Milli Gazete, Yeni Asya, Karar, Sözcü ve Cumhuriyet ortaklığı
Ali Karahasanoğlu
Sumud filosuna katılan, onu manşet yapan arkadaşlar. Özgürlük filosunda, Saadet Partili iki milletvekilinin, Gelecek Partili bir milletvekilinin katıldığını, AK Parti'den kimsenin olmadığını söyleyip, tv5'te saatlerce yayın yapan arkadaşlar..
Sizin yaptığınızdan bin kat değerlisini, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanının önünde, "Gazze'deki soykırımı görmüyor musunuz" diyerek yaptı..
Gerçekten Sumud filosu ile Gazzeli çocuklara yardım götürmek isteyenlere destek olmak istiyor olsaydınız..
Gerçekten, Gazze'deki katliamı dünyaya duyurmak istiyor olsaydınız.
Erdoğan'ın sesine kulak verirdiniz.
O haykırışı, gazetenizde manşet, televizyonunuzda saatlerce tartıştırırdınız..
Milli Gazete'nin birinci sayfasında bir milim yer verilmemiş, Almanya Başbakanına "Görmüyor musunuz" çıkışı..
Alman Başbakanı görmüyor.
Milli Gazete de, Tayyip Erdoğan'ın, "görmüyor musunuz" çıkışını görmüyor..
tv5 görmüyor..
Göstermiyor..
Yeni Asya görmüyor..
Karar gazetesi, küçücük, o da kılçık atarak veriyor.
Hani siz, Gazze diye kalkıyor, Gazze diye oturuyordunuz.
Nasıl olur da, Gazze'de soykırım devam ederken, Sumud filosuna donanmadan birkaç firkateyn ile destek verilmezdi..
Erdoğan'ın sözü, birkaç firkateyn falan değil, toptan bir ordu gücünde..
Ama "Gazze"ye sahip çıkıyoruz" diyenler, o ordu büyüklüğündeki etkisi olacak sözleri, görmezden geliyorlar, gizliyorlar..
Milli Gazete'nin, Karar'ın ve Yeni Asya'nın, dünyada kardeşi, ama ahirette (her şeye rağmen) kardeşi olmasını arzu etmediğimiz Sözcü ile Cumhuriyet, tıynetlerini çok net gösteriyorlar..
Alman Başbakanını, Türkiye'ye hukuk çağrısı yaptığını öne sürüyorlar..
Nasıl bir ahlaksızlık bu..
2 yılda 100 bine yakın insanı öldüren bir soykırımcıyı konuşuyoruz.
Bu soykırımcıyı, "İsrail kendisini savunuyor" diyerek savunan Almanya Başbakanını uyarıyoruz..
Cumhuriyet gazetesi, yolsuzluk tutuklusu Ekrem İmamoğlu üzerinden, soykırım suçunu gizlemek isteyen Alman Başbakanın sözlerini birinci sayfasına yerleştiriyor.
"Ben kamu bankasına ceza kesmek istediklerinde, Amerikan gazetesi oldum. Ben Macron ile Erdoğan tartıştığında Fransız gazetesi oldum. Ben İngiltere ile Türkiye ihtilafında İngiliz gazetesi oldum.. Şimdi de Alman Başbakanı ile Türkiye'nin Cumhurbaşkanı arasındaki ihtilafta, Alman gazetesi oluyorum" demekten çekinmiyor..
Sahi, Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Can Dündar, nereye kaçmıştı
Almanya'ya..
Cumhuriyet gazetesinin bugünkü yönetimi, Can Dündar için "Bizi temsil etmez" diyor savunmaktan kaçınıyordu..
Şimdi anlıyoruz ki..
Bal gibi Alman savunucuları..
Bal gibi Türkiye ile Almanya ihtilafında, Türkiye'den değil, Almanya'dan yanalar..
Can Dündar'ı koruyup kollayan, Türkiye'ye iade etmeyen Almanya da, Cumhuriyet gazetesinden yana..
Soruyorum, "Boykot çağrımızı herkese ulaştırınız" diyen kardeşlere..
Boykot çağrınızı herkese ulaştırdık..
Ama siz, Tayyip Erdoğan'ın, Alman Başbakana, Gazze ile ilgili attığı tokatı gizlediniz.. Almanya Başbakanını kırmamak için. Ya da, Tayyip Erdoğan, bu yürekli çıkışı sonucu, gönüllerde bir defa daha taht kurar diye çekinip, sakladınız..
Hani samimi Gazze savunucularıydınız..
Gazze konusunda, siyaset yapılmazdı..
TBMM Kürsüsünde Gazze ile ilgili konuşması sonrasında kalp krizi geçirerek vefat eden Hasan Bitmez üzerinden, ne algılar yaptınız..
Hasan Bitmez, olmayan ticaret üzerinden AK Parti'ye eleştiriler getiriyordu..
Ama Tayyip Erdoğan, tam da İsrail'e silah veren Almanya'nın Başbakanının yüzüne, "Soykırımı görmüyorsunuz" hatırlatmasını yaptı..
Hasan Bitmez'in AK Parti'ye eleştirilerini manşet yaptınız..
Peki, Erdoğan'ın sözlerini niye hiç vermediniz
Sizin Gazze sevdası görüntünüzün arkasında, Tayyip Erdoğan düşmanlığı mı yatıyor
"Gazzeli çocuklardan bize ne" diyen Ümit Özdağ gibi mi düşünüyorsunuz
Sahi, Ümit Özdağ da, 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde, sizin ortağınızdı değil mi

21