybetmedi..

Tam aksine, Türkiye terörü bitirme noktasında bir adım daha atmış oldu..

Sadece Türkiye'de değil, güneyimizde kurmayı planladıkları YPG terör devleti için de tasfiye adımı atılmış oldu..

Onun içindir ki, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Asıl mesele değişen dünyada öncü rol oynamaktır" dedi..

Devam etti:

"Neymiş bizi yargılayacaklarmış, neymiş bizden hesap soracaklarmış, neymiş anayasa ve kanunlara göre suç işliyormuşuz."

Ekrem İmamoğlu'nun çanta çanta dolarlar, avrolar görüntülerine gönderme yaparak, şunları söyledi:

"Siz yargılasanız, yargılasanız çantacı pespayeliğinizi ve cukka düşkünlüğünüzü yargılarsınız."

Ve en son cümlesi:

"Mertçe ve dürüstçe haykırıyorum; yeter ki Türkiye ve Türk milleti barış huzur ve sükunet bulsun yeter ki terör hayatımızdan kalıcı olarak sökülüp atılsın bizim sonumuz da varsın darağacı olsun."

Bu dakikadan sonra, mızıkçıların soruları istediği kadar dillendirilsin..

"İmralı'ya giden heyet, gemi ile mi gitti, helikopter ile mi" diye istedikleri kadar sorular yöneltsinler..

"Kaç saat görüşüldü. Tutanak tutuldu mu" diye devam etsinler..

"Fotoğraf var mı, video görüntü çekildi mi" diye işi magazinleştirsinler..

"Görüşmeye milletvekili dışında katılan oldu mu, kimlerdi" diyerek, akılları sıra dedektiflik yapmaya kalksınlar..

Allah'ın izni ile bu dakikadan sonra, bunların hiçbirisi netice vermez, vermemelidir..

Şu kesindir..

"Üç vekil, Abdullah Öcalan ile kent uzlaşısı yapmaya gitmemiştir."

Şu da kesindir:

Üç vekil, seçimlerde başarılı olmak için teröristbaşına hangi ilin/ilçenin belediye başkanlığını istediğini sormamıştır."

Şu da kesindir: "Biz İmralı'ya geldik. Bizden ne istersin" denilmemiştir..

Şu da kesindir ki: "İyi Parti'nin çaktırmadan yapmaya çalıştığı gibi, PKK'ya silah bıraktırmadan, Apo'ya umut hakkı gündeme getirilmesi mümkün değildir" denilmiş ve PKK'ya silah bıraktırma noktasında diğer adımların atılması istenmiştir..

Bunun için hop oturup hop kalkıyorlar..

Resmen kuduruyorlar..

Bu ülkede TSK bünyesinde görev yapmış, ulusalcı emekli generallerin içinde bile, PKK'nın silah bırakmasından rahatsız olanlar var..

İşte bir örnek..

2019 mahalli seçimleri öncesinde, "Bütün Kürt insanlarımızın ve demokrasiden yana olan bütün Türk, Kürt ve her topluluktan insanlarımızın bu gerçeklikleri düşünerek, ellerini vicdanlarına koyarak AKP-MHP'yi İstanbul'da bir kez daha yeneceklerine inanıyorum. İstanbul seçimleri, aslında bir referanduma dönüştü" açıklaması yapan Murat Karayılan için, "Sen kim oluyorsun da CHP'li gibi açıklama yapıyorsun" diye sormayan..

İstanbul halkı AK Parti-MHP'i yenmezse, ne yapacaksın, bomba mı patlatacaksın" diye sormayan bir emekli tümamiral var..

Adında Türk, soyadında da Türk var..

Ama Türk kimliğinden zerre nasibi yok ki, bugün PKK silah bırakırken, CHP'den bir üyenin de İmralı'ya gitmesi gerektiği tartışmalarında, Murat Karayılan'ın, "CHP'nin tutumu yanlış, düzeltmezlerse zarar görecekler" açıklamasına karşı bakın ne diyor:

"Bu cesareti kimden ve kimlerden alıyor Ne yapacaksınız; CHP Genel Merkezine bomba mı atacaksınız CHP Genel Merkezi seçmeninin ve halkın sesini dinleyerek çoktandır ilk defa doğru karar verdi!"

Nasıl provokatörlük, görüyor musunuz..

Sen TSK'da muvazzaf iken, anaların emanet ettiği 20 yaşındaki gencecik fidanları koruyama, teröristlerin kurşunları ile şehid olmasını seyret.. Şehirlerde bombalar patlasın, seyret.. Engelleyeme..

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde, CHP'nin oyu Ak Parti'den % 12 geride iken.. Murat Karayılan'ın yukardaki sözleri ile, HDP Ekrem İmamoğlu'na oy verdirsin.. Utanmasın, İyi Parti de, % 6'lık seçmen kitlesini, Ekrem İmamoğlu'na yönlendirsin.. Seçimi kazanın.. O zaman Türker sormasın, "AK Parti-MHP'ye kaybettiremezseniz ne yapacaksınız"