Kimisi darbeye "tiyatro" dedi.
Kimisi buna cesaret edemedi, "Darbeye zemin hazırlayanlar" diyerek, kılçıklığını ortaya koydu..
Darbeye "tiyatro" nasıl denir
Kim diyebilir
Darbe başarısız olduktan sonra, darbenin faili der.. Ki, Pensilvanya'daki zatın ifadesidir..
Bir de..
Hırsı gözünü perdeleyenler der.. O da CHP'nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'dur..
Henüz darbeciler tümü ile cezaları kesinleşmemiş iken.. Hatta darbeye karışmakla suçlananların, darbeye destek verdiği iddia edilenlerin devletten ihraç edilme dosyaları sonuçlanmamış iken.. Geri dönmeleri için kamuoyu oluşturmaya çalışılırken..
Kısacası, henüz darbeciler tümü ile suçlarının cezasını çekmemiş iken.
Darbecileri bırakıp, "darbeye zemin hazırlayanlar" söylemini kim geliştirir
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile.. FETÖ'cüleri dindar gibi gösterip, dindarlara kinlerini kusanlar..
FETÖ'cüleri gösterip, Müslümanları karalamaya çalışanlar..
Daha da somutlaştıralım..
Dünkü Cumhuriyet gazetesinin başyazısının başlığı şöyle idi:
"Cumhuriyet gazetesi yeniden uyarıyor."
Ne kadar masum, ne kadar mütevazı, ne kadar kardeşce bir başlık değil mi
Sanırsınız ki, muhteremler dün ülkeyi uyarmış, dinlenmemiş. Sonuçta ülkeyi kurtarmak yine onlara düşmüş.
Şimdi tekrar muhteremler uyarıyorlar. Tekrar bir badire yaşanırsa, yine onlara muhtaç olacağız.
Uyarı dedikleri, özellikle 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimi krizinde, "Tehlikenin farkında mısınız" başlığı ile çıktıkları dönemdeki hatırlatmalar..
Bir avuç kemalist, 80 yıl boyunca TBMM'de yapılan seçimle belirlenen Cumhurbaşkanı'nın, son dönemde eşi başörtülü bir kişi olma ihtimalini önlemek için.
Ortalığı birbirine katmışlar..
Darbe tehditleri yapmışlar. Hatta 27 Nisan muhtırasını verdirmişler..
Olay tamamen başörtü üzerinden kurgulanmış. FETÖ'nün f'si bile yok, tartışmanın göbeğinde..
Ama Cumhuriyet'in akılsız editörleri, bir de "başyazı" takdimi ile kullanmışlar, bu gerizekalı anlatımlarını.
Diyorlar ki "başyazı"larında:
"15 Temmuz 2016'da dünyada bir örneği olmayan gerici bir casusluk darbesi girişimi oldu."
15 Temmuz'da bir casusluk darbesi yapıldığında hemfikiriz.
Ama o casusluk darbesine çaktırmadan "gerici" sıfatını eklemenizin arkasında, dindar insanları hedef tahtasına koyma niyetinizi görüyorum..
"Gericiliği niye üzerinize alıyorsunuz ki" diyecekler..
Peki almıyorum..
Peki şu cümle nedir:
"15 Temmuz 2016 gecesi bir tür gerici ve casusluk hareketi, Atatürkçü subayların ve halkın katılımıyla sona erdirilmiştir. Halkın bu gerici harekete karşı çıkması çok önemlidir."
Darbeyi gerici, casusluk hareketi yapmış.. Atatürkçü subaylar ve halk da önlemiş..
Darbeyi önlemede, 4 yıl sonra hedef tahtasına koyup tasfiye ettirdiğiniz, namaz kılarken sarık takan general ve benzeri dindar subaylar yok muydu
En önemlisi, halkı sokağa çağıran, kendisi de sokağa çıkan Cumhurbaşkanı yok muydu
"Casusluk hareketi" ifadesine, çaktırmadan "gerici hareket" eklemesini yapın..
Darbenin karşısında dimdik duran Tayyip Erdoğan'ı es geçin.
Hatta biraz sonra aktaracağım bölümlerdeki suçlamalarınız ile onu da "gerici hareket"in içinde gösterin..
Sonra da..
"Biz uyardık, yeniden uyarıyoruz" deyin..
Nasıl bir sahtekarlık bu..
Suçlayıp bırakmam, delilini de gösteririm ben..
Başyazıdaki ifade aynen şöyle:
"FETÖ hareketinin büyük tehlikesini ilk kez Cumhuriyet gazetesi ortaya koymuştu. O zaman gazetemize saldırılmış, din düşmanlığı ile suçlanmıştık..."
Aaaaa
Bizler, Cumhuriyet gazetesini din karşıtlığı ile suçladık ama..
Bunun arkasındaki sebep, FETÖ'ye karşı uyarılarınızdan ziyade, "başörtülülere karşı sözde uyarılarınız" idi..
2007'de, FETÖ'cü birisi Cumhurbaşkanı seçilecekti de, uyarıda mı bulunmuştunuz
27 Nisan muhtırası ne için verilmiş
"TSK'da FETÖ'cüler var. biz bunları engelleyemiyoruz" diye mi
Yoksa, "Eşi başörtülü birisi, bu ülkeye Cumhurbaşkanı olamaz" diye mi