Berat gecemiz, beraatımız olsun

Gün o kadar dolu ki..

Neyi yazmam gerektiğine karar kılamadım.

"Günlük gelişmelerin, yaşananların hepsinden sıyrılıp, bu akşam idrak edeceğimiz Berat gecesi ile ilgili düşüncelerimi paylaşmalıyım" diye düşünürken...

"Kendimize çeki düzen verme vesilesi olması gereken Berat gecemizin, bizi beratımıza götürmesi için neler yapmalıyız, bunu konuşmamız gerekir" diye yazıya başlarken..

Ama, Akit gazetesinin iyi gününde ve özellikle de kötü günlerinde, her daim yanımızda olan Ömer Bolat beyin babası Şevki amcamızın vefat ettiği, toprağa verildiği günün ertesinde..

Akit ailesi olarak her cenazemizde..

Sevincimizde..

Susturulmak üzere davalara muhatap olduğumuzda..

Baskın yediğimizde, korkutulmak istendiğimizde, tehdit edildiğimizde, hep yanımızda olan Ömer beyin acısını paylaşmak da, aslında bir berat vesilesi olmaz mı, diye düşünüp, hatıralarımızı sizlere aktaracak iken..

Yine günlük gelişmelere dalmak üzere, yelkenleri açtık.

Ama aklımızda hep, Berat'ımıza vesile olacak işler yapmakyazmak var.

Bu vesile ile, bir cuma günü, Cuma namazı çıkışında, Fatih Camii avlusunda şehid edilen Metin Yüksel'i anmak için, dün aynı caminin avlusunda, aynı namaz sonrasında buluşan topluluğun haberi geliyor önüme..

İmam Hatip Lisesi'nde okuduğumuz günleri hatırlıyorum.

Metin Yüksel'in şehadet haberini öğrendiğimiz günler aklıma geliyor, Allah'tan rahmet dileğimde bulunuyorum ki..

İçimi acıtan bir paylaşımla karşılaşıyorum..

Yüksel ailesinin, İslam alimi babalarının, kardeşlerinin de üzüntüsü olan, Edip Yüksel, İhsan Eliaçık ile birlikte, Metin Yüksel'i, Deniz Gezmiş ile buluşturarak düzenlenen bir etkinlikte konuşacakmış..

"Aman Ya Rabbi" diyorum..

"Berat" diliyorum..

Sadrettin Yüksel gibi, İslam uğruna hayatını feda eden bir baba..

Şehid olan oğul; bir Metin Yüksel!

Ve maalesef şaşıran kardeş Edip Yüksel..

"Allah'ım, bize yardım et" duamızı tekrarlıyorum..

İmam Hatip günlerimi hatırlarken..

O da ne

Bir paylaşım, İlim Yayma Cemiyeti'nden bir heyet, Ali Koç'u ziyaret etmiş..

O ziyaret sırasında da, Ali Koç'un dedesi Vehbi Koç'un, 1960'lı yıllarda, Fatih İmam Hatip Lisesi'nin yurdunda, her Ramazan günü bir akşam iftar yemeği verdiğine dair bilgiler, ziyarette konuşulmuş ve o yıllara ait bir belge, hatıra olması için Ali Koç'a takdim edilmiş..

1960'lı yıllar, Tayyip Erdoğan'ın o İmam Hatip Lisesi'nde yatılı olarak okuduğu yıllar.

Ben 1973'te, o İmam Hatip okulunun, o yurdunda kalmaya başladım..

Kimbilir, belki de, benim de yurtta kaldığım dönemde verilen iftar yemeklerinden birisi, Vehbi Koç'un katkısı ile karşılanmıştır..

Olaya bakın..

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, ortaokul-lise yıllarında kaldığı yurtta verilen iftar yemekleri, Vehbi Koç'un da içinde bulunduğu işadamları tarafından karşılanırken..

Aynı işadamlarının birçoğu, o İmam Hatip'lere karşı olarak kamuoyunda biliniyor, öyle tanınıyorlar..

Biz mi yanlış tanıyoruz.

Onlar mı kendilerini yanlış tanıtıyorlar

Birileri, bu ülkenin gelişmesini önlemek için, kardeşliğini bozmak için, birliğini bozmak için, suni gündemler mi icat ediyorlar..

Herkes istediği okula gidebilse.. İstediği eğitimi alabilse.. Kimse kimsenin önünü tıkamaya çalışmasa..

Herkes büyük günün "berat"ını almak için, şu üç günlük dünya hayatını geçirmeye çalışsa..

Çok şey mi istemiş oluruz, acaba

Tam bunları yazarken, yazı işlerinden arkadaşlarımız, son dakika haberini gösteriyorlar..

Yusuf Ziya Gümüşel hocamız ile ilgili İstinaf'ın verdiği bozma kararı..

Psikolojik sorunlar yaşayan kızımızın, hâlâ hakim önüne çıkartılmayan entel-dantel bir psikiyatr'ın yönlendirmesi ile suçladığı babası Yusuf Ziya Gümüşel hocamız için verilen cezanın bozulmasını, daha açık söyleyelim, biz beraat kararı verilmesini beklerken..