Batsın Eğitim Sen'in kıyak düzeni! Karl Marks mı M. Kemal mi
ALİ KARAHASANOĞLU
Üniversite öğencilerinden yeterince karşılık alamadılar.
Şimdi sırada, daha saf, daha tecrübesiz lise öğrencileri var..
Cumhuriyet gazetesi, Eğitim Sen isimli; artık kapatılması zorunlu olan sendikanın zorlaması ile okul bahçesine toplanan ve derse girmeyip, boykot yapma görüntüsü veren liselilerin fotoğrafını yayınlarken, ortaya bir de Atatürk fotoğraf yerleştirmiş..
Birgün gazetesi ise, daha cesur.
"Bizim amacımız Atatürk değil, direkt Karl Marks" dercesine..
Liselerdeki öğretmenlerle ilgili atamayı konu edinen haberinin fotoğrafı olarak, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin, Karl Marks'lı eyleminden bir fotoğraf vermişler..
Şimdi sorumuz şu:
Cumhuriyet mi samimi, Birgün mü
Gerçek lideriniz, idolünüz, kahramanınız Karl Marks mı
Yoksa Mustafa Kemal mi
Ben ikisinden yana da tercih koymuyorum ama..
Bu ülkenin çocuklarını aldatmak isteyenlerin oyununu bozmak için de, birisinin Karl Marks ile diğerinin Mustafa Kemal fotoğrafı ile çocuklarımızı aldatmaya kalkıştıklarını söylemek zorundayım.
Okurlarımızdan bazıları, "Ekrem İmamoğlu'na hep çağrı yapıyorsunuz; 'Sadede gelsene' diyorsunuz.. Sen de şimdi esas konuya gelsene" itirazında bulunacaklar.
Hemen, esas konuya geliyorum..
Bu ülkenin Milli Eğitim Bakanlığı görevi, sandıktan çıkan irade ile belirlenmesine, itirazı olan var mı
Tabii ki, hukuka aykırı bir işlem yapıldığı iddiasında olanların, dava açma hakkı saklı.
Ama, Milli Eğitim Bakanı'na, "Bir öğretmen, göreve başladığı okulda, ömrü boyunca çalışır.. Hayatını tamamlar, ancak o zaman okuldan ayrılır.. Sen onun atamasını, başka okula yapamazsın" diyorsanız..
Ben de size sorarım: "Siz bunu söylemeisteme yetkisini, kimden aldınız"
Ülkenin yönetimi, sandıkla belirleniyor.
"Ülkenin eğitim seviyesi"ni yorumlarken, değerlendirirken, siyasi iktidarı suçluyorsunuz.
Milli Eğitim Bakanı'nı suçluyorsunuz.
O zaman, Milli Eğitim Bakanı, eğitim seviyesini yükseltmek üzere, kendi objektif kriterlerine göre kararlarını almadan, nasıl başarılı olacak..
Davul Milli Eğitim Bakanı'nın omuzunda. Tokmak ise, Eğitim Sen'in elinde..
Böyle bir düzen olur mu
Sabahtan akşama kadar küfredilen kişi Milli Eğitim Bakanı. Ama öğretmenler bir okulda kaç yıl görev yapabilir, bunu belirleme yetkisi Eğitim Sen'de mi olacak..
Var mı böyle bir dünya
Dünyanın neresinde, öğretmenlerin hangi okulda görev yapacakları, Milli Eğitim Bakanı tarafından değil, sendikalar tarafından belirleniyor
Öyle ilkesizler, öyle çakallar ki..
Milli Eğitim Bakanı, uzun uzun açıklama yapmak zorunda kalıyor:
"Türkiye genelinde 38 bin öğretmenin görev süresi doldu. Yüzde 80'inin görev süresi uzatıldı."
Ne istiyor beyefendiler
Kaymaklı balı bulmuşlar..
Bunun sürgit devam etmesini istiyorlar..
Hani utanmasalar, öğretmenin çocuğununu da, aynı okulda göreve başlayıp, onun da, sonraki toruna işi devretmesini bile isteyecekler..
Milli Eğitim Bakanı, sadece 6 bin kişiyi ilgilendiren bir yer değişikliğinden bahsettiğini söylese de.
Eğitim Sen isimli sol sendika, önce 80 bin dedi, sonra 40 bine indi.. Şimdi ağzını açmadan, önceki yalanlarının piyasada konuşulmasını isteyerek, suskun kalıyor..
Milli Eğitim Bakanı'nın kadrolaşmak istediğini iddia ediyor..
Affedersiniz ama.. O zaman şunu kabul edeceksiniz..
Ataması çıkanlar, Ak Parti'nin düşmanları olmalı ki, yerinizde duramıyorsunuz, ter ter tepiniyorsunuz, itiraz ediyorsunuz.. Yani "Biz kadrolaştık. Şimdi bizim kadrolarımızı, Ak Parti iktidarı, bozmaya çalışıyor. Ama biz Ak Parti'ye 23. yılında dahi bunu bozdurmayacağız" mı diyorsunuz..
Ne ilkesiz insanlarsınız, siz..
14 yaşındaki çocukları, bu kirli amacınız için mi siyasi şovlarınıza alet ediyorsunuz.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin açıklıyor:
"Süresi uzatılmayan, arasında 40 yıldır aynı okulda çalışanlar var, peki bu okullarda diğer öğretmenlerimizin görev hakkı yok mu Biz başka ülkeden öğretmen getirmiyoruz, çalışkanlıklarıyla, performanslarıyla, öğrenci iletişimiyle ön plana çıkmış arkadaşlarımızı getiriyoruz."
Haydi bakalım, Eğitim Sen'liler mi, soldan çarklı siyasiler mi, aklına güvenen bir tane yiğit varsa, çıkıp cevap versin..
Haydi diyelim ki; 40 yıldır aynı okulda görev yapan öğretmen sayısı, üçtür, beştir..
Affedersiniz beyler, okullarımızın her birinin arasında kimi yerlerde 1 km bile mesafe yok iken..
"Ben burda doğdum. Burda öleceğim"