Gel Ebru kızım, gel Dilruba kızım, gelin okuyun!

Yok canım.

"Benim yazımı okuyun" anlamında söylemiyorum, "gelin okuyun" derken..

Sivas Kongresi'nin kararlarını okuyun..

Size öğretmenleriniz, eksik okutmuş olabilir. Atlayarak kısa parçalar halinde okutmuş olabilir..

Belki hiç okutmamışlardır.

Belki de, Sivas Kongresi kararları diye, Kemalettin Kamu'dan şiirler okutmuşlardır..

Hem siz okuyun.

Hem de biz tekrarlamış olalım..

Dün 4 Eylül idi.

Biz unutacaktık ki.. Cumhuriyet gazetesi hatırlattı..

"Geleceği Sivas'ta şekillendirdi"..

Oysa ben beklerdim ki, Dilruba kızımıza sokak röportajında, "kimseden korkmuyorum" diyerek meydan okutanlar..

Sivas kararlarını da yazıversinler..

Olur ya..

Biz onlara suçlama getiriyoruz, "Sivas Kongresi kararları diye, kızlarımıza Kemalettin Kamu'dan şiirler mi okulda okuttunuz" diyoruz..

Onlar kamuoyuna açık şekilde, Sivas Kongresi kararlarını yazsınlar..

Bizim yazdıklarımızla karşılaştırıp, doğru sonuca varılsın..

Ebru kızımız da, "Mustafa Kemal'in askeriyiz" derken..

"Ant içiyoruz ki" derken..

Sivas Kongresi kararlarında Mustafa Kemal ne düşüncede imiş, bir görsün..

Uzatmayalım..

Dersimize başlayalım..

Sivas Kongresi'nin girişteki tarihi şöyle: "11 Eylül sene 335"..

Dur Dilruba kızım, dur..

Acele etme..

"Burda bir yanlışlık var, yılın 335 olması mümkün değil" diye itiraz etme hemen..

Biliyorsun, bu ülkede takvim değiştirildi..

Hani sen Tayyip Erdoğan için diyordun ya..

"Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni tek adama verirsek, o da çıkıp babasının ahırı gibi, çiftliği gibi kullanır. Bir akşam çat diye İnstagram'ı kapattım olmaz" diyordun ya..

Bak, seni cezaevinde ziyarete gelen partinin kurucu başkanı, İnstagramı boşver, kendince gerektiğinde, takvimi bile değiştirmiş..

Neyse, geçelim, Sivas Kongresi kararlarına..

Giriş cümlesi de şöyle:

"Bütün milletçe ma'lûm olan mehâlik-i hâriciyye ve dâhiliyyenin tevlîd etmiş olduğu intibâh-ı millîden doğan Kongremiz mukarrerât-ı âtiyeyi ittihâz etmiştir:"

Dilruba kızımız, "Ben hiçbir şey anlamadım, bu cümleden" diyecek.

Ebru kızımız da kendisine katılacak..

Biz yine kendilerine hatırlatalım..

Dilruba kızımız diyordu ya..

"Şu an parmağında oynatıyor, bu çok yanlış. Değil Cumhurbaşkanı, dünyanın sahibi bile olsa kafasına göre İnstagram'ı kapatamaz"..

Elin emperyal şirketini boşver Dilruba..

Bu ülkenin kelimeleri ile, tarihi ile, harfleri ile oynadık..

Ve sen, 100 yıl önce yazılmış tarihi bir belgeyi..

Hem de orijinalinden değil..

Latin harflerine çevrilmiş şekilde dahi okusan.. Kelimeler öylesine savrulmuş ki..

Anlamıyorsun..

Sen de, Ebru kızımız..

"Laik, demokratik" diye başlıyorsun ya and içmeye..

Bak şimdi Sivas Kongresi'nden aktaracağım, bana inanmıyorsan, al o metni, içinde arama mı yaparsın, kelime kelime, hece hece mi okursun, bak bakalım "laik" var mı.. "Demokratik" var mı, o metinde..

İlk maddeyi şu kısmı ile vereyim:

"memâlik-i mezkûrede yaşayan bil-cümle anâsır-ı İslâmiyye yekdiğerine karşı hürmet-i mütekabile ve feda-kârlık hissiyyâtıyla meşhûn ve hukuk-ı ırkıyye ve ictimâiyyeleriyle şerâit-i muhîtelerine tamâmiyle riâyetkâr öz kardaşdırlar."

Öz kardaşlarımız, bugün göçmen olarak Türkiye'de yaşarken..

Bu iki kızımızın üzerinden bize, "Neresi battı" diye had bildirmeye çalışan Ümit Özdağ'lar, Sivas Kongresi kararlarının daha birinci maddesini ayaklarının altına alıp, "Suriyeliler bizim kardaşımız değil" diyorlar.

Ah Dilruba..

Sivas Kongresi kararları dile gelse de konuşsa..