"Çalışana musakka, yöneticiye antrikot; olmaaz"

"Çalışana musakka, yöneticiye antrikot; olmaaz"

Ali Karahasanoğlu

31 Mart 2019 mahalli seçimlerinden hemen sonra, "Çalışana musakka, yöneticiye antrikot; olmaaz" ile kendisini tanıdık..

Bu cümleyi bir defa daha, hiç duymadık..

Hep avanta. Hep yolsuzluk.. Hep kadrolaşma.. Rüşvet.. İrtikap..

Ve en nihayetinde Ekrem İmamoğlu öncülüğündeki örgüt hakkındaki iddianame hazırlandı ve mahkemeye dün sunuldu.

Soldan çarklı internet sitelerinde iddianame ile ilgili somut sayfa görüntüleri vardı.

Ama ben, yazımı kaleme aldığım saatlerde dahi, iddianamenin tek bir sayfasına dahi ulaşamadım.

Hani bu soldan çarklı arkadaşlar, "Savcılık bilgileri sızdırıyor, yandaşlar da yazıyor" diyorlardı.

Tüm araştırmalarıma rağmen sol tandanslı sitelerdeki haberlerden bir adım ötede içerik bilgisi edinemedim.

Bu neyi gösteriyor

Ekrem ve avanesi solcular, Yahudi mantığı ile çalışıyorlar.

Hem dövüyorlar, hem de "Koşun kurtarın, adam dövüyorlar" diyorlar.

Büyük ihtimalle bugün iddianamenin ayrıntıları ortaya çıkacaktır.

Dosyada sanık gösterilen bazı kaçakların durumları aydınlığa kavuşacaktır.Hani bu dosyadaki bazı tutukluların salıverilmesi isteniyor, devamında da "Kaçacak değiller ya" deniliyordu ya…

Dosyadan önceden haberdar olup 7 aydır kaçak olan şüphelilerin olması, mevcutların tahliye edilmeleri halinde de kaçabileceklerini net olarak gösteriyor.

"Canım; senin 'kaçtı' diye göstereceğin kişiler 5. önemde, 6. önemde isimler" demeyin.

"Birinci önemdeki kişi niye kaçsın" demeyin.

Bu ülkede Cem Uzan, bir numaralı sanıktı. Yanındakiler tutuklandı.

Kendisi en sona bırakıldı.

Ona sıra geldiğinde yurtdışına kaçmıştı. 17 yıldır yurtdışında kaçak yaşıyor, hortumladığı paraları yiyor ve ülkesine dönmüyor.

Başsavcı tarafından tüm kamuoyuna açıklanan bilgilerle sınırlı olarak hatırlatayım: İddianame 3.900 sayfa imiş.

Bir önemi var mı

Benim nezdimde yok.

Ama şu bir gerçek: Ismarlama iddianamelerde, oturduğunuz yerden yapılan suçlamalarda; konu uzun tutulmaz.

Kısa kesilir.

Kısa kesilir; çünkü haksız isnatta bulunuyorsanız, uzattıkça isnatlardaki yanlışlıklar/çelişkiler ortaya çıkar.

Kendinize güveniyorsanız, gerçekten işlenmiş suça yönelik iddianame yazıyorsanız; ayrıntıları vermek istersiniz.

Bu da iddianamenin uzamasına yol açar.

İddianameyi özetleyerek verebilirsiniz ama, bu da yargılama sırasında "Baştan bu isnat yoktu" tartışmalarını doğurabilir.

Bu sebeple iddianamenin uzun olması, gerçeğin ortaya çıkarılması açısından faydalıdır, zararlı değildir.

İddianamede 402 şüpheli olduğuna göre, her bir şüpheli için ortalama 10 sayfa anlatım var demektir.

Üç satırlık iddianame ile 5 yıl hapis cezası istenen, hakkında onlarca iddianameye muhatap olan bir gazeteci olarak söylemeliyim:

Şüpheliler çok ayrıcalıklı bir konumdalar.

Bizim muhatap olduğumuz şekilde üç satır yazılıp, altına 5 yıl hapis cezası istenmesi ile kıyaslandığında, 10 sayfa adam başı anlatım karşılığında istenilen cezalar, çok mütevazı kalmış.

Şunu da hatırlatalım:

Bakmayın siz, "Tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında 849 ila 2.352 yıla kadar hapis cezası istendi" şeklindeki açıklamalara.

Evet, Ekrem İmamoğlu için 142 ayrı eylemle ilgili cezalandırma talep edilmesi önemli…

"Bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge…" kıssasındaki gibi, 142 eylemden üçünden beşinden kendinizi kurtarsanız da, 142 ayrı eylemden dolayı cezalandırma istenildiğine göre bunların yarısından mahkûm olsanız bile istenilen ceza 400 yıl gibi astronomik sürelerde olduğunu tahmin etmek zor değil..

Ama şöyle bir şey aklınıza gelmesin:

"Ekrem İmamoğlu 400 yıl hapis cezasına çarptırılırsa 400 yıl cezaevinde kalacak."

Hayır, hesap öyle yapılmıyor.

Hatta şunu bile söylemeyin:

"400 yılın yatarı 200 yıl eder. 200 yıl da astronomik bir süre. İnsanın ömrü ne kadar ki"

Ekrem İmamoğlu 400 yıl ceza alsa bile yine 200 yıl dahi yatmaz.