CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Diyarbakır gezisini yarım bıraktı.
TUSAŞ'a, iki PKK'lı teröristin saldırısı sonrası, MYK'yı toplamak üzere, Ankara'ya geri döndü..
Ama kısa süren Diyarbakır gezisinde, İstanbul Sözleşmesi'ne atıf yapılan kadınlarla buluşmasını gerçekleştirdi..
Artık siyasi bir tartışma konusu olan Amedspor forması hediye edilmesi sahnesinde rol aldı..
"PKK terör örgütü değildir" açıklaması ile tanıdığımız Tahir Elçi'nin öldürüldüğü 4 ayaklı minarenin dibine karanfil bıraktı. Bu sırada Özgür Özel'e, PKK'yı terör örgütü olarak kabul etmeyen Tahir Elçi'nin eşi, CHP Milletvekili Türkan Elçi de bulunuyordu..
Peki Özgür Özel, Diyarbakır'a gelmiş iken, Diyarbakır annelerini ziyaret etti mi
Hayır..
Türkan Elçi'nin eşi öldürüldü, gittiniz oraya bir karanfil bıraktınız..
Peki, çocukları PKK tarafından kaçırılan Diyarbakır annelerine, 15 dakikalık bir ziyareti, niye çok görüyorsunuz
Ki, CHP'li hiçbir milletvekili, PKK'dan korkusundan, HDP ile yaptıkları seçim ittifakının bozulmasından endişelendiklerinden, Diyarbakır annelerini 4 yılı aşkın süredir, bir defa bile ziyaret etmediler..
Maskeleri indirmeye devam edelim..
"PKK terör örgütü değildir" diyen eşinin kontenjanından CHP'ye milletvekili olan Türkan Elçi, Özgür Özel ile birlikte Diyarbakır gezisi sırasındaki etkinlikleri, sosyal medya hesabından paylaşmış.
Özgür Özel'in "Birgün bu cinayet de tüm yönleriyle ortaya çıkarılacak. O güne kadar bu davanın takipçisi olmaya devam" sözlerine büyük önem atfederek, tekrar tekrar vermiş.
Ama aynı gün, TUSAŞ'a yapılan saldırıda, öldürülen 5 insanımız için de, "Birgün bu cinayetler de tüm yönleriyle ortaya çıkarılacak. O güne kadar bu davanın takipçisi olmaya devam" paylaşımı yapamamış..
Yapmamış..
Kimbilir, kocası gibi, "PKK terör örgütü değil.. Yaptıkları da terörist saldırı değil.. Haklarını aramışlar" da diyebilirdi..
Özgür Özel'in Diyarbakır gezisinde yanında bulunan Sezgin Tanrıkulu'na bakalım:
Tanrıkulu siyasette daha eski..
TUSAŞ'a saldırı ile ilgili paylaşım yapmış ve demiş ki:
"TUSAŞ yerleşkesinde gerçekleştirilen terör saldırısını lanetliyorum ve kınıyorum.
Saldırıda hayatını kaybeden 5 yurttaşımıza rahmet; yakınlarına, ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralanan yurttaşlarımıza da acil şifalar diliyorum."
Biliyorum, "Beklemiyorduk ama, böyle bir paylaşım yapması isabetli olmuş" diyeceksiniz..
Ben size, 9 yıl önce, PKK'lıların değil de, bir başka terör örgütünün işlediği cinayet ile ilgili olarak, hem de hemen ardından değil, 9. yılında, suçluların birçoğu yüzyıllar boyu cezalar aldıktan sonra yaptığı paylaşımı vereyim, riyakarlığı siz de görün:
"İktidarlarını sürdürmek için bu vahşeti insanlarımıza yaşatanları elbette biliyoruz.
10 Ekim Gar Katliamı insanlığa karşı suçtur ve bu suçlarda zaman aşımı yoktur. Gerçek faillerden, sorumlulardan mutlaka hesap soracağımız günler gelecek."
Haydi, şimdi PKK'lı baronların, iktidarlarını sürdürmek için işledikleri TUSAŞ cinayetini de benzer ifadeler ile kınasaydın ya, Tanrıkulu..
"Bir gün hesabı sorulacak" deseydin ya.
"Vahşet" deseydin ya..
Diyemezsin.
Çünkü PKK sözkonusu ise, cinayetleri kınamak düşük tonda. Ki, eskiden onu bile yapmıyorlardı. "Siz istiyorsunuz diye, PKK'nın eylemlerini kınamak zorunda mıyız" diyorlardı..
Ama PKK dışında bir terör örgütü cinayet işlerse..
O cinayet seçimle işbaşına gelmiş, siyasi iktidarın işlettiği cinayet oluyor. Vahşet oluyor. Ki vahşettir. Hesabı sorulması için takipçisi olacakları söyleniyor..
PKK'lı teröristlerin arkalarında kimler vardı. Silahları kimler temin etti. Emri kim verdi, takipçisi olacağınızı açıklasanıza, Tanrıkulu
Bir CHP'liden daha örnek vereyim:
Mahmut Tanal..
Onun TUSAŞ'a iki PKK'lı teröristin saldırısı sonrasında yaptığı paylaşım da şöyle:
"Ankara'da TUSAŞ'a (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ.) yönelik alçak terör saldırısını lanetliyorum!