Kemal bey hatırlatıyorum; tanık iken sanık, sonra da mahkum olursunuz
ALİ KARAHASANOĞLU
CHP'nin son kurultayı, Özgür Özel'in genel başkan seçilmesi, şaibeli ilişkilerle mi gerçekleşti!
Yoksa, kurultay delegelerin hür iradeleri ile gerçekleşti ve genel başkanlık seçiminde de, hiçbir sorun yok mu
İşin odağındaki Kemal Kılıçdaroğlu, parti yönetimine çağrı yaptı, "Çıkın açıklama yapın, Açıklama yapmıyorsanız, sükut, ikrardan gelir" şeklinde imalı bir ifade kullandı..
CHP'nin başında Kemal bey mi olsun, Özgür bey mi.
Yoksa ikisi de kenara itilip, Anavatan Partisi'nden transfer olan Ekrem İmamoğlu mu
Beni hiç ilgilendirmez.
CHP'nin bileceği şey.
Ama, bu isimlerden biri veya ikisi, kirli ilişkilerle, genel başkanlık koltuğuna oturuyor ya da oturtuluyorsa..
Beni hiç ilgilendirmeyen konu, yaşadığım ülkedeki siyasi partilerden birisinin tepe noktasındaki yolsuzluk sebebi ile radarıma takılmaya başlar..
Adaylardan birinden yana olmaksızın, ülkeyi yönetmeye talip olan isimlerin, ne kadar çapsız, ne kadar bilgisiz, ne kadar eksik kadro ile çalıştıklarını ispatlamak açısından konuyu irdeleyecek olursak..
CHP'nin son kurultayı ile ilgili şaibe iddiaları üzerine bir araştırmanın başladığı kesin..
Cumhuriyet Halk Partisi Kurultayı'nda 'kurultay günü para karşılığı oy kullandırıldığı' şeklindeki iddialar sebebiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığı ve eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun tanık sıfatı ile ifadeye çağrıldığı belirtiliyor..
Hatta CHP eski Milletvekili Akif Hamzaçebi'nin de tanıklığına başvurulacağı belirtiliyor..
Ve geliyoruz..
Tam da bizi ilgilendiren, anamuhalefet partisinin yıllarca genel başkanlığını yapmış, iki yıl önceki Berat gecesinde (Bugün Berat gecemiz. Gecemiz, hayırlara vesile olsun) Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun açıklaması ile alnı secdeli Tayyip Erdoğan'ı cumhurbaşkanı seçtirmemek için ona rakip olarak aday gösterilen Kemal Kılıçdaroğlu'nun savcılık çağrısına verdiği cevaba..
Kılıçdaroğlu'na yakın gazetecilerin yaptıkları açıklamaya göre, CHP eski genel başkanı, tanıklığa gitmeyeceğini söylemiş..
Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik de, müvekkilinin ifade vermeye gitmeyeceğini doğrulamış.
Şimdi gelelim, bu adamların çapsızlıklarına..
Bir kişi, bir ceza soruşturmasında tanık olarak ifadesine başvurulmak istendiğinde, tanıklığa gitmekten kaçınabilir mi
Mümkün değil..
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 'Tanıkların çağrılması" başlıklı 43. maddesi şöyle: "Tanıklar çağrı kâğıdı ile çağrılır. Çağrı kâğıdında gelmemenin sonuçları bildirilir."
Durun, bu daha girizgah..
44. maddede de "Çağrıya uymayan tanıklar"' başlığı var.
Yani tam da Kemal Kılıçdaroğlu'nun yapmak istediği, tanıklığa gitmeme halini düzenliyor, kanun.
Madde şöyle:
" Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu giderler takdir edilerek, kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilir. Zorla getirilen tanık evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse aleyhine hükmedilen giderler kaldırılır."
Tamam mı beyler.
Tamam mı ülkeyi yönetmeye talip isimler.
Öğrendiniz mi
Yok öyle, "Benim canım tanık olmak istemiyor" demek..
Bir suçun işlendiği konusunda bilginiz var ise..
Özellikle görgüye dayalı şahitliğiniz var ise..
Şahitlik yapmaya mecbursunuz.
Şunu da hatırlatalım..
Eğer Kemal Kılıçdaroğlu 28 Mayıs 2023'te cumhurbaşkanı seçilmiş olsa idi.
Kendisine bir ayrıcalık tanınacaktı.
Çünkü Ceza Muhakemesi Kanunu 43. maddesinde, cumhurbaşkanları için şu düzenleme var: