Erdoğan, Trump ile ne görüşmüş, anladınız mı şimdi
Ali Karahasanoğlu
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için gittiği Amerika'da, diğer İslam ülkeleri temsilcileri ile birlikte, ABD Başkanı Trump ile Gazze konusunu görüşmüştü..
Özgür Özel, "Haydi haydi.. Trump'ın yanında da, Netanyahu'nun soykırım yaptığını söyle de, Ankara'ya dönüşünde havalimanında seni karşılayayım" demişti..
Devlet adamlığı, ciddiyet ister. Tribünlere oynamayı reddeder.
Küçük siyasi çıkarlarınızı düşünüp, insan hakları temelli girişimlerinizi ifşa ederseniz, hem o hakların sağlanmasını sıkıntıya düşürürsünüz, hem de siyasi menfaat güttüğünüz için, riyakarlık ve istismarcılık suçlamalarına muhatap olursunuz..
Erdoğan'ı, dünyanın seyrettiği, belki de yüzyılın, hatta yüzyılların en büyük soykırımı olarak anılacak Gazze'de yaşanılan dram için yeterli çabayı sarfetmediğini iddia edenler.. Erdoğan'ın; girişimlerinin sonuçsuz kalmaması için, "Ben yaptım. Biz söyledik." türünden çıkar gözeten açıklama yapmamasını fırsat bilenler..
"Şeffaf olun" diyerek çağrılar yaptılar.. Sanki kötü bir niyetleri yokmuş, yaşanılanlar arasında gizli saklı bir şey kalmasın diye öğrenmek istiyorlarmış gibi algı yapanlar.
Bir yandan, "Tayyip Erdoğan'ın ağzı var, ABD gezisinde Gazze ile ilgili ne görüşmeler yapıldı söylemiyor. Konuşmuyor.. Sadece 'Fevkaladenin fevkinde görüşmeler oldu' diyor.. Oysa Trump'ın yanında olmadığı süreçte, asıp kesiyordu" diyenler..
TBMM açılışı törenleri kapsamında Tayyip Erdoğan ile birlikte fotoğraf veren Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Tuncer Bakırhan, Müsavat Dervişoğlu ile ilgili olarak, bakın ne diyorlar..
Düne kadar Erdoğan'ı, toplumu kutuplaştırmakla suçlayanlar, şimdi CHP-TİP hariç bütün liderlerle Erdoğan'ın verdiği fotoğraftan rahatsız olmuşlar. Liderleri linç eden manşetler atılmaya başlanmış.. O liderlerin yanından kaçması hâlinde, duvara toslayacağını çok iyi bilen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, durumu kurtarmak için liderleri arayıp, "Siz bizim tetikçilerin linç operasyonlarına bakmayın" modunda konuşmalar yapmış..
Ama ne konuşmuşlar, muhataplar ne cevap vermişler, gizleniyor..
Hani bu arkadaşlar, çocukların öldürülmesini önlemek gibi çok hassas bir konuda yapılan görüşmelerin bile en ince ayrıntısına kadar açıklanmasını istiyorlar ya.
"Trump ile ne görüştün Erdoğan. Anlat" diye kendilerince sıkıştırma yapıyorlar ya..
Şimdi bakıyoruz, "seçimde beraberiz ama değil mi Bizi terk etmediniz değil mi Bizi destekleyen tetikçilerin linç operasyonlarına, küfürlerine kızıp, bizi terk ederseniz, çok üzülürüm. Ben sizsiz ne yaparım. CHP sizsiz ne yapar" modunda olduğu kuvvetle muhtemel konuşmaların arka planını anlatamayanlar..
Erdoğan'dan, Trump ile ne görüştüğünü açıklamasını istiyorlar..
İtirazım, Erdoğan'ın gizli kapaklı bir şey konuşmasından değil..
İtirazım; barış için atılan adımların, dünyada hukuk ilkelerinin hakim olmasına öncülük iddiasındaki soytarıların, iki yıl sonra da olsa, insafa gelebileceklerini ümid ederek yapılan, katliama destek verenleri sıkıştırıcı önerilerin erkenden açıklanması hâlinde, çözümün sabote edileceğinden çekinmemden kaynaklı..
Yoksa...
Trump, Gazze'yi diskoteklerle kuşatacağını söylediğinde de..
Zırt Erenköy demiştik.
Turistik tesisler yapılacak, Filistinliler başka ülkelere yollanacak dediklerinde de, "Erdoğan böyle bir plana asla onay vermez" demiştik..
Ne oldu, "Bir çift cümle kuramadın mı, Gazze'ye diskotek açmak isteyen Trump'a karşı" diyenler..
Bizim, "Tayyip Erdoğan'ı tanıyoruz.. Kime ne diyeceğini de tahmin ediyoruz" söylemlerimize rağmen..
"Trump'ı görünce dili tutulmuştur" makarası ile bizimle kafa bulmaya çalışanlar.
Erdoğan yurda döndükten sonra, TBMM açılışında yaptığı konuşmada "Biz Filistin davasına ömrümüzü adadık." sözleriyle bile akılları başlarına gelmeyenler..
Şimdi Gazze konusundaki görüşmeler, teklifler, öneriler, cevaplar açıklandıkça, rezil oluyorlar..
Devlet adamlığı ciddiyeti ile yapılmayan açıklamaları istismar ederek,