Mafya babalarının karıştığı, eski Türkiye'nin büyük milyon dolarlık yolsuzluklarından birisinde, Emlakbank Genel müdürü Engin Civan'a, yargılanan işadamı sanıklardan birisi, mecbur kaldığı için rüşvet verdiğini mahkeme huzurunda itiraf etmişti..
Emlakbank Genel Müdürü Engin Civan, masum ve rahat bir eda ile, "Belgesi var mı" diye sorunca..
Rüşveti veren işadamı, "Rüşvetin belgesi mi olur lan pezev.." diye çıkışmıştı.
Ne günlere geldik.
O Emlakbank..
Onunla irtibatlı kamu kurumları..
Bugün benzeri bir tane rüşvet iddiası ile gündeme geliyor mu
Kimse kamu kurumundaki kişileri, "Rüşveti de aldın, ihaleyi de vermeden, tahakkuk eden; paramı da ödemedin.. Ben de seni mafyaya verdim, seni kurşunlattım. Oh olsun" diye mahkeme salonunda itiraflarda bulunabiliyorlar mı
Bırakın mahkeme salonlarını, dedikodu gazetelerinde bile, böylesi olayların bir tanesinden bahsedebilen var mı
Nerden nereye geldik.
Evet, düne göre çok daha iyi bir konumdayız..
Ama kimse rehavete kapılmasın..
Kurumlar oturmuş değil..
Müesseseler, denetimler yerleşmiş değil..
Bugünlerden geri dönüş, küçük bir seçim sonucu değişikliği ile mümkün..
Yıllardır kamu kurumlarından ismi çıkarılmış olan, en azından asgarisine indirilmiş olan rüşvet..
Bir seçim sonucu ile..
Tekrar kurumsallaşabilir..
Örnek mi
İstanbul ve Ankara'daki son 5 yıl, geriye dönüşün izlerini bize gösteriyor..
Ankara'daki; pisliğinde mavi boncuk bulunmuş CHP'li belediye başkanı, SGK primlerini ödememede rekor üstüne rekor kırmış.
Bir yandan devletin primini ödemiyor.. Bir yandan gökdeleni yıkmamak için "Ne verecen abi" muhabbetleri yaptırıyor.
Rüşveti yeterince alamayınca, bir yıl içinde yıkacağını taahhüt ettiği gökdelen, 5 yılın sonunda orada duruyor.
Kimse sormuyor: "Ne verdin, ne aldın da yıkmadın, abi"
İstanbul'daki CHP'li ise, Ankara'dakine göre, kendince 5 yılı, çok temiz götürdü. Kendince daha temiz iş yaptı..
O da SGK primlerini ödememe konusunda rekor kırıyor ama..
Ahaliyi haraca bağlamama konusunda, üzerine isim yok..
Dünkü mahkeme salonlarında haykırılan "Rüşvetin belgesi mi olur lan pezev.."ten, bugün artık balya balya rüşvet belgelerine geldik..
"Deste deste dolarlar"la rüşvetin en kral belgelerinin en geniş kapsamlı belgelerinin ortalığa saçıldığı günlere geldik
Hem nasıl belgeler.
Hem görüntüler..
Öyle sıradan isimler değil. İBB Spor Kulübü başkanı işin içinde..
CHP İstanbul il başkanı, başkan yardımcısı işin içinde..
İstanbul'un koca koca belediye başkanları işin içinde. İBB Başkanı işin içinde..
Balya balya avroları, belediyenin kuruluşu spor klübü çantası ile taşıyan kamu görevlisine soruyorsun: "Bu ne parası"
"Ben de bilmiyorum abi. Verdiler götürdüm. Söylediler saydım. Emrettiler teslim ettim" diyor..
Eskilerin işadamı Selim Edes olsaydı, şöyle derdi: "Rüşvet işte ulan.. daha neyi anlatıyorsun"
İşe bakınız.
CHP İstanbul il binası satın alınacak..
Müteahhit yalvarıyor: "Bana iki milyon vereceksin dediler. Ne olursunuz, 1 milyon ile bu işi kapatalım!"
Selim Edes olacaktı, mahkeme salonunda bağırırdı: "Rüşvet işte ulan pezeve.. Daha neyin izahını yapıyorsunuz"
Şişli Belediye Başkanı, Şişli halkına hizmet için oturduğu koltukta, CHP için bağış topladığını iddia ediyor..
Soruluyor, "makbuz kestiniz mi"
40 yıllık mali müşavir olduğunu söyleyen belediye başkanı, "makbuz kesmeyi akledemedim" diyor..
Karşısındaki savcı, nezaketinden dolayı haykırmıyor: "Rüşvet işte ulan.. Daha ne konuşuyorsun"
Maltepe Belediye Başkanı geliyor, "yardım paraları" diyor. Kendisini parti ilçe başkanı gibi gösterip, belediye imkanları ile çanta dolusu paraları taşıttırıyor..