Boşverin "istifa"yı, bir de "Hizmet Şeref Belgesi" veriyor!
ALİ KARAHASANOĞLU
Adam "1 TL olan su bedelini, göçmenlere 10 TL yaptım. Hukuka aykırı olduğunu bilerek yaptım" dediğinde, itiraz ettik..
"Bugün göçmene bu hukuksuzluğu yapan, yarın Türk'e yapar. Buna dur denilmeli" dedik..
Dinletemedik.
Adam hiç utanmadan, "Arapça tabelaları hukuka aykırı olduğunu bilerek, dava açtıklarında kazanacaklarını bile bile, yasakladım ve fiilen de kaldırdım.." dedi..
"İngilizce tabelalara dokunmayıp, Arapça tabelalara dokunan bu adam, yarın başka hukuksuzlukları, Türk vatandaşları için de yapar, itiraz etmeye gücünüz olmaz" dedik..
Dinletemedik..
O kadar şımardı ki. O kadar kibirlendi ki..
Kartalkaya'da 38'i çocuk, 78 kişi can vermiş..
Adam "Biz yetkili değiliz" dedi.
Hukuka aykırı olduğunu bile bile "göçmene suyu yüksek fiyat yaptım" diyen adamdan, "yetkili değiliz" derken, yalan söylememe gibi bir beklentiye girmemiz mümkün müydü
Tabii ki değildi..
Adam yuvarlamıyor, "hukuka aykırı olduğunu bile bile yapıyorum" diyor..
Şimdi "yetkili değilim" derken, "hukuka uygun" davranmasını, "Ahlaklı" olmasını, "yalan söylememesini" nasıl bekleyebilirsiniz ki
Bir gün geçmeden ortaya çıktı ki, ve ne yazık ki, suçladığı bakanlığın memurları tarafından değil, kendisinin şecaat arzederken, sirkatini ifşa etmesi ile öğrendik ki..
Bolu Belediyesi'nin İtfaiye Müdürlüğü, yetkili olmadığını ileri sürdüğü otele, yangından bir ay önce gidip, yangın ile ilgili tespitlerde bulunmuş..
Binada 8 de eksiklik bulmuş..
Hani "eksiklik yok" dediği konu da eksik imiş ama..
"Bina tahliye planları var. Yangın ekipleri oluşturulmuş" tespiti yapmışlar ise de, yangın çıktıktan sonra anlıyoruz ki, 78 insanımızı yangından kaçamayarak can verince öğreniyoruz ki, "Bina tahliye planları" da yokmuş.. Otelde yangın çıktıktan sonra, kimseyi uyandırmayarak, can kaybının artmasına sebep olmaları ile anlamış oluyoruz ki, "yangın ekipleri" de oluşturulmamış ama..
Eksiklik tespit ettikleri ile, etmedikleri ile..
Kendilerini yetkili kabul edip, belge düzenledikleri artık inkar edilemez bir gerçek..
Ve yetkili oldukları içindir ki, nihayetinde İtfaiye Müdürü Kenan Çoban, itfaiyeden sorumlu başkan yardımcısı, aynı zamanda Bolu Belediye Başkanı'nın dayıoğlu Sedat Gülener tutuklandılar..
Kamuoyu, Tanju Özcan'dan küçücük bir utanma, minnacık bir pişmanlık gösteren tavır bekleyerdursun..
Katil Esed'in saldırılarından kaçıp, Türkiye'ye sığınan göçmenlere acımayan.. Muhtaç insanlara vicdansızlık yapmayı, övünerek anlatan adamın, kendi yurttaşına karşı suç işleyenleri de hukuksuz şekilde savunacağı tahminimizin bir kötü niyet içermediğini ispatlarcasına, skandal bir tören düzenledi..
Adamlar tutuklanmışlar. Şu an cezaevindeler..
Her şeyden önemlisi, 78 insanın gencecik bedenleri, daha bir hafta önce toprağa verilmiş..
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, yangında en büyük sorumluluğu olan başkan yardımcısı ve İtfaiye Müdürü'nü ödüllendiriyor..
Yanlış okumuyorsunuz..
Tanju Özcan Hizmet Şeref Belgesi töreni düzenleyip, başkan yardımcısının ve İtfaiye Müdürü'nün eşlerine belgelerini takdim etmiş..
Bu ne demektir
Mahkemenin tutuklama kararına, "takmıyorum" demektir..
"Hukuka aykırı olduğunu bile bile yapıyorum" derken, hukuku nasıl takmıyorsa.. Şimdi de mahkeme kararını takmıyor..
Suç işlediği gerekçesi ile tutuklanan kişiye şeref belgesi veriyor..
"Dava açsalar, kazanırlardı" dediği hukuksuzluğu, bile bile yaparken nasıl vicdanını köreltmişse.. Şimdi de 78 insanın acısı henüz dinmemiş iken, onların ölümüne sebebiyet vermekten tutuklanan kişilere Hizmet Şeref Belgesi vererek, vicdansızlığını tescilliyor..
Ve bu vicdansızlıklar sergilenirken..
Kanuna karşı, mahkeme kararlarına karşı bu kabadayılıklar sergilenirken..
Hâlâ birileri, "78 Can gitti.. Bir istifa yok" diyorlar..