Cem Uzan'ın 2025 versiyonu Ekrem İmamoğlu

Cem Uzan'ın 2025 versiyonu Ekrem İmamoğlu

ALİ KARAHASANOĞLU

Bu ülke, milyarlarca doları devletin kasasından çalıp, kendisine istikbal üretmeye çalışan Cem Uzan'ları gördü.

Hem de nasıl çalmak.

Banka sektöründen enerji sektörüne kadar.

İlahiyatçı geçinen Yaşar Nuri Öztürk'ten Uğur Dündarı'na, Saygı Öztürk'e kadar onlarca kamuoyunun önündeki ismi maaşa bağlayarak yaptı hırsızlığını.

Hırsızlığının üzerine gelinmemesi için de siyasete soyunmaya karar verdi.

Plan şuydu:

Hırsızlığını ifşa edecek bir bürokrat çıkarsa. Yiğit bir savcı çıkarsa. Bir siyasetçi ben böyle bir hırsızlığa seyirci kalamam derse.

"Aaaa bakın siyasette beni yenemeyeceklerini anladılar. Siyasi rakiplerinin üzerine hırsızlık iddiasıyla geliyorlar" söylemi ile kendisini savunacaktı.

Çaldığı paralarla mitingler düzenledi. İmar Bankası'nın bir resmi kasası vardı bir de gayri resmi.

Bakkal Ahmet'in dükkanından bahsetmiyoruz.

Türkiye'nin genelinde yüzlerce şubesi olan bir bankanın gayri resmi kasası vardı.

Mevduat sahiplerinin büyük çoğunluğunu gayri resmi defterde tutuyor, dönemin resmi kurumlarını da şantajla susturuyordu.

Hazine bonosu satma yetkisi olmadığı halde çıkardığı Star gazetesinin birinci sayfasına her gün İmar Bankası'ndan hazine bonosu satışı reklamları yapılıyordu.

Devletin resmi kurumları ise sen kimin bonosunu satıyorsun senin yetkin yokken bu reklamı nasıl yayınlıyorsun diyemiyorlardı.

Çaldığı paralarla mitingler düzenledi.

Yarım ekmek köfte yanında ayran dağıtarak topladığı kalabalıklara şarkıcılar konser verdi.

2002 seçimlerinde yüzde 7.5 oy aldı.

Kurduğu planın tahkimleşmesine az kalmıştı.

Çalınan paralarla dağıtılan yarım ekmek köfte karşılığında toplanan oylar değil de gerçekten altyapısı olan bir siyasi parti görüntüsü sağlamasına ramak kalmıştı.

Ak Parti iktidarı Uzan holdinge yaptığı hırsızlıkların hesabını sormaya başlayınca, planladığı söylemi hemen devreye koydu.

Baba ve kardeş Uzan'lar hemen yurtdışına kaçtılar.

Cem Uzan ise, İmar Bankası resmi yönetiminde isminin bulunmamasından da yararlanarak, "ben siyasi parti genel başkanıyım" diyerek, hırsızlığını sürdürdü.

Yargılamalar yıllar sürdü.

Ve en nihayetinde Cem Uzan'ın da aynı hırsızlık şebekesinin içinde olduğu yargı kararlarıyla tescillendi.

Ve Cem Uzan Fransa'ya kaçtı.

312 generalin Akit'e açtığı davada paşaların avukatlığını yapan Bilgin Yazıcıoğlu bile bu hortumcu adamın partisindeydi.

Şimdi o hortumcu Uzan, çaldığı paraların hesabını veremeyen sözde işadamı olarak yurt dışında kaçak yaşıyor.

Sözü nereye getireceğim.

Mimarı olduğu para kulelerinin hesabını veremeyen yeni Cem Uzan örnekleri ile karşı karşıyayız.

Düşünsenize 2019 Haziran ayında İBB başkanlığı koltuğuna oturmuş, üzerinden üç ay geçmiş.

CHP'ye İstanbul il binası satın alınacak.

Beylikdüzü'nden başlayın Sarıyer Şişli ve daha birçok yerden, çantalar dolusu dolarlar avrolar taşınıyor.

Bu paraların kaynağı nedir diye sorduğumuzda, aynen Cem Uzan'ın İmar Bankası'nda bakkal Ahmet usulü tuttuğu deftere benzer şekilde cevap veriliyor: "İşadamlarının partimize yaptığı bağışlardır" deniliyor.

Bakkal Ahmet bile hesabını daha düzgün tutar.

Resmi olmasa bile sorduğunuz zaman Mehmet'in ne kadar Ali'nin ne kadar Veli'nin ne kadar borcu olduğunu, ne kadarını ödediğini defterine bakıp size söyler.

Hesap gayri resmidir ama sonuçta gerçek bilgiyi de çıkarıp önünüze koyar.

Ya Sülün Osman lakabını taktığımız Ekrem İmamoğlu

Çantalarla taşınan dolarların avroların hangi işadamlarından ne kadarı yapılan bağışlarla toplandığının hesabını verebildi mi

Veremedi ama şimdi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hodri meydan diyor.