İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak etme Allah'ım..
Ali Karahasanoğlu
Düzce Belediyesi'nden ekipler orda. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nden, Sakarya Büyükşehir Belediyesi'nden ekipler orda..
Bolu İtfaiyesi'nden kaç tane gördük
Ankara Büyükşehir'den bir tane gördünüz mü
Bolu sınırları içindeki yangında, Bolu Belediye Başkanı ilk yetkili..
Kanunda yangınlarla ilgili olarak, sadece orman alanları hariç tutulmuş, dışındaki tüm yangınlar belediyenin yetkisine alınmış.
Ama iş bilmez Tanju Özcan, "Biz Büyükşehir Belediyesi değiliz" diye başlıyor..
Grand Kartal otelinde 66 insanımızın acı şekilde vefat ettiği yangın ile ilgili sorumluluğunu kendi üzerinden atmaya çalışıyor..
Hani, yangın sürerken, "Biz Bolu şehir merkezinde görevliyiz. Bolu il sınırı içinde de olsa, Kartalkaya'ya yollayacak itfaiye aracımız yok" deseydi..
Şaşırmazdım..
Bu adam değil miydi, "Bolu Belediyesi bütçesinden tek kuruş yardım yapmayacağım dedim. Tabelaları bir gecede kaldırdım, ruhsatlarını da hukuksuz bir şekilde iptal ettim" diyen..
Kimse "Ama o sözleri, Suriyeliler için sarfetti" demesin..
Bugün Suriyeliler için o sözleri sarfeden, yarın "Bolu'nun merkezinde olmayan yangın, beni ilgliendirmez" de diyebilir..
Biz buna dikkat çekip, Tanju Özcan'ın ırkçılığını ifşa ettik..
Eğer bir belediye başkanı, yaptığı işlemlerin hukuksuz olup olmadığı sorulduğunda, "Hukuksuzdu. İdari yargıya gitselerdi belki kazanırlardı, ama siyasette en güçlü olduğunuz zaman yeni seçildiğiniz zamandır. Bu bir şok dalgası yarattı anlayamadılar ne olduğunu" diyorsa..
Yani hakkı değil, fiziki güç ile kendisini öne çıkartıyorsa..
Esen rüzgarları arkasına aldığı için, haklı olduğu görüntüsü vermeye çalışıyorsa,..
Dün Suriyelilere karşı yaptığı acımasızlığını..
Bir başka gün, Türkiye vatandaşlarına da yapabilirdi..
Nitekim..
O otelin yangın merdivenlerinden başlayın.. Değişen yönetmeliklere göre gereken tedbirlerin alınıp alınmadığına dair denetimleri yapmakla görevli olduğu halde yapmamış olması..
Bir de utanmadan, "Kültür Bakanlığı yetkili" demesi..
Utanmadan, "Benden çok önceki başkanın döneminde belge ile beni suçluyorlar"' demesi.
Suriyelilere yaptığı vicdansızlıkla bize önceden zaten haber verilmiş oluyordu..
Hukuksuzluğu kendisine ilke edinen adam, bir gün Suriyeliye yapar, ertesi günü Türkiye vatandaşına yapar..
Ki, nihayetinde yaptı..
Kendisi ilan etmişti: "Hukuksuz olduğunu biliyorum".
Şimdi aynısını söylese ya..
Aynısını söyleyemiyor..
Kültür Bakanlığı'na sorumluluğu yıkmaya çalışıyor..
Ama ben hatırlatayım, Tanju Özcan'ın kafasında, iş şöyle yürüyor: "Hukuksuzluğu yaparım. Dava açarlarsa, iptal olabilir. Ama ben rüzgarı arkama alır, yürürüm.."
Suriyeliye karşı, bunu açıkça itiraf etti..
Türkiye vatandaşına bunu açıkça söylemese de, kapalı kapılar ardında, bunu da söylediğinden emin olabilirsiniz..
Bağırdık, haykırdık, ama sözümüzü dinletemedik..
"Suriyeli göçmenlere bu acımasızlığı yapan, kendi insanına da ihanet eder.." dedik..
Dinletemedik..
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e, şu adamı partinizden atın" çağrısı yaptık. Cevap bulamadık..
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Bu kişiye söyleyeceğiniz bir şey yok mu" diye sordu, cevap alamadı..
Adam öyle pervasız ki, öyle acımasız ki, "Sularına 10 kat zam yaptım. Bu da yasal değildi. Bunun da idare mahkemesine gidilmesi halinde döneceğini biliyordum" diyebildi..
Bunu açıkça söyleyebilen bir kişi, kamu hizmetinde nasıl durabilir
Bu kişiye, kamu hizmeti nasıl emanet edilir
Nitekim, acı bir olayla, dün şahit olduk..
Bu kişinin, göçmenlere karşı vicdansızlığının bir başka örneğini de kendi vatandaşlarımıza karşı sergilediğini gördük..
Yeterli denetimleri yapmadığı için, belki de hiç yaşanmayacak, veya yaşansa dahi daha düşük bir kayıpla atlatabileceğimiz bir yangın, vahim sonuçlarla bizi karşı karşıya bıraktı..