Kızlı erkekli tekneler.. ODTÜ'lü erkek, Hacettepe'li kız ve ..!

Kızlı erkekli tekneler.. ODTÜ'lü erkek, Hacettepe'li kız ve ..!

ALİ KARAHASANOĞLU

Bir laik hayat tarzı…

ODTÜ'lü erkek öğrenci, Hacettepe'li kız öğrenci..

Kızlı-erkekli tekne turu…

Sofralar kuruldu, içkiler içildi.

Ve sonu, tahmin ettiğiniz gibi:

"Tecavüz."

Tecavüz savcılığa bildirilince savunma da tahmin ettiğiniz gibi geliyor:

"Alkollüydüm, tam hatırlayamıyorum."

Kısaca özetlediğim bu gerçek olay, Cumhuriyet gazetesinde Barış Terkoğlu'nun köşesinde "Yaşamından renkleri çalınan kadın" başlığıyla kamuoyuna sunuluyor.

Oysa aynı Cumhuriyet gazetesi, daha dün gibi bir yakın tarihde, ODTÜ'de kız-erkek tuvaletlerinin ortak kullanımını "özgürlük" diye bize yutturmaya çalışıyordu.

Marjinal bir öğrenci grubunun "Bu binadaki tuvaletler 400 öğrencinin talebiyle cinsiyetsizleştirilmiştir" afişini, büyük bir devrimmiş gibi manşet yapıyordu.

Şimdi aynı çevreden Hacettepe'li kız öğrenci savcılıkta "Bana tecavüz edildi" diyor, ODTÜ'lü öğrenci ise "Çok alkollüydüm, hatırlayamıyorum" diye kendini savunuyor.

Dahası da var.

Bu Cumhuriyet değil miydi; üniversitelerde yurt olmadığını, olanların da çok pahalı olduğunu, enflasyon oranında zam yapılmaması gerektiğini söyleyen..

Somut olaya bakınız..

Mavi sularda, kızlı erkekli, teknelerde geziler

Hatırlayın, nasıl algılar yapıyorlardı..

Sözcü gazetesinde, "19 milyon öğrenci yoksulluktan kaydını sildirdi" diye haberler çıkıyordu.. Üniversiteden mezun olan milyonlarca öğrenci, haliyle kaydı siliniyor ya..

Mezuniyet sebebi ile kaydın silinmesini bile, diploma alınmadan, yoksulluk sebebi üniversiteyi terk gibi gösteriyorlar, Cumhuriyet gazetesi de refiki Sözcü'den bu haberi alıp, kullanmayı görev biliyordu..

Peki şimdi ne görüyoruz

Yoksulluktan üniversiteyi terk ettiği iddia edilen öğrenciler tekne turları düzenliyor, sofralar kurup alkol tüketiyor.

Laikçi Cumhuriyet bize hâlâ "pazardan çürük sebze toplayan emekliler"i anlatsın dursun.

Biz ise tekne turuyla yetinmeyip, alkol zıkkımlanan, "kızlı-erkekli evlere özgürlük" diyerek gayrı ahlaki ilişkileri meşrulaştırmaya çalışan laikçi medyaya dikkat çekip, rezilliklerini ifşa ediyoruz..

Tecavüz üzerinden, ülkenin yargı sistemini tahkir etmeye kalkışanlar da bunlar.

Barış Terkoğlu'nun yazısından alıntılayalım:

"D.K. Hacettepe Üniversitesi öğrencisiydi. Hayallerinden biri yelkenli tekneyle mavi sularda gezmekti. Geçen yıl 24 yaşındayken ODTÜ Yelken Takımı'nın tekne turu ilanını gördü, katıldı. 16 kişiydiler… Sofralar kuruldu, içki içildi, denize girildi. ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği öğrencisi ve teknenin kaptanı Y.E. Öztürk ona yakınlaşmaya çalıştı. D.K. uzaklaştı, tekneye yüzdü, kamarasına girdi. Peşinden Öztürk geldi. Kapalı ve karanlık kamarada D.K. ittirdi, ısırdı, bağırdı ama direnemedi. Öztürk ona tecavüz etti."

Haydi feministler, haydi laikçiler!

Sokaklara çıkın; ODTÜ'yü, yelken kulübünü, öğretim üyesini, idarecileri protesto edin!

Bu tecavüzde katkısı olan her bir kişiyi ifşa edin..

Kulübü bu rezilliklere alet edenleri..

Üniversite çatısı altında bu iğrençlikleri organize edenleri kınayın..

Ama nerede…

Bugüne kadar dini hassasiyeti olan bir vakıfta, 20-30 yıllık süreçte...

Binlerce yurt ve öğrenci evinden sadece birisinde yaşanan ve onaylanmayan tek bir ahlaksız fiil üzerinden..

O vakfı sabah-akşam linç edenler bunlar değil miydi

Amacınız gerçekten cinsel istismarı önlemekse, derdiniz dini vakıfları karalamak değilse…

Alın size dört dörtlük bir cinsel istismar vakası.

Niye sadece "reyting" kokan müstehcen ifadelerle süslü bir yazı yazıyorsunuz da; tek satır tepki, tek satır protesto çağrısı yapmıyorsunuz

Üstelik tilkilik yapıyorsunuz, suçlu laikçi hayat tarzı olduğu halde..

Suçlu sizin takdim ettiğiniz sahte özgürlük hayallerine aldanmışlık olduğu halde..

Suçlu olarak niye başkalarını gösteriyorsunuz

Cumhuriyet suçlu olarak kimi gösteriyor, biliyor musunuz

Tecavüz ortamını hazırlayanlar değil..

İçkiyi teşvik edenler değil,

"İktidara geldiğimizde rakıyı 140 TL'ye indireceğiz" diyenler hiç değil..

Tekne turu adı altında öğrencileri bu ortama sokan üniversite içindeki öğrenci kulüp ve üniversite yönetimi değil…

Suçlu yine yargı!

"Yargıdan ne bekleyebilirsiniz ki"