Altılı masanın bir üyesi, "Hamas terör örgütüdür" diyor..
Onu tanıdınız.. Tabii ki CHP. Genel Başkanı ağzıyla, HAMAS için terör örgütüdür" iftirası atmışlardı..
Altılı masanın diğer bileşeni Saadet Partisi ise, HAMAS için "Vatanlarını savunan insanlar" tanımlaması yapıyor..
Altılı masadaki kafa karışıklığı bitti mi
Bitmedi.
Belki buna kafa karışıklığı da değil..
"Çaya çorbaya limon. Her kesimden seçmene, bizim içimizde bir partiden destek açıklaması var" yorumu da yapabiliriz.
Hem Hamas'a terör örgütüdür diyen azgın bir azınlığın oyuna talipler.
Hem de HAMAS'ı vatanını savunan bir yapı olarak gören seçmenin oyuna talipler..
Altılı masadan kalkmış gibi görünse de..
İyi Parti de o masadan kendisini kolay kolay kurtaramaz.
O da, HAMAS için terör örgütü diyen bir parti.
Hamas'a terör örgütü diyenler 2'ye çıktı. Hamas vatanını savunuyor" diyenler ise birde kaldı diye üzülmeyin.
Gelecek Partisi de Hamas'ın vatanını savunan bir yapı olduğunu kabul ediyor. İkiye iki, eşitlik sağlanıyor.
Deva Partisi ile Demokrat Parti mi.
Onların ne dediğini, kendileri de bilmiyor..
Altılı masanın, yine Filistin eksenindeki çelişkilerini hatırlatmaya devam edelim..
CHP ve İP'liler, "İsrail mallarına boykot ile ne yapacaksınız. Ne elde edeceksiniz ki" diyorlar..
Devamında, "İsrail'e açıktan destek veren şirketlere boykot da anlamsız. Starbucks'ı boykot edip de ne olacak. McDonalds'a gitmemekle ne olacak" diyorlar..
Saadet Partisi mi.
O tam aksi görüşte..
"Hem İsrail mallarını boykot etmeliyiz. Hem de İsrail'e destek veren şirketleri boykot etmeliyiz" diyorlar.
Ama bunu söylerken, asla CHP ile İP'in açıklamalarına gönderme yaparak değil, sürekli AK Parti'nin bu yönde yeterli açıklama yapmadığını hatırlatarak, bu söylemi tekrarlıyorlar.
Oysa 1 Ocak'ta Gazze ve şehidleri için yapılan mitingde gördük..
İsrail mallarına boykot, Cumhur İttifakı'nın tabanı tarafından da ısrarla savunuluyor..
Ama Millet İttifakı'nda, kimisi "Boykot da ne Siz neyin kafasını yaşıyorsunuz" diyen de var.
"Boykot çok önemli" diyen de.
Hatta Saadet Partisi, "boykot ile yetinmeyip, ihracatı da sıfırlayalım" diyor.
CHP "İhracat ta tam gaz devam etsin, ithalat da sürsün" derken..
AK Parti tabanı, "Boykot ile ithalatı sıfırlayalım. İhracatta ise, İsrail'in kontrolündeki Filistinlilere giden ihracatımız devam etsin" diyor..
Böylece Millet İttifakı içinde, birbirine zıt iki söylem daha ortaya çıkmış oluyor..
İsrail ile ilişkileri keselim mi
Millet İttifakı içinde CHP ve İP, "İlişkileri kesip de ne yapacağız" diyorlar..
Saadet Partisi ise, AK Parti'nin hayata geçirdiği, "Onlar elçilerini geri çekti. Biz de geri çekiyoruz" kararını bile yetersiz görüp, "Derhal ilişkileri kesin" diyor.
O zaman soruyoruz SP'li yöneticilere.
Sizin yeriniz, yetersiz de olsa, AK Parti'nin yanı olması gerekmez mi Siz gitmişsiniz, ilişkileri asla kesmeyelim diyen CHP ile ortaklık ediyorsunuz. Bu ne perhiz. Bu ne lahana turşusu!
Filistinli yaralıların Türkiye'ye getirilip tedavileri konusunda da, CHP'iler "Burdaki hastalarımızı çok tedavi ettik. Bir de onlar mı geliyor" itirazında bulunuyorlar..
AK Parti, Filistinlileri Türkiye'ye getirip, tedavilerini yaptırıyor.
Saadet Partisi ise, Filistinlilerin Türkiye'de tedavi edilmelerini destek veriyor, ama ittifakı CHP ile yapıyor..
Gazze'ye destek için yapılan gösterilerde açılan Kelime-i Tevhid bayrağı için, CHP'liler cumhuriyet karşıtı bir başkaldırı olarak tanım yapıp, suç duyurularında bulunuyorlar. O bayrağı taşıyanları dövüyor, dövenleri tebrik ediyor, geçmiş olsun dileklerini ulaştırıyorlar.