Peşinen söyleyelim..
Filistin'in temsilcisi olarak Mahmut Abbas'ı mı görüyoruz
İsmail Haniyye mi
Veya..
İsmail Haniyye şehid olduktan sonrası için.
Yahya Sinvar mı
Mahmut Abbas mı
Tabii ki tercihimiz Haniyye.. Ya da Sinvar..
İsmail Haniyye veya ondan sonrası için Yahya Sinvar'dan yana olan tercihimiz net.
Ama; "Netanyahu mu, Mahmut Abbas mı" derseniz..
O zaman "Mahmut Abbas" deriz..
Veya "Biden mı, Trump mı, Mahmut Abbas mı" derseniz.
O zaman "Mahmut Abbas" deriz..
Bu şartlar altında dünkü TBMM toplantısını değerlendirecek olursak..
CHP kılçıklık yaptığı için.. HAMAS'ı terör örgütü olarak ilan ettiği için. İsmail Haniyye, Halit Meşal veya Yahya Sinvar'ı asla kabul etmediği için..
Net olarak söyleyelim..
Bu isimlerin üçü için de, Saadet Partisi net olarak, "Onlar Gazze'nin Kuvayı milliyeleri" dediği halde..
Saadet'in seçim ortağı CHP, bu isimleri terörist olarak gördüğü için..
Cumhur İttifakı'nın da gücü işte bu kadar..
HAMAS gibi öncelikli tercih edeceğimiz yapının temsilcileri, başındaki isimler yerine..
Ancak Netenyahu ile karşılaştırdığımızda tercih edebileceğimiz Mahmut Abbas davet edildi ve TBMM'de dün ağırlandı..
Genel başkan olduğunda, hem HAMAS için terör örgütü suçlamasını yapan, hem de suret-i Hak'tan görünerek, "Önümüzdeki nisan ayında Filistin'e bir ziyaret gerçekleştirerek dikkatleri Gazze'deki insanlık dramına çekmek istiyorum. Bu konuda önemli mesafe aldığımızı memnuniyetle ifade etmek istiyorum. Önümüzdeki nisan ayındaki ziyaretten sonra Gazze'de derhal bir kalıcı ateşkesin sağlanması ve insani yardımların geçişine izin verilmesiyle ilgili buradan önemli bir çağrıyı hep birlikte tartışmamız gerektiğini düşünüyorum."
Nisan ayı geçti..
Ağustos'un yarısını da devirdik..
Özgür Özel'i Gazze'de göremedik.
Ama ben bu sadece bu açıdan sayın Özel'i eleştirmeyi, haksızlık olarak görürüm..
Çünkü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, Gazze'yi ziyaret edeceğini, çok önceden belirtmiş, ancak büyük ihtimalle güvenlik sorunu sebebi ile, ziyaretini gerçekleştirememişti.
Cumhurbaşkanı'nın güvenliği ile, bir siyasi partinin güvenliği arasında farklılık olduğu, Erdoğan'ın güvenliğinin daha önemli olduğu söylenebilir..
Ama bu tartışmayı bir kenara bırakıp, Gazze'ye gitme sözü veren Özgür Özel'in, dünkü TBMM toplantısında niçin bulunmadığını sorgulayalım..
Yok yok, CHP'li yalan söylemekte pek bir mahir olan Ali Mahir Başarır'ın açıklamasını okumadan yazıya koyulmuş değilim..
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM'de basın mensuplarına açıklama yapmış ve demiş ki: "Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel bugün burada olmayı çok istiyordu ama ayağında basit bir kırık oluştu. Yarından sonra büyük ihtimalle doktorların gözetiminde ortopedik bir yardımla yürüyebilecek."
Geçinmeye gönlü olmayan için bahane çok..
Atıp tutmaya gelince, "nisan ayında Gazze'ye gideceğim" demek kolay.
Ama HAMAS için terör örgütü iftirası atmaktan belli idi, CHP Genel Başkanı'nın Filistin davasına bakış açısı..
Tam bu noktada, Nasreddin Hoca'nın bakış açısı ile Özgür Özel'in TBMM'ye gelmemesini özetleyelim:
Nasreddin Hoca yolunu kaybeden ihtiyar mı ihtiyar bir teyzeye yardım etmiş. Kadıncağız bu yardımı sebebi ile, Hoca'ya biraz teşekkür etmek için, sohbeti açmış..
"Ömrün uzun olsun evladım, adın ne idi" diye sormuş..
Hoca cevaplamış: "Nasreddin."
İhtiyar teyze tekrar sormuş: "Evli misin"
Cevap: "Evleneli 20 yıl oldu."
Teyze sohbeti derinleştirecek: "Onun adı ne kuzum"
Hoca'nin cevabı ciddi mi ciddi: "Bilmem."
Teyze biraz bozulur, "Adam 20 yıllık karısının adını bilmez mi"
Nasreddin hoca, Özgür Özel'i de içine alacak, Saadet Partisi'nin bu milletin başına az kalsın bela edeceği CHP'lileri de içine alacak şekilde, cevabı yapıştırır: