Haydi ulusalcılar, Ferhat Abdi'ye koşun, asker olun!

Haydi ulusalcılar, Ferhat Abdi'ye koşun, asker olun!

ALİ KARAHASANOĞLU

Diz çöktürüldüler.

Teslim oldular.

Ayrı bir devlet hayalini sonlandırdılar.

Bizim içimizdeki Cumhur İttifakı karşıtı hainler, şimdi ter ter tepiniyorlar..

Tam olarak, kuduruyorlar..

"Suriye 5'e bölündü, geçmiş olsun. Böyle olacağı yıllar öncesinden belli idi. Esed gidince sevindiniz. Oysa Esed'in gitmesi, Suriye yerine 5 devlet kurulması demekti. Bunu bile anlamadınız" dediler..

Suriye genelinde, Ahmet El Şara yönetimi ele alınca..

Diğerleri hiç kafayı kaldıramadılar ama..

YPG'nin bir ihtimal, mızıkçılık yapma ihtimali vardı..

Onu da, teröristbaşı Apo'ya yaptırılan "Silahları bırakın" çağrısı ile hal cihetine girilince..

Ferhat Abdi de, Şam'ın yolunu tutmak zorunda kaldı..

2.5 milyar dolarlık petrol gelirini, Şam'a teslim etmek zorunda kaldı.

İçimizdeki hainler, "Bravo Cumhurbaşkanımıza.. Bravo Cumhur İttifakına.. Sessiz sedasız, Suriye'de olabildiğince asgari kansız bir şekilde, yüzyılın devrimi yapıldı" diyeceklerine.

"Sonuçta biz de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız.. Biz de bu kimliği taşıyoruz.. Bizim de sevinmek hakkımız" diyeceklerine..

Kuduruklukları bitmedi.

Ne bulabiliriz, ne bulabiliriz. Nereden çakabiliriz. Neyi kullanarak, gelinen noktayı itibarsızlaştırabiliriz" diyerek, Amerikalı ağababalarına da danışıp, sonunda "Bulduk" dediler..

Peki ne imiş

"Ferhat Abdi, Amerikan helikopteri ile Şam'a gitmiş!"

Affedersiniz beyler.

Yürüyerek mi gidecekti

Yoksa at sırtında mı gitmesini bekliyordunuz..

Ya ABD helikopteri ile gidecekti ya da Rus helikopteri ile.

Bunda şaşılacak ne var ki

Binlerce tır dolusu silahı veren Amerika, şimdi bir helikopter ile Ferhat Abdi'yi imza atmaya götürdü ise, sizin hanenize yazılacak burda ne var

Ve alternatifleri sorgulamak üzere, beyni sulanmış muhataplarımıza soruyoruz: "Ferhat Abdi, Şam'a sizce ne ile gitmeliydi Türk helikopteri ile mi"

Tabii ki dalga geçiyorum..

Tabii ki bu ahlaksızlara anladıkları dilden konuşmak için, bu soruyu yöneltiyorum..

"Ne yapacaktık. Türk askerinin sahada yakaladığında etkisiz hale getireceği bir haini, TSK'ya ait helikopter ile Şam'a mı taşıyacaktık."

Veya şöyle soralım:

"Ferhat Abdi'nin, Colani'nin helikopteri ile mi Şam'a gitmesini bekliyordunuz"

Yoksa..

Colani mi, Ferhat Abdi'nin ayağına gitseydi

Ne istiyorsunuz

Ferhat Abdi hainini, Amerika'nın beslediğinden, kimin şüphesi var ki

Ama kabullenilemeyen husus şu:

"Türkiye, Amerika'nın da içinde bulunduğu o birlikteliği nasıl dağıttı"

Türkiye, FETÖ'yü dağıttı beyler.

CIA'nin direkt içinde olduğu yapıyı, bitirdi..

Şimdi çok daha güçlü şekilde, diğer aparatlara sıra geldi..

Türkiye'deki kemalistler, HTŞ Şam'a doğru ilerlerken.

"Aaa ne oldu Halep mi düşmüş.. Vah vah. Neee Halep kalesine, Türk bayrağı mı asılmış. Yok canım. Yanlışınız olmasın. Durun ona biz şimdi bir kulp buluruz" diye çabalarlarken..

"HTŞ Halep'i gerçekten aldı mı, Şam'a doğru ilerliyor mu, kaç günde Şam'a gelir, kuşatma ne kadar sürer, sonrasında neler olur. Ama HTŞ bunları yaparken, acaba arkasında kim var. Kimlerle birlikte hareket ediyorlar.." diye millet meraklı sorularına cevap ararken.

Trump olayı çözmüştü bile: "Erdoğan çok zeki biri. Bunu yıllardır istiyordu ve başardı. Kimse gerçekten kazananın kim olduğunu bilmiyor ama bence Türkiye kazandı."

Diyebilirsiniz ki, "Trump, görüntüyü farklı gösterip, bizi kandırıyor olmasın."

Eyvallah..

O zaman, 100 bin kişilik adamları ile koca bir ordu kurduğu iddia edilen, hem de bu iddiayı bugün emekli hâlâ devletimizden maaşı alan eski generallerimizin, amirallerimizin bile dillendirdiği bir atmosferde, Ferhat Abdi'nin imzaladığı 8 maddelik metne bakalım..

İmzalanan metinde, "bölünme" kavramının "b"sini bile tahammül yok, bölünme tümü ile reddediliyor.. Ferhat Abdi de, bu metni kuzu kuzu imzalıyor..

İçimizdeki hainler, kıskançlıklarındançatlıyorlar, "Türkiye böyle bir diplomatik başarıyı nasıl elde etti"