Aslı varken, taklidi kim tercih eder
ALİ KARAHASANOĞLU
Dünkü yazımda, Ekrem İmamoğlu'nun, Tayyip Erdoğan gibi olmak için, onu taklit ederek bir yerlere varmayı planladığını anlatmıştım..
Yorumlardan gördüm ki, atladığımız daha başka bir sürü ayrıntı varmış..
Gerçekten de, halk ile iç içe gibi görünmek için, halkın inancı ile barışık olduğu izlenimi vermek için, Eyüp Sultan Camii'nde Yasin suresini okumak, Tayyip Erdoğan taklidi değil miydi
Erdoğan, kendisi olarak camide Kur'an okuyor..
Bir şehid taziyesine gidiyor, aşr okuyor..
Ama Ekrem İmamoğlu, yanına Beylikdüzü'nden bir imamı alıp, Eyüp Camii'nde Yasin suresinin birinci sayfasını yüzünden okumaya çalışarak, Tayyip Erdoğan taklidi yapmaya çalışıyor..
Siz hiç Erdoğan'ın, yanına, hatalı okumalarını düzeltmek için imam alarak Kur'an okuduğuna şahit oldunuz mu
Üstelik Erdoğan, aşrı ezbere okuyor. Taklitci Ekrem ise, Kur'an-ı Kerim'i yüzünden okurken bile, yanında bir de imam bulunduruyor..
Tayyip Erdoğan'ın, üniversite yıllarında aynı zamanda çalıştığı bilgisi üzerine, Ekrem İmamoğlu da, "Ben de üniversite yıllarında çalıştım, ben de" diyerek ortalığa atılmıştı.
"Ben de üniversite okurken, köfteci dükkanı açmıştım" diyen Ekrem, sonunda duvara tosladı..
Kıbrıs'ta, müteahhit olan babasının parası ile kayıt olduğu üniversitenin, Türkiye'de denkliği olmadığı halde, nasıl yatay geçiş yaptığı, nasıl üniversite imtihanına girmeden İstanbul Üniversitesi'ne kaydolduğu konusunda iddialar ortaya çıkınca, "Keşke bu konuda Tayyip beye benzediğimi söylemeseydim" deme noktasına geldi.
Ekrem bey, her fırsatta, kendisini Tayyip Erdoğan'a benzetmeye çalışıyor da..
Bir türlü başarılı olamıyor..
"Sen şiir okudun, mahkum oldun ya" diye başladı..
YSK üyelerine "ahmak", Ordu Valisi'ne "it" demeye kalkıştı.
Amacı, iki ayda yargılamasının tamamlanıp, mahkum olması, 3 aylık cezaevi süreci ve sonra "İşte yeni Tayyip Erdoğan" algısı..
Olmadı, başaramadı.
Ardından belki bu sefer 2 aylık bir hapis alırım diyerek, belediye meclis üyesine "Kayak takımı senin ... " diye küfretti..
"Erdoğan şiir okuyup cezavine girmişti. Ama şimdi, şiir okuduğu için beni hapse atacak hakim nereden bulayım.. Bari ona buna hakaret edeyim, 'Erdoğan şiir okumuştu, cezaevine girdi. Ben de eleştiride bulundum, cezaevine girdim" diyecekti..
Olmadı, iki ayda yargılanıp, cezaevine girecek aşamaya dosyalarını bir türlü getiremedi..
Hakaret davalarında bir netice yok..
Ama Ekrem bey, şimdi ihaleye fesat davalarından nasıl kurtulacağının hesabını yapıyor..
Erdoğan'a benzemek istiyor, onu taklit ediyor ama,
Erdoğan'ın yapmadıklarını, hiç dikkate almıyor..
Erdoğan, Ekrem İmamoğlu kısa şortla sokaklarda dolaşırken siyaset yapmaya başlamıştı..
En ağır iftiralara maruz kaldı, manşetlerden kendisine savaşa açıldı..
Tayyip Erdoğan'ın aleyhine yayın yapanlarla, Ekrem İmamoğlu aleyhine yapılan yayınları aslında kıyaslamak bile abes.. Çok daha ağır eleştirilere muhatap olan Tayip Erdoğan idi.
Ama Erdoğan, açtığı davalarda, kazandığı tazminat var ise, bir medya organının, bir televizyon kuruluşunun yayın yapmak için kullandığı kameralarını haczedip, yediemine götürme şımarıklığına imza attığını kimse görmedi..
Ama Ekrem İmamoğlu bunu yaptı..
Akit tv'ye yolladığı avukat ve icra memurları vasıtası ile hem de bir Cuma günü, Cuma namazı sırasında, haciz yaptırıp, kameraları yediemine götürmeye kalktı. Kameraları götürmede başarılı olamayınca, bilgisayarları götürttürdü..
Tayyip beye benzemek istiyorsun, onu taklit ediyorsun da..
Bu konuda niye Tayyip beyi kendine örnek almıyorsun
Tayyip Erdoğan'ın mahkumiyet kararı aldığında cezaevine yollanmasını taklit etmeye çalışan Ekrem İmamoğlu, "ikidir milleti topluyorum ama.. Ortada bir şey yok" diye etrafındakilere sorup duruyormuş..
"Saraçhane'yi milleti topladık. Ama yeterli elektrik alamadık. Şimdi Çağlayan Adliyesi önüne belediye çalışanlarını topladık, 'halk toplandı' dedik. Ama yine heyecan yok, kuru gürültü var. Tayyip Erdoğan'ın cezaevine gidişteki miting gibi veda yürüyüşü, bir türlü gerçekleştirilemedi. Niye ki acaba" diye, danışmanlarına soruyormuş..
"Erdoğan 25 yıl önce veda mitingi yaptı.. Ama o mitingde ne terör örgütü sloganları atıldı. Ne de polisle çatışıldı.. Oysa o zaman da merkezi yönetim, Erdoğan'ın partisine zıt isimlerin elinde idi. Şimdi biz nerede miting yapsak, polisle kavga ediyoruz.. Niye böyle oluyor ki"