Ekrem'i avukatları savunamıyor iken, bizimkilere bakın!
Ali Karahasanoğlu
Televizyon ekranlarında, ziyaret ettiği illerde para dağıtılarak toplanan kalabalık karşısında çıktığı otobüslerde vak vak konuşan Ekrem İmamoğlu..
"Silkeleyin de göreyim" diyerek, kendisini güçlü hisseden Ekrem İmamoğlu..
"Hodri meydan" diyen Ekrem İmamoğlu..
"İlçe belediye başkanlarımıza yönelik operasyonların arkasında kim var, ben çok iyi biliyorum. Benim karşıma kendisi çıksın" diyen, başsavcıya hodri meydan diyen Ekrem İmamoğlu..
"Cumhurbaşkanlığı seçimine adayım.. Cumhurbaşkanı benim karşıma çıksın" diyen Ekrem İmamoğlu..
Dün akşam saatlerinde savcı karşısında ne durumda idi, henüz öğrenememiştik ama.
Polisin karşısında, sorulan soruların yarısından fazlasında, verebileceği cevap olmadığı için, "susma hakkı"nı kullanmış..
Susma hakkı, genelde suçunu bilen, savunma yapmaya kalkıştığı an, daha da batacağını bilen uyanıkların başvurduğu bir usuldür.
Konuştukça, farklı suçlarının da ortaya çıkabileceğinden korkanlar..
Savunmalarındaki çelişkilerle kamu vicdanında çok daha katmerli bir suçlu profili oluşacağından korkan kişiler..
"Susma hakkımı kullanıyorum" derler..
Ekrem İmamoğlu da, o afra tafraların sonunda..
Şimdi polisin karşısında, şu soru yöneltiliyor, "Muhatap almıyorum" diyor. Bu soru yöneltiliyor, "Muhatap almıyorum" diyor..
Sen muhatap alsan da, almasan da..
Devasa deliller karşında duruyor, Ekrem efendi..
İştiraklerde ve merkez yönetimde tümü ile değiştirdiğin kadro, profesörlerden oluşturduğun avukatlar ordusu, sırtını dayadığın siyasi partin, seni savunmakta aciz kalıyorlar..
En basitinden genel bir iddia: "Mal varlığınız belediye başkanlığınız döneminde yüksek miktarda artmış, ne diyorsunuz"
Gözaltındaki Ekrem yerine, dışardaki ceza hukuku profesörlerinin, hukukçuların oluşturduğu ekip, medyaya ulaştırıyor, cevabı: "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve eşi Dilek Kaya İmamoğlu'nun 2019 ve 2024 mal bildirim beyanına göre, üzerlerine kayıtlı menkul ve gayrimenkullerin dökümü açık kaynaklardan kamuoyuyla paylaşılmıştır."
Yani
Arttı mı, artmadı mı
"Mal beyanında bulunduk" ile geçiştirilecek bir cevap mı bu
İBB'den ihale alan firmanın, Ekrem İmamoğlu'nun aile şirketinden satın aldığı taşınmaz soruluyor..
"Belediye başkanı olunca, şirketin faaliyetleriyle ilgimi azalttım" diyor..
Tam da, aile şirketi ile ilgini artırdığın için olsa gerek, İstanbul'daki onbinlerce şirket içinden, tam da İBB'den ihale alan firma, daire alıyor..
"İhaleyi sana vereyim, sen de benim şirketten daire satın al" muhabbetti..
"İhale bedelini erken ödeyeyim. Sen de benim şirketten yüksek fiyata taşınmaz al" muhabbeti..
Aynısını, Beşiktaş Belediye Başkanı'nın, 6 milyon TL'lik aracını, ihale verdiği firmaya 8 milyon TL'ye satmasında da görmüştük..
Taktik aynı..
Çakallık aynı..
İşin daha ilginci..
CHP'nin başındaki isim..
Hazırlamışlar kartonları..
"Şu gizli tanık, şunu demiş".
Dönüyor.
"Gözaltına alınan şu isim, şubeden bırakılmış."
Eeee Daha başka
Savunma sadedinde, daha başka ne diyeceksiniz
Şu ihale kazandığı belirtilen firmaların, aile şirketinden taşınmaz satın alması ile ilgili ne diyeceksiniz
Onunla ilgili bir savunma yok..
Ekrem'de yok. Ceza hukuku profesörü avukatlarında yok.. CHP Genel Başkanı'nda da yok..
Ama bakıyorsunuz, önceki Cumhurbaşkanlarından Abdullah Gül çıkıp, yarım yamalak bilgisi ile, savunma geliştirmeye çalışıyor: "Vaktiyle Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve şahsıma yapılan haksızlıkları kamu vicdanının nasıl kabul etmediğini hatırlayalım. Benzer yanlışlıklar halkın iradesiyle belediye başkanı seçilmiş olan Ekrem İmamoğlu'na da yapılmamalı."
Eyvallah, yapılmamalı da..
Bir yolsuzluk soruşturmasında, en son söylenecek şey değil mi bu
Önce hatırlatırsınız, "İhale kazanan kişilere, aile şirketinden daire satın alması, asla kabul edilemez.. Medya şirketinden, yapılmamış işler için firmalara ödeme yapılması, asla doğru değil.. Kiptaş ihalelerini alan şirketten, İBB başkanının bir şirket satın alması, ödediği para 15 milyon iken, şirketin 2 milyar TL'lik malvarlığına sahip olması, asla göz yumulacak bir şey değildir"