Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, dünkü grup tolantısında yaptığı konuşma, Türkiye'ye büyük bedeller ödeten, CIA'nin kuklası olduğu net olarak anlaşılan Fetullah Gülen'in ölümünü gölgede bıraktı..
İlginçtir..
1999'da, teröristbaşı Apo, örgütün koruması altındaki Suriye'de kendisine tahsis edilen bölgeden çıkıp, ülke ülke kaçmaya başlamıştı..
Sonunda yakalandı ve Türkiye'ye getirildi.
Tam o dönemde, Fetullah Gülen, bir kalp kontrolü bahanesi ile Amerika'ya gitti.
PKK geldi..
O tarihte bizim FETÖ terör örgütü olarak varlığını henüz idrak edemediğimiz örgütün başı, Amerika'ya gitti.
Şimdi FETÖ'nün başı ölürken, örgüt yeni bir döneme geçme ve "devam mı, tamam mı" tartışmasına girmeye hazırlanırken..
Sayın Bahçeli, teröristbaşı Apo'ya, cezaevindeki 25. yılında bir çağrı yaptı:
"Örgüte silah bırakma talimatı verip terörün bittiğini ilan etsin. Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM'de DEM Grup Toplantısı'nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın!"
Sayın Bahçeli şunları da söyledi:
"PKK için tek çıkış, eylemlerine ön şartsız son vermesi, dağdan inip, silahlarını devlete teslim etmesi ve Türk adaletinin vereceği hükme razı olarak cezasını çekmesi!"
Böylece, tüm PKK'lı teröristlere yönelik af sözkonusu olmadığının da altını çizmiş oldu..
Ve belki de görmemiz gereken büyük fotoğrafa altını çizerek işaret etti:
"Ne Kandil Ne Edirne, Adres İmralı'dan DEM'e Uzansın."
İşte bu cümle, olayın özeti mahiyetinde..
Birileri istediği kadar, "İsrail mi Türkiye'ye komşu olacak. Haydi canım sende" desinler..
Sayın Bahçeli, bu tehlikeye işaret ederek, Kandil'i devredışı bırakmak gerektiğini..
Kandil'le hâlâ birlikte hareket eden Selahattin Demirtaş'ın devredışı bırakılmasını..
25 yıldır cezaevinde olan ve zaman zaman PKK terör örgütünün yabancı devletlerin kuklası olmasından kaynaklı özeleştiri yapan Abdullah Öcalan'ın, silah bırakılması çağrısı yapmasını öneriyor..
DEM'e de, "HDP'yi kapatamayan bu ülke.. Suçları henüz katmerleşmemiş DEM'e bu yanlışa düşmeden siyaset yapması için bir zemin hazırlanmalı" çağrısı yaptı..
Ve "umut hakkı"ndan bahsetti..
Yani, cezaevinde 25 yılını dolduranlar için, hayat boyu hapis cezasına çarptırılmış olsalar bile, durumlarının mahkemelerce yeniden değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin AİHM kararının uygulamaya alınması..
Bu vesile ile hatırlatayım.
Dün, tevafuk olsa gerek..
Sivas mazlumu Mevlüt Atalay'dan bir mektup geldi.
Kendisi 31 yıl öncesi Madımak olayından dolayı cezaevinde..
Teröristbaşı Apo için, daha 25. yılında herkes seferber oluyor ama..
Sivas mazlumu Mevlüt Atalay, 31 yıldır cezaevinde olan ve isnat edilen suçla da ilgisi olmayan bir mazlum olarak, ümidini yitirmiş, inancımız açısından sıkıntılı olmasına rağmen, "açlık grevi" başlayacağını yazmış.
Adalet Bakanlığı bu konuya el atmalı.. Hassaten Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan, Sivas mazlumlarının dosyalarının yeniden değenlendirilmesi açısından taleplerini incelettirmeli..
28 Şubat paşalarının bile Cumhurbaşkanı tarafından affedildiği gerçeği karşısında, Sivas mazlumlarına, yeniden yargılanmanın önünü açacak bir girişimi çok görmek, hakkaniyetli bir davranış olmasa gerek..
Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra..
Tekrar Sayın Bahçeli'nin çağrısına dönelim..
Çağrının işaret ettiği noktalar çok önemli..
1) Kandil'e hayır deniyor.
Yani, hâlâ askerimize, sivil insanlara kurşun sıkmaya devam eden terörist Murat Karayılan ve ekibine, hayır deniyor. Onun yerine, 25 yıldır cezaevinde olan bir diğer terörist Apo'ya bir şart ile, kulak veriliyor.. O şart, PKK'nın lağvedildiğini açıklaması, silahları bıraktıklarını açıklattırması..