PKK silah bırakıyor, ulusalcılar tepiniyor!

PKK silah bırakıyor, ulusalcılar tepiniyor!

ALİ KARAHASANOĞLU

Nihayet bugün, yarım asra varan şeytani örgütün faaliyetleri sona erecek.. Dış güçlerin kurduğu ve yönettiği, Türkiye'nin huzurunu bozmak ve ilerlemesini engellemek için maşa olarak kullanılan bir yapı, artık sona erecek.

Diyarbakır baro başkanı olduğu dönemde, "PKK için terör örgütü diyemiyorum. Zaman zaman şiddete başvuran, ama temelde hak arayan yapıdır" tanımlaması yapanların eşlerinin, sadece ve sadece bu açıklamanın karşılığı olarak milletvekili yapıldığı dönemler, artık sona erecek.

PKK bugün silah bırakacak.

Kent uzlaşısı adı altında, PKK bağlantılı siyasi partilerle kirli ittifak yaparak, bu milletin evlatlarını yönetimden uzaklaştırmak isteyenler, çok önemli bir ortaklarını kaybetmiş olacaklar..

Çok merak ediyorum..

Benim için önemli olan, PKK'nın silah bırakması olsa da, ulusalcıların silah bırakma görüntülerine ne eleştiriler getireceklerini, merak ediyorum..

Silah bırakma törenine, kimler geldi, kimler gelmedi,.

Gelenler niye geldi, gelmeyenler niye gelmedi..

İzleyiciler arasında kimler vardı, kimler yoktu..

Şu niye şöyle yaptı, bu niye böyle yaptı..

Artık onlarca soru ile karşımıza çıkacaklar..

Oysa bakış açımız şu olmalı:

"Binlerce insanımızın katili terör örgütü PKK, silah bırakıyor.. Bu çok çok önemli.."

Gerisini boşverin.

Şu gelmiş de, şu gelmemiş.

Bu varmış da, diğeri yokmuş..

Bunların hepsi, Cumhur İttifakının, PKK'yı getirdiği silah bırakma aşamasının önemini dikkatlerden kaçırmak isteyenlerin, fitne fesat yorumlarıdır..

Ki, Sözcü gazetesi, dünden bu işe başlamıştı..

"60 şehidin katili 2 hain, sekreteryaya girdi" diye başlık atmışlar.

Ne imiş

Mavi Çarşı yangının sorumlusu. Diğer terörist eylemlerin sorumlusu PKK'lı teröristler, çeyrek asırdır cezaevinde bulunurlarken, şimdi İmralı'daki PKK'nın başının yanına nakledilmişler..

Önce şuna cevap vermeli Sözcü..

Hani AK Parti, PKK'lıları birer-ikişer tahliye ediyordu. Adamlar çeyrek asırdır. cezaevinde imişler.

Demek ki, AK Parti iktidarı, PKK'lı teröristlere asla taviz vermiyormuş.

Bu bir..

İkincisi..

Bu isimler kent uzlaşısı adı altında, İstanbul'a Ekrem İmamoğlu'nu belediye başkanı seçtirmek için CHP ile ittifak anlaşması yaptıklarında da, 60 şehidin katili değiller miydi

Kent uzlaşısı yapılırken niye, Sözcü bu teröristlerin 60 şehidin katili olduklarını bize hatırlatmadı..

Haberin ayrıntısında, İmralı'ya nakledilenlerin arasında, 13 Mart 1999'da İstanbul Kadıköy'de, Mavi Çarşı'yı yakarak, sivil insanları öldürenlerden birisinin de bulunduğunu belirtmişler..

13 Mart'ın yıldönümünde, Sözcü gazetesi bu hain saldırıyı hatırlayıp, kınamadı.

Ama şimdi onun üzerinden rant devşirmeye çalışıyor..

Tıpkı, Madımak olayını istismar edip, yıldönümünde sayfalar dolusu haber yaparken, Madımak olayının üç gün sonrasında Başbağlar'daki toplu katliamın yıldönümünde haber yapmamasındaki riyakarlığın benzerini.

Şimdi Mavi Çarşı yangını üzerinden yapıyor.

Mavi Çarşı yangınında ölenleri çok da düşünüyormuş gibi algı yaparak, Abdullah Öcalan'ın sekreteryasına gelenlerden birisinin de, o olayın faillerinden birisi olduğunu belirtiyor..,

Sözcü gazetesi, PKK'lı teröristlere karşı, bu kadar dik bir duruş sergilediği iddiasında ise..

PKK silah bırakmasından rahatsız olduğu ve "artık biz, PKK terörünü bahane ederek, nasıl siyasi iktidarı eleştirebileceğiz. Büyük bir rant vesilesi, elimizden kayıp gidiyor" diye düşünmüyor da..

Gerçekten teröristlerin saldırılarında ölen insanlarımızı düşünüyor olsa..

Terör örgütü için, "PKK sizi tükürüğü ile boğar" övgüsü yapan Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamına oturtulan Abdullah Zeydan için İl Seçim Kurulu'nun aldığı kararı eleştirmezler, kayyım atamasına itiraz etmezlerdi.

Nasıl iş bu ki, PKK'lı teröristleri öven isimler yerine, kayyım ataması yapıldığında, teröristleri övenlerle kol kola yürüyen Sözcü, şimdi o terör örgütü silah bırakma aşamasına geldiği an, çırpınıp duruyor..

Rahatsızlığını değişik ifadelerle dile getiriyor..

Mavi Çarşı'yı yakan diğer teröristlerden birisi askerle girdiği çatışmada öldüğünde, cenazesine mutlaka gidilmesi gerektiğini söyleyen Selahattin Demirtaş cezaevine konulduğunda, bu Sözcü gazetesi onun avukatlığına soyunup,