Bülent Arınç, cübbeni Netenyahu için de giyer misin
ALİ KARAHASANOĞLU
Bülent abimiz yine konuştu..
Yolsuzluklar kralı Ekrem İmamoğlu için, "Bırakın tutuksuz yargılayın kardeşim; kaçarlarmış… Bırak kaçsınlar gerekiyorsa. Kaçamazlar, ayakkabı numaralarına kadar biliniyor. Kaçan adam, bütün iddiasını kaybeder zaten."
Fethullah Gülen kaçtı.. Ayakkabı numarası da biliniyordu, yüzük numarası da.
Ama ne iddiasını kaybetti. Ne de Türkiye'yi karıştırmaktan vazgeçti..
FETÖ'cü binlerce kişi ülkeden kaçtı..
Zekeriya Öz'lerden başlayın..
Savcılar, hakimler, bürokratlar, öğretim üyeleri.. Gazeteciler.. İşadamları..
Bülent beyin yakından tanıdığı Akın İpek'i hatırlatayım..
Bülent Arınç, "Melek anne Melek anne" deyip dört dolanıyor..
Oğlu Akın İpek, kartpostal işinden, Türkiye'nin en zengin insanı olma noktasına nasıl gelmişti
Melek anne, Boğaz'a nazır, önceki gün 1.1 milyar TL'ye satılan yalıya nasıl sahip olmuştu
Melek anne diye tanıtılan hanımefendi, o yalıda otururken, kendisine tahliye etmesi için yazı geldiğinde, Bülent Arınç tepki vermişti: "Yazıktır. Yaşlı kadını niye alelacele dışarı atıyorsunuz"
Sanki Boğaz'a nazır bir yalıdan bahsetmiyoruz. Sanki başka evi yok. Başını soktuğu gecekondu türünden bir evden, yaşlı bir kadın çıkartılmak isteniyormuş gibi, algı yapıyordu..
Oysa, Ekrem İmamoğlu için şimdilerde söylediğini, o gün düşünseydi: "Akın İpek kaçtı. İtibarı kalmadı. Akın İpek'in satın aldığı yalıda da, annesi Melek İpek masum olsa bile, artık oturmamalı." demesi gerekirdi..
Dememişti..
Devam edelim, Bülent Arınç'ın çıkarttığı marazalıklara..
FETÖ'cüler devletten tasfiye edildiğinde, Bülent Arınç'ın şu açıklaması çok tartışılmıştı:
"Gerekirse avukatlık cübbemi giyerim."
Ne yapacaktı Bülent abimiz
Avukatlık cübbesini giyip, 15 Temmuz darbe girişimine giden yolda, Bank Asya'ya destek veren, FETÖ'cü medyayı ayakta tutmaya çalışan, mahkemelerde FETÖ'cüler lehine karar veren hakimleri savcıları müdafaa edip, onların ihracının "hukuksuz" olduğunu savunacaktı..
Nitekim bir Danıştay hakimini tanıdığını, ihraç edildiği için ailesini geçindiremediğini ve pompacılık yaptığını öne sürmüştü..
O pompacılık yapan Danıştay hakiminin ismini, bir türlü vermedi, Bülent Abi..
Ama şimdi, yeni yeni isimler üzerinden, "Mağdur oldukları"nı iddia ederek, adeta "Cübbemi giydirmeyin bana" çıkışı yapıyor..
Ben de kendisine hatırlatıyorum.
Boşver Bülent abi, devlete ihanet etmiş FETÖ'cüleri. Boşver yolsuzluklar kralı Ekrem İmamoğlu'nu..
Sen, cübbeni giy ve Sumud filosu'na katılan aktivistlerin avukatlığı için Gazze'ye koş..
Mağdur arıyorsan.. Gazze'deler..
Mağdur arıyorsan, Gazze'ye yardım götüren Sumud Filosu'nda terörist İsrail askerleri tarafından esir alınan aktivistler..
Ama korkarım ki..
7 Ekim'den hemen sonra, HAMAS'ı hedef tahtasına koyan.. "Senin gıdanı bile dışarıdan gönderiyoruz, senin teknik aletlerini, ihtiyaçlarını dışarıdan karşılıyoruz. Sen iki tane uydurma füze atıyorsun, İsrail'e sinek vızıltısı gibi geliyor ama onlar diyor ki 'Hamas bize hücum etti', senin başına bomba yağdırıyor. Sana olan oluyor ve onlara haklılık payı kazandırıyorsun. Niye bunu yapıyorsun" diyerek, İsrail'in Gazze'ye saldırısını, soykırımını, "haklılık payı" olan bir saldırı gibi gösteren Bülent Arınç..
Şimdi SUMUD Filosundaki aktivistlerin mağduriyeti için cübbe giyeceğine..
İstanbul ve Ankara Başsavcılıkları'nın, Türk aktivistleri uluslararası sularda hürriyetini tahdit eden, sivil insanlara müdahale eden İsrailli askerler için açtığı soruşturmada, terörist İsraillilerin avukatlığı için cübbe giyebilir..
Abartıyor muyum
Bilmiyorum..
Bülent Arınç'ın "HAMAS'ın saldırısı İsrail'e bahane oldu" sözlerinin üzerinden yaklaşık iki yıl geçti..
Bir defacık olsun, "Bahane falan yok. Adamlar soykırımcı.. Bunlar için bahane diye bir şey yoktur.. 7 Ekim'de saldırıldığı için karşılık veriyorsan. Hastanedeki bebekleri niye vuruyorsun Binlerce kadını, çocuğu niye vuruyorsun" demeliydi..