İşte size, utanmaz bir sanık
ALİ KARAHASANOĞLU
Sülün Osman dedik, utanmadı..
Yolsuzluk yaptın dedik, utanmadı..
İki villayı 10 milyon TL'ye nasıl aldın diye sorduk, utanmadı..
380 puanla 480 puanlık İşletme'ye yatay geçiş yaparken hiç mi yüzün kızarmadı diye sorduk, utanmadı..
Utanmazlıkta rekor kırmaya devam ediyor..
Bana sorarsanız, usulsüz yatay geçiş sebebi ile diplomasının iptal edilmesi yerden göğe kadar doğru bir karar.
Ama maalesef, devam eden bir süreç ispatlanamadığı takdirde, 33 yıl önceki bir sahtekarlıktan dolayı, diploma usulsüzlüğünden dolayı ceza hukuku anlamında mahkum olması pek mümkün değil..
1992'deki yatay geçişten sonra, sahtekarlığı sürdüren ve zamanaşımını kesen/başlatmayan/yeniden yeniden başlatan yeni olaylara imza atıp atmadığını en iyi kendisi biliyor..
Dolayısı ile avukata bile gerek kalmadan, çıkıp gerçeği anlatıp, verilecek karara razı olması gerekirken..
Şov üzerine şov yapıyor..
"Bu duruşma salonu küçük, büyük salonda duruşma yapın" diyor..
Be utanmaz, hem milyonlarca üniversiteli öğrencinin hakkına giriyorsun..
Hakketmediğin fakülteye kayıt yaptırıyorsun.
Yargılanmaya sıra gelince, duruşma salonu beğenmiyorsun..
Ekrem İmamoğlu'na sahip çıkan Hüseyin Kocabıyık gibi, Bülent Arınç gibi AK Parti eskilerine soruyorum:
"Herhangi bir ağır ceza mahkemesinde yargılanan tecavüz sanığından, cinayet sanığından, Ekrem İmamoğlu'nun sanık olma açısından farkı ne"
Yarın, eşini öldüren, komşusunu öldüren, borcunu ödememek için alacaklısını öldüren kişiler de, "Duruşma salonu küçük. Diğer salona geçmezseniz, savunma yapmayacağım" derse.. Onların da isteklerini kabul edecek misiniz
Şu küçük kıza tecavüz eden, bu üniversiteli kızı kandırıp tecavüz eden ahlaksızlar da, "Bu duruşma salonu küçük. Bu salonda savunma yapmam" diyerek, biraz da güç gösterisi yapmak üzere duruşma salonunu değiştirtmeye kalkarsa..
Kabul edecek misiniz..
Önceki duruşmada, mahkemenin de iyiniyetini istismar ederek, cezaevinde tutuklu avukatı Mehmet Pehlivan'ın savunma yapacağını söyledi..
Türkiye'de 200 bin avukat var. Adam bula bula, cezaevindeki tutuklu avukatı buluyor..
Bu da bir yana..
Adama buyur savunma yap denilince..
Sanki karşımızdaki sözde avukat, tutuklu birisi değilmiş gibi, "Ben sırtımda cüppe ile müdafisi olduğum kişinin yanında iken savunma yaparım" diyor.
Şımarıklığa bakın..
Soytarılığa bakın..
Nihayetinde de, tutuklu kişinin, avukatlık yapamayacağına kanaat getirildi ve o hokkabazlığa son verildi..
Şimdi başka hokkabazlıkla devam ediyorlar..
Salon küçük.
Salonun kaç metrekare olmasını istersiniz, Sülün Osman beyefendi
1000, 2000, 5000
Söyleyeceğiniz topu topu, "Yatay geçiş yaparken, 380 puanla 480 puanlık fakülteye kayıt yaptırırken, şunu düşündüm. Şu haktan yararlandım. Şu sebeple bunda bir anormallik görmedim. Yaptığımın milyonlarca üniversite adayı öğrencinin hakkını yemek olduğunu düşünmedim" diyeceksin..
Diyeceğin topu topu bu..
Ama adamın aklı fikri şovda..
"Çok önemli avukatlarım Fikret İlkiz, Hasan Fehmi Demir ve Tora Pekin'in yokluğunda savunmamı yapmak istemiyorum" diyor.
Hakim açıklıyor:
"Ben gereken çağrıları yaptım. Bu sözleriniz yersiz" diyor. Avukatlar gelmiyorsa, onları zorla duruşma salonuna getirtme yetkisi bulunmadığını hatırlatıyor..
Ama çakallık dizboyu..
Verilecek kararda sakatlık olması için, "savunma hakkım kısıtlandı" diye itiraz edebilmek için..
"Çok önemli avukatlarım Fikret İlkiz, Hasan Fehmi Demir ve Tora Pekin'in yokluğunda savunmamı yapmak istemiyorum. Çünkü her birinin görev paylaşımıyla savunma yapacağını biliyorum."
Hani sorsak, "Fikret İlkiz niye salonda değil Polis kendisini önlemiş mi Bir başka yere zorla mı götürmüş
Hayır..
"Hasan Fehmi Demir'in, salona girmesini önleyen bir jandarma mı var"