Dürüstlük iddiasındaki CHP'liler cevap versin
ALİ KARAHASANOĞLU
CHP içerisinde; mutlaka gerçekten dürüst olan, en azından dürüstlüğü önemseyen ve dürüstlük noktasında kendilerine eleştiri geldiğinde, bunu önemseyen siyasetçiler vardır.
Ama gördüğümüz şu ki, bunlar çok az sayıdalar.
CHP'yi destekleyen medyadan başlayın, iş adamlarına kadar, gösteri dünyasında sahnede boy gösterenlere kadar, CHP mensuplarının büyük çoğunluğu yalan-dolanla işlerini yürütüyorlar.
Yolsuzluk isnadına karşı; çıkıp samimiyetle bir cevap vereni görebildiniz mi
Hukukçuları..
Baro başkanları..
Akademisyenleri..
Var mı, "İddianız şu. Cevabı bu" diyen bir tane adamları..
Cevap vereceklerine, tane tane iddiaları yalanlama yerine, "Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanlığı'na aday olacağını açıkladığı için tasfiye ediliyor" ucuz savunmasına başvuruyorlar.
Yalan-dolanda o kadar zirve yaptılar ki, ben medya sektöründen örnek vereyim, diğer sektörlerdeki yalan-dolanlarını artık siz tahmin edin..
Medyadaki yalan-dolanları öyle bir noktaya taşındı ki, öyle pervasızlaştılar ki. Artık hiç utanmaları kalmadı..
Aynı sayfada birbirini yalanlayan haberleri alt alta koymaktan bile hiç çekinmiyorlar.
CHP'nin destekçisi Cumhuriyet gazetesinden somut bir örnek vereyim.
Birinci sayfada haber başlıkları şöyle: "Tutuklu şehir plancısı sayısı beşe çıktı, Tayfun Kahraman ve eşi 'rastlantı değil' dedi: Tek amaçları rant"
Tayfun Kahraman dedikleri, gezi isyanının mimarlarından..
"Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapılmasın.. İstanbul Havalimanı yapılmasın" diyen şehir plancılarından..
Anlayın siz onun, neyin plancısı olduğunu..
Yavuz Sultan Selim Köprüsü olmasa, bugün İstanbul trafiği ne olurdu, buyursun kendisi mi açıklayacak, eşi mi açıklayacak, öğrenelim..
Avrupa'da rekor üstüne rekor kıran İstanbul Havalimanı olmasaydı, Türkiye üzerinden gerçekleşen fazladan uçuşlar, hangi ülkeleri zengin edecekti, buyursunlar kendileri mi açıklarlar, yoksa dışardaki adamları mı, açıklar söylesinler, biz de aydınlanmış olalım..
İşin bu yönü bir kenara..
Sanırsınız ki Türkiye'de on tane şehir plancısı var, bunun beş tanesi tutuklanmış.. Dolayısıyla piyasada şehir plancısı kalmamış.. Rant kokusuyla iş yapan müteahhitlere de gün doğmuş.
Böyle bir hava estiriyorlar.
Gerçek ne
Türkiye'de binlerce şehir plancısı var.
Beş tanesi tutuklanmış ise.. "Şehir plancıları tutuklandı" deme yerine..
Suç işleyip işlemediğine bakılması gerekir..
Yoksa..
Suç işleyen şehir plancısı diye, suçtan muaf görülemez. Cezasız kalması istenemez..
Suç işleyen avukat da olsa, doktor da olsa, kimsenin gözünün yaşına bakılmaz.. Bakılmamalıdır.
"Kanun önünde eşitlik" diyoruz ya..
"Biz, 'Hz Fatıma hırsızlık ederse, onun da cezasını veririm' diyen bir peygamberin ümmetiyiz" diyoruz ya..
İşte olması gereken, tam da budur..
Nice tıp profesörleri var, uyutulmuş hastasına tecavüz eden.. Tıp profesörü oldu diye, suçtan ve cezadan muaf mı sayacağız..
Bir hukuk profesörü, öğrencisi ile otelde kaldığı odada yaşanılanlar hafızamızda olmalı.. Üniversiteli genç kızın banyoda, küçücük bir alanda kendisini astığı iddia edilmişti. Şüpheli hukuk profesörü olunca tutuklanmayacak mıydı..
Örnekleri çoğaltabiliriz.
Net olarak söyleyelim, kanun önünde hiç kimsenin suç işleme ayrıcalığı yoktur..
Ama maalesef, CHP tandanslı solcular, kendilerine böyle bir ayrıcalık tanınmasını, her daim istemişlerdir..
Tutuklanan 5 kişinin, şehir plancısı olması üzerinden yapılmak istenen algı da budur..
Ama ben size, olayın daha vahim yanını söyleyeyim. Cumhuriyet gazetesi, "Tek amaçları rant" başlıklı haberinin devamında da, uzun uzun yorumlar yapmış, beş şehir plancısının tutuklanmasını imar planlarıyla oynayarak rant oluşturmak isteyen müteahhit şebekesinin varlığına delil olarak göstermiş..
Samimi olarak söyleyeyim.. Şehir plancılarının tutuklanmasının sebebinin rant peşinde koşan müteahhitler olduğu iddiasını absürt bulurum, itiraz ederim ama..
Şehir plancılarının üç-beşinin tutuklanmasından kaynaklı olarak, bir tane de olsa, rant meraklısı müteahhitin, işinin kolaylaşıp kolaylaşmadığı sorgulamasını yapmayı da vazife bilirim.
Bu sorgulamayı yaparken, şehir plancısı beş kişinin tutuklanmasının, rant şebekesinin işi olduğunu ileri süren Cumhuriyet gazetesi, bu haberin hemen altında, bakın nasıl bir haber yapmış.
Aynı günkü, aynı sayfadan başlığı size aktarıyorum: "Villaların çatısı 80 santim yüksek yapılmış!"