"Girdisi çıktısı 15 dakika"dan, sadece kapıda 4 dakika beklemeye
ALİ KARAHASANOĞLU
ABD Dışişleri Bakanı Macro Rubio'nun sözlerini önüme koyup, dün akşam Trump ve Erdoğan görüşmesini başından sonuna izliyorum..
Sadece Macro'nun değil.
CHP'li Namık Tan'ın..
CHP'ye yamanan Ahmet Davutoğlu'nun da, "Erdoğan Rubio'ya haddini bildirmeli" taleplerini de, masamın bir köşesini tutturup, izliyorum..
Ne diyordu Rubio:
"Bizi de dahil edin, beş dakika el sıkışma imkânı sağlayın, diye arıyorlar."
Bakıyorum Beyaz Saray'ın kapısının önünde Trump bekliyor..
Rubio'nun anlatımı ile, "Bize bir fırsat verin" diyenlerin içinde Tayyip erdoğan da var ya..
O Erdoğan gelecekmiş, "Run bakalım, hiç zamanımız yok ama. Size şu saatte iki dakika ayıralım" şeklinde yalvarmalara cevap verdiği ileri sürülen Trump kapıda Erdoğan'ı bekliyor.
Kafam karışıyor..
Erdoğan, Trump'ı kapıda bekletti demiyorum..
Onların yaptıkları ahlaksızlığı, yalancılığı, sahtekarlığı yapmam..
Ama görüntüleri saat tutarak izliyorum..
Trump, Erdoğan'ı kapıda karşılamak üzere binanın girişine iniyor.
Erdoğan'ın arabasının geldiği dakikada değil..
Rubio'nun "5 dakikalık bir fotoğraf çekimi alabilmek" için diye tanımladığı görüntü için Trump 5 dakikayı, yalnız geçirdi bile..
Evet, Trump binanın kapısında 5 dakika Erdoğan'ı bekledi..
Yalnız başına.
Rubio duydun mu
Emperyalizme karşıyız, ABD'ya karşıyız diyen ama ABD uşaklığı yapıp, Rubio'nun sözlerini takdirle karşılayan Birgün Gazetesi, duydunuz mu
Ahmet Davutoğlu, duydunuz mu Gördünüz mü
Sonra ne oldu.
Erdoğan arabası ile geldi. Arabanın kapısı açıldı.. Erdoğan ağır hareketlerle indi.. Trump, binanın kapısının önünde beklerken, arabadan inen Erdoğan'a doğru yöneldi.. Bir adım daha ileri giderek karşıladı..
Ve Trump ile Erdoğan tokalaştı..
Hayır, bunları yazarken, gurur duymuyorum..
Aksini yazan, Erdoğan'ı ve Türkiye'yi itibarsızlaştırmaya çalışan, değersizleştirmeye çalışan çakallara, gerçeğin aksini haykırmak için, mecburen tüm dünyanın gördüklerini, izleyip, sizlere aktarıyorum..
Türkiye'nin Cumhurbaşkanı'nın İsrail'e hamilik yapan ABD Başkanı ile tokalaşmasını, gururla anlatacak değil, ancak eleştirecek bir yapıya sahibim..
Ama, "Erdoğan 5 dakika için yalvarıyor"diye ahlaksızca yalan söyleyen birisine uşaklık eden ülkemiz içindeki hele hele bir de düne kadar AK Parti içinde siyaset yapmış kişiler çıkarsa..
Gurur duymak üzere değil..
Erdoğan'ın kimseye yalvarmadığını.. Aksini söyleyenlerin ahlaksız olduğunu göstermek için, bunları not ediyorum..
Devam ediyorum..
Ve Trump'ın işareti ile, iki başkan tokalaşırken, fotoğraflar çekilmek üzere, kameralara dönüldü..
Erdoğan 30 saniyelik görüntüyü yeterli kabul edip, içeriye yönelmek istediyse de, hani '5 dakikalık bir görüntü için kendisine yalvarılan Trump" vardı ya..
İşte o Trump, "Dur bir de şu taraftaki kameralara dönelim. Onlara da görüntü verelim. Ben de hatıra defterime koyacağım" dercesine, bir de sol taraftaki kameralara poz verilmesini sağladı.
Benim kafam hepten karıştı.
Tabii ki "Aslında Trump görüşmek için, Erdoğan'a yalvarıyormuş" demiyorum.
Ama ABD'li bakan Rubio'nun sözlerinin de gerçekdışı olduğunu, Trump göstere göstere, canlı yayında, dakika dakika bizlere izleterek, tüm dünyaya ilan ediyor..
"Bakmayın siz benim, kapımın dış mandalına. Onun adına ben özür dilerim" demiş oluyor..
Devam ediyoruz, bir tarihde içimizdeki bazı ABD uşaklarının , "Girdisi çıktısı 15 dakika" diye tanımladıkları ve itibarsızlaştırmak istedikleri görüşmenin tekrarında..
Şimdi cezaevinde olan hokkabaz Fatih Altaylı'nın, "Erdoğan telefonu masanın üzerine koyup, ABD başkanının dönüş telefonunu bekliyor" ahlaksızlığının aksine..
İki başkan nihayet binanın içine geçiyor..
Görüşme öncesinde, Trump'un Avrupalı liderleri masanın önüne oturttuğu bir fotoğraf yok.
Eşit şartlarda iki koltuktan birisinde Trump, birisinde Erdoğan oturuyor..
Ve gazeteciler soru yöneltiyorlar..
Ama ben bile sıkılıyorum.
O kadar uzuyor ki..
Rubio'yu hatırlıyorum, "5 dakikalık bir görüntü için yalvarıyorlar"