Dün bir, bugün iki! CHP itiraf etti: İsrafsız yapamayız!

Daha iki gün önce. CHP'nin yayınladığı tasarruf genelgesini konu edinmiş ve "CHP'li belediye başkanlarına yapılan uyarılar, zaten kanunda yer alan hükümler" hatırlatması yapmıştık.

CHP'nin tasarruf konusunda yayınladığı genelgenin göz boyama olduğunu belirtip, samimiyetsizliklerini yüzlerini vurmuştuk.

CHP'nin tasarruf genelgesinden amacın, "CHP'li belediyeler tasarrufa dikkat ediyor. Ama AK Partililer har vurup, harman savuruyor" algısı oluşturmak olduğunu aktarmıştım..

Kanundaki kurallara, zaten AK Partili de CHP'li yöneticilerin de uymak zorunda olduğunu..

"Belediyenin aracının, özel işlerde kullanılmaması" kuralının, CHP'si, AK Partilisi ayrımı olmaksızın, tüm siyasi partilerin yönetimindeki belediyeler için geçerli olduğunu, bunun tercihe dayalı bir icraat da olmadığını anlatmıştım..

Sonuçta da, CHP'nin genelgesini, "tribüne oynamak" olarak yorumlamıştım..

İki gün geçti-geçmedi ki..

Samimiyetsizliklerini kendileri itiraf ettiler..

İki gün önce, kanunda yazılı hükümleri, sanki AK Partililer kanundan muafiyet almışlar da, CHP bu konuda hassasiyet gösterip, fazladan tasarruf uyguluyor gibi algı oluşturan CHP yönetimi, dünkü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in tasarruf ile ilgili ortak basın toplantısının hemen ardından, maskesini indirdi..

Dünkü basın toplantısında, Yılmaz ve Şimşek, tüm kamu kurumları içine girecek şekilde, devletin genel anlamda tasarruf amaçlı kurallarını tek tek sıraladılar..

Bunların içinde bazıları için, siyasi iktidarın talimatlarının, genelgelerinin yeterli olmayacağı, kanuni düzenlemeler de yapılacağının altını çizdiler..

Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Maliye Bakanı, basın toplantısı sonrasında daha makam odalarına geçmemişlerdi ki..

CHP yönetiminden hemen itiraz geldi..

"Asıl hedef CHP'li belediyeleri iş yapamaz hale getirmek" denildi..

İşte CHP budur!

Bakmayın siz onların, seçim öncesinde, "İsraf önleyerek kaynak oluşturacağız" propagandası yaptıklarına..

Bakmayın siz onların, "Taşıt saltanatı kurmuşlar" muhabbeti ile kendileri dışındaki siyasi partiler aleyhine söylem geliştirdiklerine..

Bakmayın siz onların, "Belediyeyi saraya çevirmişler.. Jakuzili makam odaları yaptırmışlar" yalanlarına..

Bakmayın siz onların, "Makam odalarındaki eşyalar en lüks yerlerden temin edilmiş" palavralarına..

Her türlü israf ve özellikle de israfın en alası, CHP'li isimlerin yönetimde olduğu belediyelerde, o belediyelerin kontrolündeki iştiraklerdedir..

Onlar israfsız yapamazlar..

Onlar şatafatsız yapamazlar..

Lüks olmazsa, onlar için hayatın anlamı yoktur..

Onun içindir ki, Türkiye'nin tamamını içine alacak şekilde.

Bakanlıkların tamamı.. Valilikler, kaymakamlıklar..

Bakanlıkları il teşkilatları, ilçe teşkilatlarına varıncaya kadar.

Hatta yurtdışındaki temsilciliklere kadar..

Hepsinde geçerli olacak tasarruf kuralları belirlenip açıklandığında..

CHP'den hemen açıklama geldi: "CHP'li belediyeleri iş yapmaz duruma düşürmek istiyorlar!"

Haydaaa.

Seçimden önce, zaten sizler demiyor muydunuz, "O israf.. Bu israf.. Diğeri kökten israf"..

Şimdi o getirdiğiniz eleştirilerde öne sürdüğünüz tasarruf tedbirleri, az veya çok olacak şekilde, bir sistem içinde, yürürlüğe koyulmak isteniyor..

Hemen itiraz edip, "Aaaa! CHP'li belediyeleri çalıştırmamak, iş yapamaz hale düşürmek istiyorlar" niye diyorsunuz

Kaldı ki, bu tasarruf kurallarıyla belediyeler iş yapamaz duruma düşecek ise, toplam olarak belediyelerin yarısından fazlası (Sayı olarak yarıdan fazlası, nüfus olarak yarıya yakını) Cumhur İttifakına ait olduğundan, onlar da iş yapamaz duruma düşecek demek değil midir..