Harbiyeli değilim ama, bize İHL'de böyle öğrettiler!

Gerçekten hayret etmemek elde değil..

Gözümüzün içine baka baka, nasıl yalanlar söylendiğini gördükçe, şaşıp kalıyoruz..

Şu Tuzla Piyade Okulu'ndaki cuntacı teğmenlerin hali, gerçekten ibret vesikası..

Bu ülkenin öz çocuklarının nasıl ezildiğinin somut bir örneği..

Cuntacıların utanmazlıkta nasıl pervasızlaştıklarının en canlı örneği.

Adamlar, gözlerine kestirdikleri dindar teğmenlere yapmadıklarını bırakmamışlar..

100'e yakın bir grup oluşturarak, sergilemedikleri rezalet kalmamış..

Buna rağmen, 3 dindar teğmen ile 4 de cuntacı teğmen, ihraç edilmiş.

Cuntacı teğmenler aslında 100'e yakın bir isimden oluşan grup kurdukları halde, diğerleri henüz ihraç edilmemiş..

"Susup oturalım. Yoksa 4'ün yanında, daha 90 kadar ihraç daha gelir" diyeceklerine..

4 teğmeni de geri aldırmak için, hemen her gün medyada yalan haber yaptırıp, ihraç edilen 3 teğmenin Atatürk düşmanı olduklarını bin yalan eşliğinde tekrarlıyorlar..

Atatürk düşmanı diye suçladıkları kişilere isnat ettikleri en kabadayı ifadeler ise, "Atatürk'e saygı duyuyorum, ama 1923 sonrasını sevmiyorum!"

"Bu hakaret midir, değil midir, Atatürk düşmanlığı mıdır, değil midir" lüzumsuz tartışmasına girmeyeceğim..

Ben size, Atatürkçü geçinen teğmenlerin hakaretlerini göstereyim, gözünüz hakaret görsün diyeceğim..

Atatürkçü geçinen teğmenlerin, ağzı açılmamış ne küfürlerle, teğmen arkadaşlarına saldırdıklarını görün..

Dün Sözcü'de, cuntacı teğmenlerin avukatı İlter Aksoylu konuşturulmuş.

Tabii konuşturan da, her zamanki gibi, 28 Şubatçıların gazetedeki uzantısı Saygı Öztürk..

Diyor ki İlter Aksoylu:

"Olayın hukuk içerisinde çözülmesini sabırla bekledik. Ama bazı medya organlarında haksız yere 'Cuntacı teğmenler' diye itham edildi. Eski bir TSK mensubu, bir Harbiyeli olarak üniformamızı çıkardık ama o Harbiyeli ruhu ölene kadar yaşayacak. Müvekkillerimizi savunurken TSK'nın da savunuculuğunu yapmaya özen gösteriyoruz."

O zaman haydi buyur, Aksoylu..

İster avukat olarak. İster eski bir Harbiyeli olarak, savun bakalım şu hakaretleri:

"Biz bu ibnelere sesimizi çıkarmadıkça bunlar kayrılmaya devam edecek."

Haydi Aksoylu..

İstersen Saygı Öztürk'den de yardım al..

İstersen, 27 Mayıs'ın darbecisi Cemal Gürsel'in mezarına git, ondan yardım iste. İstersen 1 Eylül darbecisi Kenan Evren'den, istersen 28 Şubat'ın Güven Erkaya'sının mezarından yardım iste.

Söyle, bahsettiğimiz 100'e yakın teğmenin içindeki bu Harbiyelinin "ibne" dediği kişi de Harbiyeli değil mi

Çık söyle..

Devam ediyorum, hakaretlere:

"Bu p..leri bizler temizleyemiyorsak."

Haydi İlter Aksoylu..

Duyalım sesinizi..

Ben p.. diye kısalttım ama..

O kelimenin net olarak yazıldığını hatırlatayım..

Ne diyor bu Atatürkçü teğmen söyler misiniz

"Kimse bu o.. evlatları yüzünden"

Evet, anlamak istiyorum, bu sözleri sarfeden kişi bir teğmen mi, yoksa mahallenin ağzı bozuk kabadayısı mı

Ben o.. diye kısalttım ama.. Anneye yönelik o iğrenç küfür de, sansürsüz yazılmış, teğmenin paylaşımında..

Hakaretleri-küfürleri geçtik.

Adamlar resmen kumpasçı..

Bakın Aytunç Erkin'in, "Duvardaki Atatürk fotoğrafını indirmişler" dediği olay ne

Gerçekte kumpasçı, ama Atatürk istismarı ile kendilerine alan açmaya çalışan cuntacı teğmenlerin kendi yazışmalarından aktarayım:

"-Beyler bu A... hangi koğuşta kalıyor

-xx

-İçeridekiler de bunun gibi mi Aynı tayfa mı

-Evet

-Bana büyük bir Atatürk fotoğrafı lazım.

-Güzel bir yapıştırıcı bir de. Sürpriz yapacağım."

Burda yazışmalara bir es koyalım.

Atatürk istismarcılarının konu mankeni gibi oynattığı Aytunç Erkin'e seslenelim..

Bak, senin "Duvardan Atatürk fotoğrafını indirdiler"