Gündemimiz yine, küresel şirketlerin, dünya genelindeki gelişmesi engellenmiş ülkeler üzerindeki operasyonları..
Türkiye'de İnstagram için erişim engelleme kararı verildi..
İstanbul Barosu hemen kafayı çıkardı..
Ankara Barosu, yürütmenin de durdurulması talebi ile dava bile açmış..
İnstagram özgür olmalı..
Peki vatandaşlarımız özgür olmalı değil mi
İnstagram vatandaşlarımızın paylaşımlarını kısıtlarken, İstanbul Barosu, Ankara Barosu nerede idi
Dürüst hukukçular, sansürün her türlüsüne karşı çıkar..
akit gazetesinin facebook sayfası, yüz binlerce takipçisi var iken, kıldan tüyden sebeplerle, hatta sebep gösterilmeksizin, cevap dahi verilmeksizin erişime kapatıldı....
Bizzat facebook yaptı bunu..
İstanbul Barosu, Ankara Barosu diyorsa ki, sansüre karşıyız..
Buyursunlar, bir gazetenin facebook sayfasının, facebook tarafından kapatılmasına, bir çözüm getirsinler..
Yok yok. Bedavaya getirmeyeceğiz..
Parası ile buyursunlar, çözümü sağlasınlar..
Küresel sermaye odaklı şirketler, o denli fütursuz ki..
Paylaşımları engellemeleri yetmiyormuş gibi..
Toptan, hesabı bile kilitliyorlar..
Diyebilirsiniz ki..
Onlar bir özel şirket.. İstediğine alan açabilir. İstediği dışındaki paylaşımları da yaptırmayabilir..
İyi de..
Tanıtım sırasında öyle demiyorsunuz..
"Sosyal medya, özgürlük alanıdır" diyorsunuz..
Ama biraz ayrıntıya girince..
Eşcinselliğin en rezil anlatımlarının yapılmasına karşı çıkılmazken.. Engelleme getirilmez iken..
Eşcinsellik aleyhine hemen tüm paylaşımlar kısıtlanıyor, bunlar açıkça olmasa bile bahaneler uydurularak, hesaplar kapatılıyor..
Özel bir şirket bunu yapıyorsa..
Yapabiliyorsa..
Devlet de, "İşine geleni şişirip. İşine gelmeyeni kısıtlayan" bu küresel hokkabazların keyfiliğine karşı erişim engeli kararı niye alamasın.
İnstagram'ın paylaşımları kısıtlama yetkisi var da.
Devletin yok mu
İnstagram sansür yaparken suskun kalanlar..
Devlet kısıtlama getirince..
İyi Partisi'nden CHP'sine..
Barosundan, medyasına..
Ayaklanıyorlar..
Cumartesi demiyorlar.. Pazar demiyorlar..
İstanbul Barosu, sanki Amerikan şirketinin paralı avukatı imiş gibi..
Sanki Türkiye Cumhuriyeti'nin bütçesinden desteklenerek kamusal hizmetleri yapmıyormuş da.. Amerikan bütçesinden destekleniyormuş gibi..
Amerikan şirketinin lehine açıklamayı hemen yetiştirmiş:
"Yurttaşların ifade özgürlüğünü koruyacak adımlar atılmalı" demiş..
Ne yapılmalı mesela
İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun da, resmi görevinin ötesinde, aynı zamanda bir yurttaş..
Ve Altun'un paylaşımı, Hamas lideri için yayınladığı taziye, sosyal medya hesabı tarafından engelleniyor, yayınlanmıyor..
İstanbul Barosu'nun, bu yurttaşın ifade özgürlüğünü koruma sadedinde önerisi nedir
Ankara Barosu, İnstagram'ın paylaşımı kısıtlama uygulamasına dava açmış mıdır
Bakmayın siz onların, "yurttaşların ifade özgürlüğü korunmalı" demelerine.
Onların istekleri, Amerikan şirketinin para kazanması..
İstanbul Barosu, "Instagram'a erişimin engellenmesi kararının gerekçesi bir an önce açıklanması gerekir" diyor..
Utanmazlığa bakın..
Senin ükenin resmi bir makamında bulunan kişinin yayınladığı bir taziye, İnstagram denilen küresel çete platformu tarafından engelleniyor
"İnstagram isimli küresel sosyal medya platformu, derhal yayın engelinin gerekçesini açıklamalı. Aksi takdirde, dava bombardımanına tutarız. Rekabet kurallarını ihlalden, hem Türkiye'de, hem Amerika'da bu şirketin belini doğrultamayacağı davaları açarız" diyeceklerine..
İnstagram'dan hesap soracaklarına..
Türkiye'den hesap sormaya kalkıyorlar.
Siz kimin barosusunuz.
Amerika'nın mı, Türkiye'nin mi
Bu ne yaman çelişkidir
Nasıl bir aymazlıktır..
Bu açıklamayı yapan Hukuk Fakültesi mezunu avukatlara, sormak lazım: