Bülent Arınç'tan "özür" dileyelim mi
ALİ KARAHASANOĞLU
TBMM Başkanlığı yapmış, başbakan yardımcılığı yapmış yılların siyasetçisi Bülent Arınç, 5 yıl önce yaptığı bir açıklama sebebi ile kendisine eleştiri yöneltenlere, "Benden özür dileyin" çağrısı yaptı..
Sayın Bülent Arınç'tan kim ve niye özür dileyecek
Arınç, "Şeyini şey ettiğiminin şeyindendir" dedirtenleri mi özür dilemeye davet ediyor
"Eşimin başındaki örtü sebebiyle beni TBMM Başkanlığına layık görmeyen gazeteciler vardı. Şu an emekli olmuş, o dönemin koca koca generalleri vardı. Onları özür dilemeye davet ediyorum. Bana; hayatımda hiç tasvip etmediğim bir cümleyi kurdurtmuşlardı" mı diyor
Yoo.
Arınç'a eşinin tesettürü üzerinden, ağza alınmayacak hakaretleri yapan o gazetecilerin her biri, Fatih Altaylı'ları, Şaban Sevinç'leri birer ikişer gözaltına alınıyorlar; Arınç'a yönelik önceki suçları olmasa da, yeni suçları sebebiyle hesaba çekiliyorlar.
Ama Bülent Arınç'tan, "Ayrıca bunlar, benden de özür dilemeleri gerekir" demiyor.
Peki Bülent Arınç, kimden ve niçin özür dilemesini istiyor
Bülent Arınç, 2020 yılında bir açıklama yapmış. "Başörtü insan hakkı değildir" diye karar veren AİHM, Sivas mazlumlarının tüm taleplerini geri çeviren AİHM, Gezi isyanına başvuranlara sıra gelince…
"Terör örgütünün başının heykelini dikme sözü verenler"e sıra gelince…
"Tutuklulukları hak ihlalidir" kararı vermiş.
Bülent Arınç da hemen tuzu alıp koşmuş:
"Tututkluluk cezaya dönüşmemelidir. Her iki isim de (Selahattin Demirtaş da, Osman Kavala da) tahliye edilmelidir" açıklaması yapmış
AİHM kararı ne ile ilgili
Tutuklu yargılanma ile ilgili.
Suçun esası hakkında AİHM bir karar vermiş mi
Vermemiş..
Bugün dahi, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın mahkumiyetlerini yanlış bulan AİHM'in bir kararı yok.
O gün de yoktu. Bugün de yok..
Daha açık yazalım:
AİHM'in "Selahattin Demirtaş beraat etmeliydi" diye bir kararı yok.
AİHM'in, Osman Kavala için de "beraat etmelidir" şeklinde bir kararı yok.
Ve belki çok daha önemlisi:
O tarihte Gezi isyancıları kafayı kaldırıp siyasi iktidarı tehdit ediyorlar.
PKK'lı teröristler, Türkiye'nin her bir yerini yakıp yıkacakları tehditlerini savurmaya devam ediyorlar.
Bir yandan da asker cenazeleri kaldırılıyor..
Böyle bir konjonktürde AİHM'in tuzu kuru hakimleri, terörün ülkeyi nasıl kavurduğunu görmezden gelip..
Kendi ülkelerinde askerlerin vurulmadığı, sivillerin patlayan bombalarla öldürülmediğinin rahatlığı içinde..
Teröristlerin başının heykelini dikme sözü veren adamın biyografisini tam olarak belki de kavrayamadıkları için…
"Adam parti genel başkanlığı yapmış. Herhalde kaçmaz. Tahliye edilsin ve yargılansın; mahkûm olursa cezaevine konulur" düşüncesiyle "Tutuksuz yargılansın" demişler.
Ama burası Türkiye.
Girdiği tek seçimde %7.5 oy almış Cem Uzan, mahkûmiyet alacağını anlayınca vınnn diye Fransa'ya kaçtı.
Şimdi AİHM bu konuyu hiç görüşmüyor: "Bu adam tutuksuz yargılanmıştı. Milyarlarca dolarlık zararı milletin sırtına bırakıp kaçtı. AİHM yetkisini kabul eden Fransa da, bu adamın milletten çaldığı paraları Paris'te yemesi işine geldiği için, Türkiye'ye iade etmiyor" demiyorlar.
Dolayısıyla AİHM nezdinde tutuklu yargılamanın gerekçelerini, Türk yetkililer de yeterince izah edememiş olabilirler.
Bülent Arınç, bu konuyu en iyi bilmesi gereken, yıllarca bakanlık, başbakan yardımcılığı yapmış bir isim olduğu halde..
AİHM "tutuksuz yargılansınlar" dedi diye…
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliği gibi, sadece kendisini taltif etmek için verilen bir sıfatı da istismar ederek, "tahliye edilsinler" dedi.
Bunu sanki o iki isim suçsuz imişler gibi bir algıyla yaptı…
Bugün dahi, aynısını tekrarlıyor..
Hukukçu geçiniyor..
Ama tutuklu yargılanmasınlar diye verilen 5 yıl önceki kararı..
Arada mahkumiyet kararları çıktığı halde, sanki 5 yıl öncesi ile aynı hukuki statü varmış gibi yorumlamaya kalkıyor..
"Ben haklıydım. Şimdi aynı yere geldiniz" diyor..
Siz böyle algı yaparsanız..
Birileri de size eleştiri haklarını kullanırlar.
Bu çerçevede kimisi Bülent Arınç'a "hain" demiş, kimisi "terörist" demiş.
Affedersiniz ama… Bugün silahların bırakılması için gece gündüz çalışan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a aynı cümleler edilirken, Bülent Arınç hemen koşup,

15