ODTÜ'nün tüm birincileri böyle muhakeme yoksunu mu oluyor

ODTÜ'yü birinci bitirdiğini söyleyerek kendini tanıtan Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı eleştirecek başka bir şey bulamamış, gele gele Reis'in üzerinde hiç leke bırakmayacak bir konu üzerinden saldırmış..

Diyor ki, Babacan:

"28 Şubat'la anılan isimleri topla, sonra yeni Türkiye'den bahset"

Düşündüm, düşündüm, "Kim ola ki, bu 28 Şubatçılar" diye sordum kendi kendime..

Öyle ya, 28 Şubatçılar Erdoğan'ı topa tutuyorlar, "28 Şubat'ın meşhur ismi Çetin Doğan'ı niye bırakmıyorsun. Cezaevindeki diğer rütbesi sökülmüş adamlarımızı yaşları geçkin olduğu halde tahliye ettirmiyorsun" diye..

28 Şubat'çı Cumhuriyet gazetesi Erdoğan'a saldırıyor, manşetten "28 Şubat darbe değildir.. TSK'nın görevini yapmasıdır" diyor.

Cumhuriyet susuyor, sazı Sözcü ele alıyor: "Bu intikam davası" manşetini atıyor..

Aslında ortada intikam davası falan yok.

28 Şubatçılar hakkettikleri cezayı aldılar.

Rütbeleri söküldü..

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa "başarılı"(!) bir darbenin failleri mahkum oldu..

Kimin sayesinde

Tayyip Erdoğan'ın sağladığı, bağımsız yargı sayesinde..

Ama Ali Babacan farklı düşünüyor..

Karşısına almış, başörtü düşmanı gazetecileri, diyor ki:

"Niye Sayın Erdoğan'ı destekledi insanlar, niye AK Parti'ye oy verdi 28 Şubat zihniyetiyle mücadele etsin diye oy verdiler. En önemli iki motivasyon, biliyorsunuz o 2002 seçimlerinde, AK Parti'nin kurulduktan sonraki ilk seçimlerde; bir ekonomik krizle mücadele, iki 28 Şubat zihniyetiyle mücadele. 20 yıl sonra, sen 28 Şubat'la beraber anılan isimleri sağına soluna topla, ondan sonra yeni Türkiye'den bahset."

İşe bakın siz..

AK Parti kurulurken.

AK Parti iktidara geldiği ilk yıllarda..

Ben bu Ali Babacan'ın ağzından bir defa, "28 Şubat" diye bir ifade duymadım.

O yıllarda, "Ne olur ne olmaz. Belki 28 Şubat hortlar. Bizi iktidardan indirir. İyisi mi ben teknokrat bakan gibi rol keseyim. Darbe falan olursa, 'ben ekonomiyi düzeltmek için Ak Parti hükümetinde görev aldım. İsterseniz sizinle de ekonomiyi düzeltmek üzere çalışmaya devam edebilirim' derim" diye düşünmüş olmalı ki..

O yıllarda bir defa bile "28 Şubat" demeyen Babacan..

Şimdi yürek mi yedi..

Yoksa birileri "Ancak bu söylemle kendini, o da belki, seçmen nezdinde affettirebilirsin" mi dedi..

Yoksa jübileye hazırlanıyor, "bari cenazem yakışıklı olsun" diye mi düşünüyor....

28 Şubat darbecilerine karşı çıkıyormuş gibi söylem geliştiriyor..

Açık açık, "İktidarın yanındaki zihniyet, başörtülü olduğu için meclisten vekil kovan, Meclis'e girebilmesi için kadınlara başını açtıran zihniyettir, unutmayalım" diyor..

İlk sözlerinden, "Doğu Perinçek'in Vatan Partisi'ni kastediyor sanmıştım..

"Bu söylem, Ahmet Davutoğlu'nun söylemi. Ne çabuk birbirlerinden kopya çekmeye başladılar" demiştim ki..

"Perinçek ile Erdoğan'ın bir ittifakı yok ki.. Ne milletvekili, ne cumhurbaşkanlığı seçimi, ne de mahalli seçimlerde, birbirlerine destek vermediler ki" demiştim ki..

Babacan'ın, "Meclis'ten vekil kovan" ifadeleri ile, aslında Merve Kavakçı'nın TBMM'de yemin ettirilmeme olayını kastettiğini anladım.

"Ha, kastedilen, Bülent Ecevit'in DSP'si" dedim, kendi kendime..

Evet, DSP, 1999'da, Merve Kavakçı'yı meclisten yemin ettirmedi ve kovdu..

Ama bugün o Merve Kavakçı'ya, Erdoğan sayesinde bütün hakları iade edildi. İlaveten büyükelçi olarak görevlendirme yapıldı..