Boğaziçi mezuniyet töreninde papazlık!
ALİ KARAHASANOĞLU
Nankörlük kötü, çok kötü bir hastalık..
Hele hele, daha hayata yeni başlarken, öğrenciliğin bitimi aşamasında yapılan nankörlük, bir de buna cehalet eklendi ise, çok kötü bir hastalık..
Boğaziçi Üniversitesi'nde bir öğrenci, kendince bir protesto yapmış..
Protesto ne için
Yıllardır Boğaziçi Üniversitesi'nin bahçesinde, ayakta duran ve böylece öğretim üyeliği yaptığını sanan sözde akademisyenlere değil protesto..
Dersine giren, öğrencisini yetiştiren, sınavları zamanında notlandırıp, öğrencileri mezun eden yönetimin başındaki rektörü protesto ediyormuş..
Neymiş rektörün protesto edilecek yanı
"Atanmış" imiş..
Behey cahil, Türkiye'deki hatta dünyadaki tüm rektörler zaten atanmış..
Senin destek verdiğin eski rektörler, atanmamış mıydı
Kim seçmişti, söyler misin
Üniversitenizin içindeki bir kirli beyin ifşa etmişti geçtiğimiz yıllarda, "Üniversite içinden bizler belirliyor, onu YÖK'e dikte ettiriyorduk" diye..
"Biz" dediği ise, üniversitenin tamamı olarak sanmayın..
Üniversite içinde bir klik..
Sureta, bir seçim. 6 isim. Sonra üç isim. Sonra o kliğin Ankara'yı tehditleri..
Ve o kliğin istediği kişinin atanması..
Protestocu öğrenci, bunu seçim olarak kabul ediyor.
Halkın çoğunluğunun seçtiği cumhurbaşkanının direkt yaptığı atamayı ise, "asla olamaz" diyor.
O zaman, atanmış rektörün bulunduğu üniversitede niye okudun
Yatay geçiş ile bir başka üniversiteye geçseydin ya..
Hani Ekrem abin var ya..
Hani 380 puanla, Girne Amerikan Üniversitesi'ne ancak kaydolmuş, sonra sahtekarlıklar yaparak, İstanbul Üniversitesi'nin 500 puanla ancak girilen İşletme Fakültesi'ne paraşütle atlamıştı ya..
Tamam, artık AK Parti iktidarında, böyle hokkabazlıklar yapılmasına asla izin verilmiyor..
Ama Boğaziçi Üniversitesi'ne kaydını yaptırabildiğine göre, iyi-kötü bir başka üniversiteye yatay geçiş de yaptırabilirdin..
Niye gitmedin
Sakın, "Orda da atanmış rektör vardı" demeye kalkma..
O zaman "Sen şov yapıyorsun.." derim..
Niye kızdım..
Ekrem İmamoğlu'nun milyonlarca örğencinin hakkını yiyerek kazanamadığı fakülteye kaydını yaptırıp, yolsuzluk sonucu aldığı diploma iptal edildiği için, kendi aldığı diplomayı da yırtmış..
Diploma, resmi bir evrak..
Protesto için veya bir başka şey için yırtarsanız, suç işlemiş olursunuz..
Hiç kusura bakmayın..
Eski Türkiye yok artık..
Birileri kulağınıza üfledi ise..
Onu da ihbar edersiniz, birlikte alırsınız cezayı..
Bir başka müeyyidesi daha var, o diplomayı yırtmanın..
Mevcut Boğaziçi Üniversitesi yönetimi böyle bir uygulamayı yapar mı bilmiyorum ama..
"Kusura bakma sayın öğrencimiz. Verdiğimiz diplomayı kaybetmemişsin. İsteğin dışında imha olmamış. Bilerek ve isteyerek yırtmışsın. Artık yenisini isteyemezsin" diyerek, bugün siyasilere şirin görünmek için resmi evrakı yırtarak şov yapan öğrenciye hak ettiği cevap verilmeli..
O zaman görürüm, Sözcü, Cumhuriyet ekibini de arkalarına alıp, "N'olur ya.. Çocuk diplomasını yırttı diye, 4 sene boyunca girdiği sınavları yok mu sayacaksınız" söylemlerini..
Bir daha kendisinin diploma talebinde bulunmayacağını da, kendisi ifşa etmiş: "Bu diploma hükümsüzdür. Müstakbel cumhurbaşkanının diplomasını iptal eden, kafasına göre fakülte açan-kapayan bu istibdat rejiminin diplomasını reddediyorum."
Çok güzel..
Bugün böyle, yarın öyle yok ama..
"Bir gençlik heyecanı idi" diye acındırmak yok..
2018 yılında, Hacıbektaş Veli Üniversitesi'nde, bir başka fakültenin binasında eğitim yapmasına karar verilen aynı üniversitenin diğer bölümü için, 2020'den sonra öğrenciliği başlayan rektör eşi üzerinden, "rektör, hanımı yorulmasın diye, fakülteyi eşinin ikametgahına taşıdı" ahlaksız başlığını atan Sözcü gazetesi, şimdi seni manşet yapar da..
Ekrem İmamoğlu ile tartıştıklarında, genel yayın yönetmenleri, "Ekrem beyin bize ettiği küfürleri duysanız, çok utanırsınız" sözlerini genç mezunumuz bilmeyebilir ama..