Hani karpuzu, dilimle satın alacaktık!

Hani karpuzu, dilimle satın alacaktık!

ALİ KARAHASANOĞLU

"Karpuz bedava" demiş, 17 milyon ceza yemiş!

Sanırsınız ki karpuzu mayıs ayında dilimle satın alacağız diyen ahlâksızların oluşturduğu yüksek fiyatlandırma sonucunda ürettiklerini, değerinin çok üstünde satmamış.

Karpuzdan hiç para kazanamamış.

Şimdi temmuz ayında tam karpuzları piyasaya vereceği dönemde, fiyatlar normalin dışında düşmüş.

Çiftçi kardeşimiz de kızmış, "karpuz bedava" deyince, siyasi iktidar da, "biz yüksek enflasyonla, milletin ümüğünü sıkmaya çalışırken, sen karpuzu nasıl bedava verirsin" diyerek, ceza kesmiş.

Be ahlaksızlar..

"Artık karpuzu dilim dilim satın alacağız" demiyor muydu, Kemalistlerin Sözcü'sü, ulusalcıların Cumhuriyet'i.

Onlara takılmıyor muydu, Saadetçilerin Milli Gazetesi ile Davutoğlu'nun Karar'ı.

Yok, yok.. 2025'te değil, bu başlıkları 2020'de atmışlar.

"Kilosu 15 TL, buyur al karpuzu dilimle" demişler.

"Yapmayın etmeyin nisan ayında, mayıs ayının ilk haftasında karpuz yenmez.. Bu sezonda karpuz yemeye kalkıyorsanız, ister istemez fiyatı da pahalı olur. Bu fiyat da karpuzun gerçek fiyatı olmaz. Siz bu başlıklarla ülkenin fiyat politikasına ihanet etmiş olursunuz. Algı oluşturmuş olursunuz. Suni fiyatların oluşmasına hizmet etmiş olursunuz" dedik. Dinletemedik

"Bekleyin, haziran ayının ortasından itibaren, karpuzun fiyatı ne kadar olursa, o zaman haber yaparsınız. Yükseldiyse hakkınızdır, 'Karpuzun kilosu şu kadar. Tabii ki karpuzun fiyatı bu kadar olacak, çünkü gübrenin fiyatına şu kadar, sulamanın fiyatına bu kadar zam geldi. Topraklarımız hep inşaat oldu, karpuz ekecek toprak kalmadı, sonuçta da ekilen toprağın da birim metrekaresi şu kadar zamlandı. Nihayetinde de karpuzun dilimi 20 TL oldu, 30 TL oldu' dersiniz" hatırlatması yaptık.

Anlatamadık.

Zaten yapmak istedikleri ekonomiye hançer saplamak, güvensizlik ortamı oluşturmak, böylece enflasyona, girdi maliyetlerinin haricinde attıkları manşetlerin olumsuz etkisi ile %5, %10 ilave bindirmek idi.

Bunu da dönemsel olarak başardılar.

Şimdi patates 12 TL, soğan 10 TL.

Abi; ENAG'a göre %120 enflasyon var..

Dört sene önce patatesi marketten 20 TL'ye aldık.

O günden bugüne yıllık %120 enflasyonu eklersek, patatesin şu an 450 TL olması lazım.

Hatta isterseniz ENAG'ı boş verelim, TÜİK'e göre patatesin dört yıl önceki fiyatıyla bugünü kıyaslayalım.

TÜİK'te de yıllık enflasyon oranları son dört yıl içinde, %70 ile %40 arasında değişiyor.

TÜİK'in hesabına göre de, şu an patatesin fiyatı en az 80 TL olmalı.

Ama gidin markete, gidin pazara 12 TL'den alıyorsunuz patatesi.

Ne ekonomi profesörleri Özgür Demirtaş cevap veriyor, ne de Amerika'dan algı üzerine algı yapan Nobel ödüllü ekonomist yazar Daron Acemoğlu bir izahat getiriyor.

Sahi bu isimleri son beş aydır hiç duymuyorsunuz değil mi.

Ne oldular, öldüler mi

Allah gecinden versin diyelim.

Kimsenin ömrüyle ilgili, kendilerini üzecek, ailelerini üzecek muhabbet yapmayalım.

Ölümü hatırlatmayalım.

"Ölüm var, doğruları yazın" yerine, sadece "dürüst olun doğruları yazın" diyelim.

Ama lütfen, lütfen..

Hiç kimse de, bu ülkenin ekonomisini sarsacak, dar gelirli insanların cebinden çıkacak, 10 TL'nin, 20 TL'ye yükselmesi için gece gündüz "ne yaparız, ne yaparız, nasıl algı yaparız, nasıl fiyatlarda güvensizlik ortamı oluştururuz" diye çabalamasınlar.

Karpuza dönelim.

İsterseniz kiraza da gelirim.

Ama hayatı yalan olanlar, her yıl bir meyve-sebze üzerinden algı yaptıklarını, artık siz de kavradınız değil mi.

Mevsimi gelmeden meyvelerin fiyatlarını açıklamak, her ürün için geçerli.

Yeşil eriği şubat ayında "altın ile yarışıyor" diye başlık atarlar. On yıldır bu haberi değiştirmeyenlerin, ilkbahar aylarında yaşadığımız Türkiye genelindeki don olayına rağmen, yine de birçok meyvede yıllık fiyat artışlarının düşük seviyelerde olduğu gerçeğine rağmen, bu sene de kirazı tutturdular, gidiyorlar.

Hayrola, "kiraz yemeyenin, (haşa) ömründen 30 sene eksilir" diye bir atasözü mü buldunuz.

Geçtiğimiz yıllarda da diğer meyveler için aynı sözleri bulmuştunuz da, şimdi o atasözlerinin kirazla ilgili versiyonuna mı ulaştınız.

Kiraz bu sene az üretildiyse veya ihracatı bir tık fazla ise, fiyatı artar.

Dar gelirli insanların yiyemeyeceği seviyelere de çıkabilir.

Ama "her yıl, her fert 5 kg kiraz tüketmeli, aksi taktirde hayatından 30 yıl eksilir" diye ne ben bir atasözü biliyorum, ne de siz bir tıp kuralı gösterebilirsiniz.

Bu sene kiraza vurdu ise piyango, gelecek sene görürsünüz, kiraz ağacının tamamını dibinden kesiyorum, mahsulü de çöpe döküyorum diyen bir tane, iki tane zırtapoz üreticinin 10-15 milyon ceza ödediğini.

Çünkü bu yıl.

Bu yıl dersem biraz muğlak olur.

Dünkü gazetelerde vardı, karpuz yetiştiricisi çiftçimiz, nisan ayında "artık karpuzu dilim yiyeceğiz" diyen Sözcü gazetesinin algı operasyonları eşliğinde, voleyi vuramamış olmalı ki.

Karpuzları dilimle satamamış olmalı ki.

Şimdi