Mülakatı kaldıralım. Buyrun kaldırın, İBB'den başlayın!
ALİ KARAHASANOĞLU
Samimi kanaatimi peşinen söyleyeyim..
Yazılı imtihan gerekli..
Mülakat da gerekli..
Kimse alınganlık göstermesin, hiçbir pratik zekası olmayan, kitabı ezberleyerek yazılı imtihanları geçen birçok öğrenci tanıdım..
Ezber yapmak, yeterli olmak demek değildir..
Ezber yapmak da bir yetenektir..
Ama nihai yeterlilik anlamına gelmez..
Bunu söylediğim için, kimse bana, "Mülakatta adamını seçmek, torpil yapmak için mi bu gerekçeyi getiriyorsun" suçlaması yapmasın..
Yazılıda yeterli notu almış, mülakatta da, o işe ehil olduğunu göstermiş aday yerine, pratiği olmayan, kendisini ispat edememiş diğer adayı torpil yaparak kazanmış ilan eden kişi kim olursa olsun..
Laikçiler bu kavramı kullandığım için, bir yandan kızacak, "sekülerliği ortadan kaldırmaya çalışıyor" diyecekler. Bir yandan da sevinecekler..
İsterlerse kızgınlıkları, isterlerse sevinçleri baskın çıksın..
Benim sözüm şu:
"Torpil yapan kişinin yeri cehennemdir.. Hak etmeyen kişiyi, hak eden var iken onun yerine almak, cehennemlik bir fiildir."
Laikçiler, her şeyin dünyadan ibaret olduğunu söyledikleri için, çaresiz kaldıkları yerde, muhataplarını suçlarlar, yetinmezler, iftira atarlar...
Biz ise, dünyanın bir imtihan yeri olduğuna inanırız. Bu dünyada da yapılan yanlışların müeyyidesi ile karşılaşmak mümkündür. Ama bir ihtimal, bazen gücünüz sayesinde, bazen şansınız sayesinde, yaptığınız haksızlığın cezasını, dünyada çekmeyebilirsiniz. İnancımıza göre, dünyada çekmeseniz de, cezayı ahirette mutlaka çekeceksiniz..
Torpil, asla kabul etmeyeceğimiz, önermeyeceğimiz, 'hak aracı' olarak görmeyeceğimiz bir vebaldir.. Nokta.
Bu temel bakış açımı verdikten sonra, gelelim sadede.
Bazen okurlarımız içinden dahi, itirazlar geliyor:
"Yazılıda şu puanı almış. Sözlüde elenmiş. Vicdanınız kaldırıyor mu" diyorlar..
Kendilerine verdiğim cevabı, burda da tekrarlayalım:
"Bir başkasına torpil olması için, sözlüde hakkı yenilen var ise, hakkı yiyen alçaktır.. Ama yazılı ile direkt alım yapalım derseniz, bu da ahmaklıktır."
Yine itiraz edenler çıkıyor..
"Siz iktidardasınız ya, iktidardan inene kadar bunu savunacaksınız.. İktidardan inince de, mülakatın kaldırılmasını isteyeceksiniz."
Kendi riyakarlıklıklarını, kendi zigzaglarını bize isnat ediyorlar..
Affedersiniz beyler ama.. Hakkaniyetli hareket edecekseniz.. Ekrem İmamoğlu, İBB Başkanı olduğunda, hemen ertesi yıl, CHP il teşkilatının toplantısında, "Yapacağımız alımların 35'ini kendi partimiz teşkilatına, 15'ini İyi Parti teşkilatına, 15'ini diğer ittifak partilerine .." diyenlerin, bunu diyenlere itiraz etmeyenlerin, herhalde bize akıl vermeye hakları olmasa gerek..
Bırakın mülakatıyazılıyı.... Siz açık açık, kendi teşkilatınızdan adam aldığınızı itiraf ediyorsunuz. Sonra da, uzmanlık isteyen konularda bile, mülakat olmaksızın, yazılı imtihan ile memur alımı yapılmasını istiyorsunuz..
Önce siz, belediyede başlasanız bu dediğinizi uygulamaya..
Sonra iktidara bu tavsiyeyi yapsanız, daha doğru olmaz mı
1990'lı yılların başlarında, "Adalet Bakanlığı'na 5 bin kadro aldım. Bu kadroları partimin teşkilatına tahsis ettim. Ne yapacaktım, MHP'lileri mi kadroya alacaktım" diyen ve bu sözleri kendi sesinden yayınlanan, inkar da etmeyen Mehmet Moğultay'ın ölene kadar üyesi olduğu CHP'de siyaset yapanlar, bize memur alımında "Hakkaniyet dersi" nasıl verebilirler
"Biz memur alımında böyle kirli bir geçmişi olan partide siyaset yapıp, AK Parti'ye mülakatı kaldırın nasıl diyebiliriz ki Desek bile sözümüzün nasıl tesiri olabilir ki" demesi gerekenler, bugün mülakatın hiç olmamasını, hiçbir alımda olmaması gerektiğini nasıl isteyebilirler ki..
Mülakatı kötüye kullananlar için, işte somut iki örnek, karşımızda duruyor..
İkisi de CHP'den..
Böylesine yapılmış açık bir itirafı, toplu olarak yapılan alımlarda sergilenen bu açıkça hırsızlığı, AK Parti'den itiraf eden birisini bana gösterebilir misiniz
Gösterdiğiniz, göstereceğiniz, bir kişinin bir milletvekiline yazdığı, "Sayın vekilim. Şu imtihana gireceğim, yardımlarınızı bekliyorum" mesajı..
"Bu mesajlar da atılmasın" derseniz.. Eyvallah.. "Muhatapları, aldıkları o mesajları okumadan çöpe atsınlar", eyvallah..
Ama.
AK Parti'den bir vekilin, bir bakanın, bir il teşkilat yöneticisinin, "5 bin kişi aldık, partimizin teşkilatından aldık"