İsrail'i destekleyen ABD'li şirketi savunmak İP'li Kürşad'a mı kaldı

İyi Parti içinde, ne kadar gâvur hayranı varmış Ne kadar yabancı aşığı varmış.

Milliyetçi olma iddiasındaki bir partide bile, emperyalistlere destek verenlerin sayısı gırla..

İyi Parti Milletvekili ve Halk TV'nin artık kadrolu konuşmacısı Turan Çömez, İngiltere güzellemesi ile işe başlamıştı..

Ardından Londra'daki camiye karşı çıkmıştı.

Yetinmemiş, Amerika'daki Diyanet Camii ve kompleksine de saldırmıştı.

İngiliz hayranlığına, Amerikan sözcülüğünü eklemiş, Türkiye'deki kiliselerin, Kültür Bakanlığı bütçesinden tamirine kendisine tek itiraz duymadığımız halde, İngiltere ve Amerika'da Türkiye'nin desteği ile yapılan camilere sergilediği karşıtlığı ile kendisini "camiye mesafeli milliyetçi" diye not etmiştik..

Şimdi bir başka İyi Parti Milletvekili Kürşad Zorlu kafayı çıkarttı.

O da, Turan abisi gibi, ne yapıp edip, Türkiye dışından bir devleti övüp, onun avukatlığına soyunup, Türkiye'nin insanlarını kötülemek için, fırsat kollayıp duruyordu.

Nihayetinde bulmuş..

Diyarbakır'da 15-20 Müslüman genç, İsrail lehine açıklamaları, hem de Gazze'lilerin soykırıma tabi tutulduğu dönemde dahi devam eden Amerikan menşeili Starbucks'ın şubesine ziyarette bulunmuşlar..

Slogan atarak, oturmuşlar, soluklanmışlar..

Ne bir cam kırmışlar, ne bir tek kişiyi iteklemişler..

Kimseye zarar vermeden, çıkıp gitmişler..

Ama Amerikan emperyalizmini kınadıklarını haykırmışlar. Starbucks'ın boykot edilmesi gerektiğini hatırlatmışlar. İsrail'e destek veren her firmanın boykot edilmesi gerektiğini ilan etmişler..

Halka açık bir içecek mekanına, Diyarbakırlı Müslümanların kahve içmeden de olsa girme hakları var mı

Var..

Orda kimsenin canına bir saldırıda bulunmaksızın, hatta mala da zarar vermeksizin, protesto hakları var mı

Bazıları "Yok" dese de..

Türkiye'de Gezi olaylarını yaşamış, Kobani olaylarını yaşamış ve bu olaylar hakkında onlarca köşe yazısı kaleme almış bir hukukçu olarak söylüyorum, bence var..

Siz, binaları işgal eden, yetinmeyip camını çerçevesini indiren..

Binaları işgal edip ordan günlerce çıkmayan..

'Atatürk Kültür Merkezi' buna örnektir. Dolmabahçe Camii buna örnektir..

Toplu ulaşımda kullanılan belediye otobüslerini kullanılmaz hale çeviren.

Polis araçlarını, hatta ambulansları bile pert hale getiren..

13 kişinin ölümüne sebebiyet veren, ki bunların içinde iki polis var, bir savcı var..

O Gezi isyancılarının eylemlerinin, "sivil direniş" olduğu savunulurken..

Buna Kürşad Zorlu da, Gezi isyancısı Can Atalay lehine paylaşımları ile destek verirken..

Kobani olaylarında, 54 insanımız öldüğü halde, insanları sokağa çağıran Selahattin Demirtaş ile kahvaltıda buluşma hazırlıkları yapan Meral Akşener'in çağrısı ile İyi Parti'ye giren Kürşad Zorlu.. Üstelik PKK'nın başı Apo'nun da heykelini dikme sözü veren Selahattin Demirtaş için iki çift cümle etmez iken..

Evet o Kürşad Zorlu, şimdi Starbucks'ı protesto edenlerin gözaltına alınmasını, yargılanmasını, cezalandırılmasını istemiş..

Gezi isyanında hak olan gösteri..

Kobani olaylarında normal görülen sokağa çağırma ve yakıp yıkma olayları..

Onlarca insanın ölümü ile sonuçlanan olayları masum gösterip savunanlar..

Şimdi, tek kişinin burnunun kanamadığı, tek bir camın, tek bir bardağın kırılmadığı Starbucks eylemine "saldırı" tanımlaması yapıp, İçişleri Bakanı'na tehdit savuracak dozda, Amerikan avukatlığına soyunmuşlar..

Diyor ki Kürşad Zorlu, Türk milletinin fertlerinden aldığı oylarla kazandığı milletvekili sıfatını kullanarak..

"SALDIRIYA DÖNÜŞEN EYLEMLER HAKKINDA"

Saldırı ha!

Sen saldırı nedir, bilir misin Kürşad..

Saldırı arıyorsan..

Starbucks'un bedava kahve yolladığı İsrail askerlerinin, Gazzelilere reva gördüklerine bak..

Avukatlığına soyunduğun Amerikan şirketi Starbucks'ın destek çıktığı İsrail askerlerinin çocuklara nasıl saldırdığına bak..

Hastanelere nasıl saldırdığına bak.

Bombaları nasıl fırlattığına bak..

Diyarbakırlı 20 Müslüman için, İsrail yanında yer alarak İçişleri Bakanı'na soru yönelten Kürşad Zorlu, şöyle devam etmiş: