Özgür Özel, Fatih Altaylı'ya çıkmış.
Kripto para firması, Altaylı'ya yüz binlerce dolarlık sponsorluk vermiş.
Sağlanan imkanlarla CHP Genel Başkanı'nı, parti içi kavgalardan kurtaracak bir program yapılmış.
Ardından da bir övgü.. Bir övgü..
Özgür Özel, Bülent Ecevit'ten sonra, ikinci sıradaki en güzel konuşan CHP lideri imiş.
Övgülerinizi yapın..
Ama lütfen bana da bir cevap verin..
O programda, AK Parti yakını bir şirketin, İBB'den yine ihale kazandığı belirtilip, "Nasıl oluyor bu" diye Özgür Özel'e soruluyor.
Öyle ya..
AK Parti, ihaleleri yakınlarına, haksız yere veriyordu. Devlet soyuluyordu. Hakkettiği için değil, yandaş olduğu için, ihaleler birilerine dağıtılıyordu.
Zaten bunu yapmak için, AK Parti ihale kanununu 175 defa değiştirmişti..
Öyle diyordu, CHP'li abilerimiz. Öyle diyordu, SP'li abilerimiz. AK Parti'den ayrılan dürüst geçinen abilerimiz..
Şimdi sıkı durun..
Özgür Özel cevap veriyor:
"Siyasete atılmadan önce böyle bir haberle karşılaşsam tepkim farklı olurdu. Yeniden söylüyorum ben de Manisa'da eczacı Özgür olsam ve gazeteyi açıp bunu okusam o günkü kafamla 'Yazıklar olsun!' derim. Çünkü bir gün karar verip siyasetin içine girmeseydim eczanede her sabah Cumhuriyet'i Sözcü'yü açan veya internetten okuyan bir eczacı olacaktım. O duyguyu anlıyorum ama hukukun dışına çıkılmadan o ihaleyi almalarına da engel olamazsınız."
Ne demek şimdi bu
"Siyasete girip, en üst seviyeden gerçekleri görmezseniz.. Aldatılan, istismar edilen halk kesiminde, özellikle de sol kesimin istismar ettiği halk kesiminde olursanız, ihalelerin yandaşlara verildiğini sanırsınız" demek değil mi bu
"Sözcü ve Cumhuriyet gazetesini okuyup, olayları yorumlarsanız, aldatılırsınız. kandırılırsınız. Gerçek, bu gazetelerin yazdıkları gibi değildir" demek değil mi bu
"Sözcü ve Cumhuriyet, halkı aldatıyor" demek değil mi bu
Bir de utanmadan, AK Parti döneminde ihaleyi kazanan şirketin, şimdi CHP döneminde de ihale kazanmasına "yazıklar olsun" diyenleri kastederek, "Bu duyguyu anlıyorum" diyerek..
"Yönlendirilmiş insanlar. Aldatılmış insanlar. Kandırılmış insanlar. Ne yapsınlar, gerçeği bilmedikleri için, o şirkete kıyak çekildiğini sanıyorlar" demiş oluyor..
Gerekçesini de dürüst bir politikacı imiş gibi görüntü vererek, şöyle açıklıyor, Özel:
"Bizim rakiplerimizden farkımız onlar kadar kötü olmamamız. Ben de istemem Albayrak'lar kazansın. Yıllardır kazanmış, hâlâ mı kazanıyor Ama; en ucuz şartı verdiyse, bütün şartları sağladıysa, ne yapıp da onu ihale dışı bırakacaksın"
Cevabı okuyunca, gözleriniz yaşarıyor, "Şartları taşıyan, en ucuz teklifi veren şirketin ihaleyi kazanmasına engel çıkarmadıkları" bilgisi ile "CHP hakkındaki önyargılarımız yanlışmış" yargısına tam varacaksınız ki..
Aklınıza şu soru takılıyor:
"AK Parti döneminde de, en ucuz teklifi, tüm şartları sağlayarak bu şirket taşıyıp verdi ve ihaleyi kazandı ise. Niye cazgırlık yapıyordunuz"
Öyle ya..
AK Parti döneminde aynı şirket ihaleyi kazandığında, "Yandaş kazandı. Yandaş olduğu için kazandı" diyorsanız..
"Hayır, yandaş olduğu için değil, en ucuz teklifi verdiği için kazandı" cevaplarına, "Yalancılar. İhale kanununu 175 defa değiştirip, bu adam ihaleyi kazanması için ortamı hazırladınız" diyerek bir de iftira atıyorsanız..
Şimdi pişmanlık dilekçesi verircesine, "En ucuz teklifi verdi" diyorsanız..
Dün yaptığınız şarlatanlığı da, hokkabazlığı da, sahtekarlığı da itiraf ediyorsunuz demektir.
Övgülerle göklere çıkarılan Özgür Özel'in gafları bitti mi
Bitmedi..
"Hakkedene ihaleyi vermemek diye bir şey olmaz" diyerek, "biz onlar gibi değiliz" görüntüsü vermeye çalışan Özgür Özel..
"Ne yapacaktık, hukukdışına çıkıp, kazanana ihaleyi vermeyecek miydik" diyerek, suret-i Hak'tan gibi görünen Özgür Özel..
Aynı röportajda, hemen iki dakika sonra, bakın ihaleler ile ilgili biraz önce söylediklerinin tamamını inkar edercesine ne diyor