Bacadan beyaz duman çıktı (!) Rümeysa'ya özgürlük!

Bacadan beyaz duman çıktı (!) Rümeysa'ya özgürlük!

ALİ KARAHASANOĞLU

Dünyada neler oluyor, neler..

Papa seçiminde, "bacadan beyaz duman çıktı" haberi geldi..

Papa kim olmuş

İlk defa ABD'li biri olmuş..

Müslümanlara hilafeti çok görenler..

Papa'nın seçilip seçilmediğini öğrenmek için "baca"yı takip ediyorlardı..

Türkiye'deki zibidiler, "Naber naber.. Brunson üzerinden, Trump ikidir Cumhurbaşkanınıza mesaj yolluyor" diyerek, Erdoğan'a akılları sıra salya sümük saldırmaya devam ederlerken..

O zibidilerin "Hukuk var. Hukuk olduğu için de Amerika büyük devlet. Milli geliri bizi üçe beşe katlıyor" dedikleri emperyal ülkede tutuklanan doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk, büyük ihtimalle Trump'ın devreye girmesi ile..

Dün akşam saatlerinde serbest bırakıldı..

Rümeysa ile ilgili girişimleri, Cumhurbaşkanı'mızdan hiç duymadık.

Algı yapmadı.. Ama kapalı kapılar ardında neler yapıldığını, Rümeysa Öztürk için nasıl çalışıldığını, dün akşam saatlerinde tahliye kararı ile birlikte öğrendik..

Bu canlı gelişmeler yaşanırken.

Bir yandan da PKK üzerinden tartışmalar alevlendi..

Bizler "Sırrı Süreyya Önder yoğun bakımda.. Durumu kötü.. Öldü, cenazesi kalkıyor. Cenazede Özgür Özel'e tokatı atan, CHP'li belediyenin beslediği bir Atatürkçü çıktı" tartışmaları ile meşgul iken..

PKK, silah bırakma toplantısını, çoktan gizlice yapmış, bitirmiş bile..

Bizim ulusalcı emekli generallerimiz, amirallerimiz konuşmaya devam etsinler:

"PKK, Suriye'nin kuzeyinde çoktan terör devletini kurdu. Geçmiş olsun. 100 binden fazla silahlı unsuru olan bir yapıyı, kimse dağıtamaz. Onları Amerika silahlandırdı. Amerika verdiği silahın bırakılmasını onaylamaz. PKK'nın başındakiler isteseler bile, örgütü dağıtmaya güçleri yetmez."

Geldiğimiz aşamada..

Şimdi PKK dağılıyor mu

Dağılıyor.

Emekli ulusalcı generallerimiz, kur kur kuduruyorlar..

"PKK niye silah bırakıyor" diye isyanları oynuyorlar..

"Amerika.. Amerika. Nolursun canım. Sen müdahil ol. Sen müdahil olmazsan, nolur bizim halimiz" diyerek, Amerikalı patronlarına yalvarıyorlar..

Amerika'dan gelen seste, "Artık biz Suriye'ye, hele hele Türkiye'ye, hiç karışmak istemiyoruz" cevabı duyuldukça..

Fıttırıyorlar..

Cumhur İttifakı'nın el birliği ile; önce FETÖ'yü, şimdi de Amerika'nın ikinci aparatı PKK'yı tasfiye yolunda emin adımlarla yürüdüğünü gördükçe, altlarına kaçırıyorlar..

Çünkü biliyorlar ki, bu ülkede emekli amiral sıfatını taşıyan o malum Halk TV-Sözcü TV daimi konukları adamlardan, eline silah almış Deniz Gezmişleri kahraman gibi anmasının hesabının sorulmasına da "azzzz sonra" sıra gelecek..

Çok değil, "azzz sonra"..

Bugün tek kurtuluşun, yolsuzluktan cezaevinde tutuklu bulunan rüşvetçi Ekrem İmamoğlu'nu hapisten çıkarmak olduğunu bildiklerinden..

Üniversitelilere sokağa çıkmaları için, "Deniz Gezmiş" cesaret hapı veriyorlar..

Ama sanmasınlar ki, suçluyu övmenin, suçluları kahraman gibi göstermenin hesabı sorulmayacak..

Gezi isyanının hesabı 11 yıl sonra sorulmaya başlanmasında olduğu gibi, sanmasınlar ki uzun süreli gecikmeler yaşanacak..

Sanmasınlar ki, Kobani için halkı sokağa çağırıp, 50'den fazla insanımızın ölümüne sebebiyet vermesinin hesabı, Selahattin Demirtaş'tan yıllar sonra sorulduğu gibi, kendilerinin hesabı da, yıllar yıllar sonraya bırakılacak..

FETÖ bitti.

PKK bitiyor..

Artık, suç işleyen, yıllar sonra değil..

İşlediği gün hesabını verecek..

Ulusalcı emekli generallerin, bir müddet daha, Halk TV'de, Sözcü TV'de, ekmek yedikleri TSK'ya saldırmaya devam edeceklerinden emin olabilirsiniz.

Hiç utanmadan, "topuk selamı çaktı" diyerek, onlarca Genelkurmay başkanının, Milli Savunma Bakanı'nın başaramadığını gerçekleştiren (Genelkurmay Başkanlığı da yapan), bugünün Milli Savunma Bakanı'na saldırdılar, saldırmaya devam edecekler..

Topuk selamını, teröristin elinde silah varken ona çakanlar, teröristle birlikte yol yürüdükleri için Diyarbakır annelerini ziyaret etmeye cesaret bile edemeyen Ekrem'ler, teröristin heykelini dikmeye kalkışan Demirtaş'lar şimdi cezaevinde..

Ama, PKK'ya diz çöktüren siyasi iktidara, siyasi iktidarın Milli Savunma Bakanı'na, teröristlere örgütlerini feshettiren iktidara, "Teröriste topuk selamı çaktı" diyen ahlaksızlar, kendilerine dokunulmayacağını sanmasınlar..

Eşref Bitlis, canını kaybetmişti, PKK'ya silah bıraktıracak adımı atarken. Öyle büyük bir işi başaracaktı ki.. Fırsat vermediler.. 32 yıllık sır hala çözülemedi.

Turgut Özal, cumhurbaşkanı koltuğunda ölen tek isim. (M. Kemal birden fazla seçilmiş, Cemal Gürsel ise zaten darbe ile cumhurbaşkanı koltuğuna oturmuştu. Bu iki ismi hariç tuttum) Tam da PKK'ya silah bıraktıracak iken öldürüldü.