Ne verdin de Boeing aldın, hani doğal gaz bulmuştuk

Ne verdin de Boeing aldın, hani doğal gaz bulmuştuk

ALİ KARAHASANOĞLU

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, son Amerika ziyareti sırasında imza atılan adımların her birini, CHP zihniyetinin yaptığı eleştirileri alalım..

Tane tane..

Bağırmadan, çağırmadan Türkiye içinde kendi imza attıkları icraatlarla kıyaslayalım.

Türkiye'nin dünya devleri ile yarışan seyahat şirketi Türk Hava Yolları, olmazsa olmazı uçaklarını yeniliyor. Uçak sayısını artırıyor..

Bir yandan "Ne verdin de aldın" diyorlar..

Bir yandan "ABD'ye Boeing rüşveti" diyorlar..

Sanki caddeye çıktığınızda, 30 tane değişik marketten rahatlıkla alabileceğiniz bir ürünü, gidip inadına inadına belli bir tanesini tercih ederek, ondan alıyormuşsunuz gibi..

"O marketi tercih etmenizin arkasında ne yatıyor" haklı sorusunu yöneltiyormuşlar gibi..

"Boeing rüşveti" diyorlar..

Varsa alternatifiniz, THY de ordan alsın, CHP'li arkadaşlar..

Kendileri, İstanbul'un toplu ulaşımında üç tane metrobüsü yenileyemediler..

Eskimiş metrobüsler, otobüsler, hemen her gün yolun kenarına park edip, arıza ekibini bekliyor. Veya yanıp, trafiği aksatıyor. Veya yeterli bakımları yapılamadığı için gidip öndekine çarpıyor, karşıdan gelen ile kafa kafaya çarpışıyor, ölümlere sebep oluyor..

Ama THY'ye de akıl veriyorlar: "Niye Boeing alıyorsunuz"

Ben biraz acı, ama biraz da anlarlarsa, ironik cevap vereyim: "CHP'liler, hafta sonu Çeşme'ye, Marmaris'e, İzmir'e, Bodrum'a, Antalya'ya uçak bulabilsinler diye, Boeing alınıyor."

Sormaya devam ediyorlar: "Niye uçak alımları Amerika'dan"

Bunu sormaya kalkanlar, "Cumhurbaşkanı ABD dönüşü gazetecilere soruları kendisi verdi, sonra o sorulara cevap verdi" diyerek, meslektaşlarını tahkir etmeye kalkan hokkabazlar..

Sülün Osman sıfatını artık herkesin kabul ettiği Ekrem İmamoğlu'nun, Türkiye'nin her bir yerinden alınabilecek, her yerden alınabileceği için de en yakın yerden aldığınızda en ucuza mal edilecek şerbetli tatlıyı niçin İstanbul'a 1300 km mesafedeki Muş'taki bir şirketten aldığını soramayanlar..

Dünya genelinde iki, bilemediniz üç üreticisi olan büyük uçakların niçin o iki şirketten birisinden alınmak istendiğini soruyorlar..

Ki, bu soru da haksız.

Çünkü yapılan alımın yarısı ABD'li şirketten, diğer yarısı da diğer şirketten yapılıyor..

Ama olsun.. CHP kafası bu.

Şerbetli tatlıyı 1300 km uzaklıktaki Muş'tan alıp, İstanbul'a getirirler..

Başka üreticisi olmayan uçağın, o firmadan niye alındığını sorarlar..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın talebi üzerine, ABD köşeye sıkışıp, uçak motoru vermeyi kabul mü etmiş..

"Ne verdin de aldın" diye soruyorlar..

Kafaları "bir şey verip almaya" alışmış, onun için de, "Zaten hakkımız olan bir şeyi alıyoruz. Bedava da almıyoruz. Herkes neyin karşılığında alıyorsa, biz de o para ile alıyoruz" gerçeğinin üzerini örtmek için, sanki piyasadaki fiyatının üzerinde bir şeyler verilmiş gibi, algı yapıyorlar..

Ama bu arkadaşlar, Ekrem İmamoğlu'na soramıyorlar: "Ne verdin de, bedavaya iki villa aldın"

Tayyip Erdoğan'ın Amerika seyahatinde Türkiye lehine kazanımlarının, Avrupa'daki bir ülke ile yapılan anlaşmadan örnekleme yapıldığını, Asya'daki bir ülke ile yapılan anlaşmanın hatırlatılarak benzer şartlarla bize de aynı imkanların sağlanması gerektiği belirtilip, anlaşmaların yapıldığını görürler..

Türkiye fazladan kimseye bir şey vermiş değil..

Ama kendileri, iki villayı fazladan alan Ekrem'e, aynı soruyu soramıyorlar..

İki villayı bedavaya veren Ali Nuhoğlu'na, "ne aldın da bu iki villayı bedavaya verdin" diyemiyorlar..

CHP kafası soruyor: "Hani doğal gaz bulmuştuk. Niye ABD'den doğal gaz alıyoruz."

Aynı kafa, Ekrem'e soramıyor: "Hani her şey çok güzel olacaktı. Niye iki günde bir, 'Metroyu yapabilmemiz için, Cumhurbaşkanı'nın imza atması gerekiyor' diyerek, basitleştirmeye çalıştığın imzayı; devirmeye kalktığın insandan dileniyorsun"

Doğal gaz bulduğumuz ilan edildiğinde, "Artık dışardan bir m3 bile doğal gaz ithal etmeyeceğiz" denilmedi.. "İlk aşamada ev tüketimimizin %15'ini kendi bulduğumuz doğal gazdan karşılayacağız"