AYM'yi kime şikayet edelim.Yine de AK Parti'ye helal olsun!
ALİ KARAHASANOĞLU
Türkiye, önce bir medya organında, Yargıtay 11. hukuk dairesi Başkanı'na yönelik suçlamalarla..
Ardından o yüksek hakimin "hodri meydan" cevabı ile çalkalandı..
Ben Hukuk fakültesinden birlikte mezun olduğunuz Yargıtay 11. Hukuk Daire Başkanı Abdullah Yaman lehine şehadetimi dile getirdim..
Bazı okurlar, itiraz ettiler..
Suçlamaların özeline girmeden yaptığım şehadeti, yeterli bulmadılar..
Günlük yazıda, hukuki kavramlar üzerinden bir yazı kaleme almak çok zor. Mümkün olduğunca basite indirgeyerek, belki de AK Parti iktidarında Türkiye'nin hukuk açısından nasıl çağ atladığını, tam da karalama yaptıkları olay üzerinden yazarak, bir "hodri meydan" da ben diyeyim..
Suçlamaların merkezindeki Kamil Darbaz'ın, pazar günü sosyal medya hesabından yaptığı suçlamalardaki yanlışları masaya yatırayım.
Hayır, dosya içeriği ile ilgili hiç kimse ile belge alışverişi yapmadım.
Hukuk dünyasını elinde tutan sol çevrelerin yıllarca gizledikleri Yargıtay kararları, bir dosyada verdikleri kararları, başka dosyada es geçtiklerini göstermemek için, yayınlamaktan imtina ettikleri Yargıtay kararlarını, AK Parti iktidarı herkesin ulaşımına açıldı..
Birileri istediği kadar, Hukuk endeksinde geriledik desinler..
Ben tam aksini söylüyorum.. Hukuk endeksinde, çağ atladık. AK Parti iktidara geldiğinde, sadece 200 bin içtihad resmi sitede ücretsiz yayınlanıyor iken, dün bu yazılı kaleme alırken tekrar baktım, yayınlanan Yargıtay içtihad sayısı: 9 milyon 713 bin 140.
Hukuk endeksi böyle zirveye çıkartılır. Şeffaflık böle sağlanır.. Hukuk devleti böyle olunur..
Şimdi kimin bir sorunu var ise, Yargıtay'ın o konuda görüşünün ne olduğunu, açıp görmesi sağlanmış durumda..
Tartıştığımız konuda da..
www.yargitay.gov.tr linkini tıkladım.
Şikayetçi Kamil Darbaz'ın anlattığı şekli ile, hukuk tecrübemi de kullanarak, kararlarda arama yaptım..
Buyrun, Kamil Darbaz'ın, "Malıma çöküldü" diye anlattığı, "Anayasa Mahkemesi beni haklı buldu. Yine de Yargıtay malımı vermedi. Çünkü ..." diyerek karalamalar yaptığı olay ne imiş, buyrun birlikte görelim..
1) Kamil Darbaz, iki ortaklı şirketi olduğunu, ortağının yetkisiz şekilde şirket arsasını sattığını, Yargıtay'ın da buna sessiz kaldığını söylüyor..
Bir hukukçu olarak değil, yıllarca ticaretin de içinde olan bir gazeteci olarak sorayım: "Kamil bey, senin yanlış ortak seçiminin sorumlusu Yargıtay mı" Devam edeyim: "Şirkete müdürü sen seçiyorsun, o müdür yanlış yaptığında, sorumlusu Yargıtay mı"
Ve en kritik soru: "Yargıtay'ı karalayacağına, niye müdürlüğe getirdiğin ortağından zararını istemiyorsun"
İşte konunun bam teli de zaten bu..
Kişiye güvenmişsin, şirket ortağı yapmışsın.. Hatta kendinle birlikte, onu da tüm yetkilerle donatıp, müdür yapmışsın.. O da, şirketin bir arsasını satmış.. Şimdi Yargıtay'ı suçluyorsun.. Özellikle de, dürüstlüğünden şüphe etmeyeceğimiz yüksek hakimi kendine hedef seçiyorsun..
Yanlış yapıyorsunuz..
Kamil Darbaz, sanki her mahkemeyi kazanmış, en son gelinen aşamada bir yüksek hakim tarafından önü tıkanmış gibi algı oluşturuyor. Oysa gerçek böyle değil.
Kadıköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi Kamil beyin davasını reddetmiş.. Hedef seçtiği yüksek hakim o tarihde Yargıtay'da bile değil..
Sonrasında, Kamil beyin aleyhine karar, Yargıtay tarafından onanmış, kesinleşmiş..
Kamil bey bunları gizleyip, sadece Anayasa Mahkemesi kararını söylüyor..
"AYM benim haklılığa karar verdi. Yerel mahkeme AYM'ye uydu.. İstinaf uydu. Ama 11. Daire bana engel oldu" diyor.
Can Atalay dosyasında da, Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki uyuşmazlığa şahit olduk.. Burda da benzer bir durum var diyeceğim ama. Can Atalay kararındaki kadar da ayrışma çok kesin değil. Can Atalay kararında, AYM, açık ve net, kesin şekilde, "yargılanamaz, tahliye edilsin" dedi.. Yargıtay, "Yargılandı, ceza kesinleşti, tahliye edilemez" dedi..
Şimdi önümüzdeki dosyada ise AYM, Kamil Darbaz'ı haklı bulmuş ama..
Verdiği kararda şöyle bir ifade yok: "Darbaz'ın şirketine, arsanın tapusu iade edilmelidir."
Peki AYM bunu demiyor da, ne diyor
"Arsa'nın tapusu, Darbaz'ın şirketine iade edilmemiş ama, bu karar verilirken, yeterli gerekçe gösterilmemiş."
Bu ne anlama geliyor..
"Dosyaya bir daha bakın. Eğer yeterli gerekçe gösterebiliyorsanız, gösterin.. Gösteremiyorsanız, arsayı iade edin."
Kamil bey bu kararı nasıl gösteriyor
"Kazandım, kazandım. 330 dairelik bina benim oldu.. Hem de tek kuruş harcama yapmadan, 330 daireli binanın sahibi oldum.." diyor.
Şaşırdınız değil mi
Şaşırmayın, Kamil Darbaz, hep arsadan bahsediyor.. Gerçeğin bir kısmını gizlemek, en büyük yalandır..
Darbaz, o arsanın satışı sonrasında, üçüncü şahıs konumundaki şirketler tarafından arsaya bina yapıldığını, yapılan binadaki dairelerin dördüncü kişilere satıldığını, o arsada bugün 330 daire bulunduğunu, yüzlerce malik olduğunu anlatmıyor..

34