IŞİD'e var da gezi isyancısına yok mu

IŞİD'e var da gezi isyancısına yok mu

ALİ KARAHASANOĞLU

Fatih Altaylı başlatıyor..

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de sürdürüyor..

Neymiş

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay'ı AYM kararlarına rağmen salmıyor iken, 45 kişiyi öldüren IŞİD'lileri salmış!

Yalancı ne olsun, Özgür Özel

Teröristlerle ayağına kadar gidip görüşen, şehrin ortasında eşkıyalık yapana "eline sağlık" diyen ne olsun, Fatih Altaylı

Bunlar, Gazze'de soykırım yapan İsrail'e yönelik nefreti dizginlemek için, "HAMAS aslında İsrail'in kurduğu bir yapı. HAMAS aslında terörist bir örgüt" diyecek kadar sorunlu tipler..

Şimdi gelmişler, IŞİD'li teröristler serbest kalıyor, ama Can Atalay cezaevinde" diyorlar..

Can Atalay ne ki

O da terörist değil mi

Tam bu noktada, rahmetli Hasan Karakaya ağabeyin çok güzel anlattığı bir fıkra var..

Onu size aktaralım..

İki çocukluk arkadaşı, onlarca yıl sonra, tesadüfen bir yerde karşılaşmışlar..

Karşılıklı sohbette, birbirlerine hal hatır sormuşlar, devamında da "ne yaptın, evlendin mi, kaç çocuğun var. Ne yapıyorlar" faslına gelmişler..

Biraz utanmaz olan, başlamış anlatmaya..

"Evlendim.. Bir kızım oldu.. Büyüdü, bir şirkette çalışıyor.. Patronu çalışmasından çok memnun. Maaşı da yüksek.. Hatta kendisine bir ev kiraladı, bir de araç tahsis etti. Çoğu zaman işyerine bile gitmeden, güzel bir hayat sürüyor.. Patronu yurtdışı gezilerine, tatillere bile götürüyor.."

Tahmin ettiğiniz üzere, anlatım o malum hayatın güzelleştirilmesi şeklinde devam ediyor..

Baba bir nefeslenip, çocukluk arkadaşına soruyor, sen ne yaptın

Arkadaşın cevabı kısa ve net oluyor:

"Benim kızım da kötü yola düştü, ama ben senin kadar böyle güzel anlatamıyorum" diyor..

Şimdi, ha Can Atalay..

Yani Anayasa'yı cebren değiştirmeye teşebbüs suçundan mahkum olmuş, cezası Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiş bir hain..

11 sivil insan, iki polis bir savcının ölümüne sebep olan gezi isyanının organizatörlerinden birisi..

Ha da..

IŞİD'li teröristler..

Ne farkları var

Fark şu..

Can Atalay'ın arkasındakiler, ona güzelleme yapıyor..

IŞİD'li teröristlerin ise arkalarında en azından Türkiye'de basın sektöründe kimse yok..

Onun içindir ki, Atatürk Havalimanı'nın önünde, bombalı saldırı ile 45 kişiyi öldüren üç IŞİD'li terörist, zaten kendileri oracıkta öldürülüyor..

Suçlular, can veriyorlar..

Sonrasında bu olayı organize eden bir azmettirici, yurtdışında öldürülüyor..

Devlet yetinmiyor, bunlarla bağlantısı olabileceği düşüncesi ile, bazı kişiler örgüte yardımcı olmaktan, bilerek veya bilmeyerek yardım etmekten gözaltına alıyor, tutukluyor..

8 yıldır da, cezaevindeler..

Saldırıya katılmışlar mı

Hayır..

Saldırıdaki kişilere silah temin etmişler mi, saldırıyı planlamışlar mı

Hayır..

Ama saldırıyı düzenleyen yapıda, farklı bazı kişilerle irtibatlı olma şüphesi ile örgüt üyeliğinden yargılanıyorlar ve Yargıtay, "Suçlama yapılan madde değişebilir, bu kişiler örgütün çok önemli isimleri değil, yoldan geçenleri ve örgüttekilerle özensiz görüşmeleri olanları cezaevine koymuş gibisiniz. 8 yıl da cezaevinde kalmışlar, tahliye edilsinler, yeniden bir karar verin" mealinde bir kanaatle, kararı bozuyor..

Can Atalay'da ne olmuştu

Yerel mahkeme. İstinaf Dairesi. Ve son olarak da Yargıtay, "Can Atalay, gezi isyanını organize etmiş.. Gezi isyanının amacı, hükümeti cebren devirmeye teşebbüs. Bu gezi isyanında sivil insanlar ölmüş, polisler öldürülmüş, savcı makamında şehid edilmiş.. Tüm bu olaylar zincirinde, Can Atalay'ın da, isyanı organize ettiği delillerle sabit.. 18 yıl ceza verilmiş. Aslında daha fazla ceza alması gerekir ama, savcı temyiz etmemiş, bu ceza ile yetinilmesi zorunlu" demiş..

Biliyorum, Özgür Özel de, avanesi de..

"Anayasa Mahkemesi'ne gel. Anayasa Mahkemesi ne karar vermiş" diyecekler..

Onu da aktarayım..

Anayasa Mahkemesi, "Can Atalay, gezi isyanında bulunmamıştır. Aslında gezi olayları isyan da değildir. Hükümeti devirme amacı yoktur" dememiş..

"Tam aksine, "Ben o iddiaları hiç incelemiyorum. Can Atalay dokunulmazlığı var, onu yargılayamazsınız" demiş..